Hocaefendi, “İslam Ekonomisi, şayet bir bina ise, onun temeli, İslâmın ictimaî yapısıdır. İslam Ekonomisine bir insan veya organizma nazarıyla bakılacak olursa, ictimaî yapı, onun ruhu ve canıdır.” diyor. Yani içtimaî yapı, İslam'a uygun kurulmadan İslâmî Ekonomiyi bina edemeyiz, demek istiyor.
Abdullah Aymaz | samanyoluhaber.com
Enginliğiyle Bizim Dünyamız
Temeli faize dayalı kapitalist anlayış, toplumlar arası farklı katları, zengini daha zengin, fakiri daha fakir hale getirip bu durumu katlaya katlaya büyük bir uçurum haline getirmesine karşılık Batı’da bazı vicdanlar bu tehlikeyi görüp harekete geçmeye başladı. Daha önce ele aldığımız (Çözümler Bilhassa İslam, Bütün Yollar İslam’a Çıkıyor, Yaklaşan Kriz Ve İslam Kapitalizm) Başlıklı yazılarda bazı isimler ve örnekler vermiştik. Yani çözümü İslamiyette arayanlar var. Peki bizim onlara takdim edeceğimiz neyimiz var? Ben bu hususta konuların uzmanı akademisyenlerimize M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin “ENGİNLİĞİYLE BİZİM DÜNYAMIZ -İktisadi Mülahazalar-” isimli kitabımız üzerinde çalışmalarını tavsiye ediyorum… Günümüz dünyasının anlayacağı şekilde pek çok tebliğ yazısı, hatta kitap çıkacağına ve insanlığa faydalı olacağına inanıyorum.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri yüz sene önce yazdığı eski eserlerinde vahşi kapitalizme karşı “Eğer bu medeniyet binasının içinden ribâ / faiz taşını çeksen bu medeniyet yıkılacaktır” meâlinde bir tesbitte bulunuyor. Ehl-i insaf ve ve ehl-i vicdan Batılı bilginler de aynı şeyi, bu günlerde ifade ediyorlar.
Ama eğer meseleyi daha köklü ele almak istiyorsak Hocaefendinin “Enginliğiyle Bizim Dünyamız” eserine iyi kulak vermemiz gerekiyor. Hocaefendi: “İslam Ekonomisi, şayet bir bina ise, onun temeli, İslâmın ictimaî yapısıdır. İslam Ekonomisine bir insan veya organizma nazarıyla bakılacak olursa, ictimaî yapı, onun ruhu ve canıdır.” diyor.
Yani içtimaî yapı, İslama uygun kurulmadan İslâmî Ekonomiyi bina edemeyiz, demek istiyor.
Hocaefendi kitapta Kapitalizm ve Komünizm gibi sistemler üzerinde de duruyor, hatta onların tarih içinde nasıl kurulup geliştiklerini de ele alıyor. Sonra İslâmiyetle mukayese ediyor.
Hocaefendi, kitapta Birinci Bölümü, İctimaî yapı olarak ele almış ve İctimaî Yapının Temel Dinamiklerini de: İslamda ictimaî yapı; Akîde / İnanç ve Amel üzerine temellendirmiştir. Hakka ve adalete dayanmayan hiçbir sistem ayakta duramaz” demektedir. Onun için İslamiyetin esas olarak yepyeni bir insan modeli ortaya koyduğunu âyetlerle, hadislerle ve sahabe yaşayışı ile anlatmaktadır. Ayrıca fert-cemiyet münasebetlerinde Ruhî Yapının tesirini, sabır, merhamet ve ihsan şuurunun Müslümanlarda tebellür edişini misallerle göstermektedir. Evet İslamda imtiyazlı sınıf yoktur. Onun için bu güzellikler, tuğlaları kurşunla perçinlenmiş gibi sağlam bir toplumda ortaya konmuştur. Örnekleriyle bu hususlar, kitapta anlatılmıştır.
Hocaefendi, üstün toplumda Emr-i bi’l-maruf (İyilik emir) nehy-i ani’l-münker (Kötülükten nehiy) ile topluluğun temiz ve canlı kaldığını ele almış ve detaylarında şu tesbitleri yapmıştır: Kötülüklere müsamaha, tehlikenin habercisidir. Kötülükler anarşiye götürür. Fert ve cemiyet arasındaki denge mutlaka kurulmalıdır. Devamlı metafizik gerilimi korumak gerekir. Bu hususta devlete düşen görevler de vardır. İslamiyete göre halkın devleti ve idarecileri denetleme yetkisi vardır. Bu tesbitlerle ilgili Kitaptan, Sünnetten bilgiler yanında uygulamalardan da misaller verilmiştir.
Hocaefendi Sırat-ı Müstakim başlığı altında, Efendimizin (S.A.S.) “Ben de sizin gibi bir beşerim” sözünün mânası üzerinde durmuş. Mürşidimizin Kur’an olduğunu vurgulamış ve fıtratla zıtlaşan bir kısım aşırılıkları da ele almıştır.
Ayrıca İslâmın İstikamet olduğu tesbitinin altında bu kitapta Kur’an ve Kur’an toplumunu, insanî realiteler ve sırat-ı müstakî, aklın hoyratmasını, ilimde istikameti, ilme ve ilim adamına saygıyı, insanı ruh ve cesediyle kavramayı tafsilatlaştırmıştır. İslam dışı bazı dinlerin insan anlayışına temas ettikten sonra dünyanın bir çıkmazda olduğunu, kurtuluşun da Kur’an’da bulunduğu ve Kur’an’ın insan anlayışını ifade etmiştir.
İctimaî yapının esaslarında Hocaefendi, şu hususlara yer veriyor: Vicdanın Duruluğu: a)Vicdan duruluğu ve muhasebe duygusu, b)Duru vicdanın hürriyet ufku, c)Kahramanlıklar korkusuzların eseridir. d)Zirvedeki ruhlar, e)Vicdanı duru olanlar, f)Tevhid Şuuru, g)Davetimiz tevhidedir.
Hukuk Karşısında Eşitlik bölümünde şunlar üzerinde duruyor: a)Pratikte eşitlik, b)Küçük göründükçe büyümek, c)Kulluk tacı, d)Meliklik mi kulluk mu? e)Kulluk Onunla büyümüştür. f)Biz de onlardan biriyiz, g)Üstünlük takva iledir, h)Hakka kul olanlar, kula kul olmaz, i)Kur’an kimseye ayrıcalık tanımamıştır, f)İşte gerçek eşitlik, k) İslamın Müsavat âbidesi Hz. Ömer, l)İşte canlı bir örnek…
Sonra Hocaefendi, Aile Hayatı, İnsanın değeri, Yöneten ve yönetilen münasebetleri üzerinde durmuştur.
İkinci Bölümde, Ekonomik Yapıyı ele alarak diğer ekonomik sistemlerden bahsettikten sonra, Orijinal olan İslam ekonomisini bütün detayları üzerinde durmuştur. Bu uzun konuyu kitaba havale ediyorum.
Gerçekten M. Fethullah Gülen Hocaefendinin daha 1970’li yıllarda câmi kürsülerinden verdiği vaazların çözümünün kendi kontrolünden geçmesinden sonra kitaplaşması sağlanan bu muhteşem eser, konusunda bir başucu kaynaktır. Bilhassa bu günlerde iyice bir çıkmaza giren insanlığa akademisyenlerin bu mübarek eserden faydalanarak ihtiyaç giderici bir lisanla takdim edecekleri bilgiler çok büyük ihtiyaç olduğu kesin… Bu fırsatı çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Atalarımızın çok güzel bir sözü var: DEMİR TAVINDA DÖVÜLÜR… Önümüze konulan bu tavı kaçırmayalım… Sonra Hak katında bu ihmalimizin hesabını veremeyiz…