CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, "AKPlilerin kafasında ülke ne kadar istikrarsız olursa, bomba patlarsa insanlar bize yönelir gibi bir düşünce var. Bu tehlikeli bir şeydir. Bunun için insanlara kıyılıyor, bombacılar iyi takip edilmiyor. Öyle bir görüntü ortaya çıkıyor." dedi.
Karakaş, "Basını yasaklarsanız, baskı yaparsanız, 'bu bana muhalif' derseniz o zaman tek boyutlu ve sesli bir basın istiyorsunuz demektir. Bu vatandaşın haber alma hakkını engellemek demektir. AB'den gelen uyarıları hükümetin dikkate alması lazım. AB'nin ve özgür demokratik dünyanın parçası olacaksak özgürlükleri güvence altına almamız gerekir." diye konuştu.
1 Kasımda yapılacak genel seçimler dolayısıyla partisi adına çalışmalarda bulunma çerçevesinde Nevşehir'e gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, il binasında CHP İl Başkanı Kamil Gülmez, Merkez İlçe Başkanı Semasi Yücel, milletvekili adayları ve partililerle bir araya geldi. Burada partililere partisinin çalışmaları hakkında bilgi veren Karakaş sonrasında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanının partilerle istişare etmeden, partileri bir araya getirmeden acele olarak seçim kararı aldığını kaydeden Karakaş, hükümeti de Cumhurbaşkanı'nın yönettiğini ifade etti.
Türkiye'nin, Cumhuriyet'in hiçbir döneminde bu kadar kargaşa ve kaos yaşamadığını söyleyen Karakaş, Ankara'da yaşanan patlamaların adeta göz göre göre geldiğini söyledi. Ankara'daki patlamanın öncesinde Diyarbakır ve Suruç patlamalarının olduğunu hatırlatan Karakaş, CHPli milletvekillerinin Suruç ve Adıyaman'da hazırladığı raporlarda bomba koyanların isimlerinin bulunduğunu, ama hükümet ve emrindeki istihbarat, MİT, güvenlik güçlerinin büyük bir aymazlıkla göz göre göre gelen bu katliamı önleyemediklerini belirtti.
İnsanların artık can güvenliğinin ortadan kalktığını anlatan Karakaş, "Türkiye büyük bir istikrarsızlık içerisindedir. Bırakalım temel hak ve özgürlükleri, can güvenliği yok. Halbuki hükümetlerin birinci görevi insanların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bu hükümet bunu sağlayamıyor. Demokrasi ve barış diye Ankara meydanında toplanan barışçıl gösteri yapmak isteyen insanların canlarını koruyamıyor. Dolayısıyla bu hükümete güven kalmamıştır" dedi.
BASIN KURULUŞLARINA BASKI
Ülkede ifade özgürlüğünün olmadığını, basın üzerine de büyük baskının yapıldığını kaydeden Karakaş şöyle devam etti: "En son 7 televizyon kanalını dijital platformlardan çıkardılar. Yayın yapmalarını engelliyorlar. Yani tamamen demokrasiden de uzaklaşmış durumdalar. O yüzden 1 Kasım seçimleri çok önemlidir. Türkiye'nin tekrar bir arada yaşama, barış ve demokrasi rayına girmesi lazımdır. Bunu da yapacak parti CHP'dir. Biz 7 Haziran seçimlerinden sonra da diyalogla, partiler arası görüşmelerle bir koalisyon olsun istedik, çok gayret sarf ettik ama maalesef hükümet bunu da erken seçime gitmenin bir aracı olarak kullandı. Bunda MHP'nin de çok olumsuz tutumu var. Demokrasilerde bir parti tek başına iktidar olamıyorsa koalisyon olur. AB'nin 28 ülkesinin 20'si koalisyonla yönetiliyor. Bunun bir ayıbı yoktur. Türkiye'de de geçmişte çok başarılı koalisyonlar vardır. Önemli olan özgürlükleri, demokrasiyi, eşit yurttaşlığı, birarada barış içerisinde yaşamayı kararlaştıralım ve bunun da gereklerini yapalım."
CHP olarak seçimlerden sonra mutlaka iktidar sorumluluğunu almak istediklerini belirten Karakaş, "Seçim sonrasında iktidarı tek başımıza istiyoruz. Olmuyorsa, koalisyonda istiyoruz. Türkiye'yi özgürlükler ve demokrasi ülkesi yapacağız. Tüm yurttaşlarımız eşit olacak. İnancı, fikri, görüşü, siyasi düşüncesi ne olursa olsun herkes eşit yurttaş olacak. Türkiye barış ortamına kavuşacak. Bombalamalar, şiddet, terör son bulacak" şeklinde konuştu.
Ekonominin büyük bir krizin içerisinde olduğunu anlatan Karakaş, "Büyük kırılganlıklar var, işsizlik artıyor. Gençlerde daha fazla işsizlik var. Çalışan kesim, esnaf, emeklerinin karşılığını alamıyor. O yüzden 7 Hazirandan bu yana emeklilere ikramiye, asgari ücretin artması, gençlerin işe girerken desteklenmesi, çiftçilere destek gibi çok sayıda sosyal politikamız var. Burada amacımız ülkemizde var olan zenginliği insanlar arasında eşit olarak bölüştürmektir" dedi.
'DIŞ POLİTİKA TAM BİR FELAKET'
Dış politikanın tam bir felaket olduğuna vurgu yapan Ercan Karakaş şöyle devam etti: "AKP hükümeti komşularımızla ve Ortadoğu'daki tüm ülkelerle bizi kavgalı hale getirdi. Şu anda Ortadoğu'nun 5 ülkesinde büyükelçimiz bulunmuyor. Halbuki iddiaları Ortadoğu'da düzen kurucu olacaklardı ama Ortadoğu'da konuşamaz hale geldiler. Biz, dış politikanın A'dan Z'ye değişmesinden yanayız. Atatürk'ün dediği gibi 'ülkede barış, dünyada barış' ilkesiyle dış politika yapılmalı, komşularımızla iyi ilişkiler temelinde yapılmalı, katiyen onların içişlerinde taraf olunmamalıdır. Umutsuz değiliz. Suriye'de var olan rejimi ortadan kaldıralım da huzur gelsin derseniz olmaz. Devletsiz olan toplum toparlanamaz. Devlet düzen kurarak insanların can ve mal güvenliğini sağlamak için vardır. Ortadoğu'daki devletler demokratik değil, çok partili sistemler oturmamış. Çözümün birinci şartı IŞİD gibi barbar terör örgütleri ile mücadele etmek, BM'de temsil edilen yönetimleri kabul etmek ve müzakereler yoluyla çözüme kavuşturmaktır. Türkiye burada arabulucu olamıyor. Çünkü iç savaşlarda kesin olarak taraf olmuş durumdadır. Hem de başlangıçta IŞİD gibi barbar bir örgütü destekleyecek kadar taraf olmuş durumdadır. Orada yapıcı, komşuluk rolü oynayamıyor. Komşularımızdaki çatışmalar bitsin istiyoruz. IŞİD gibi terör örgütlerinin dışlanmasını ve ortadan kalkmasını istiyoruz. Diyalogla, barışçı yoldan tekrar devlet yapısına kavuşmasını istiyoruz. Ülkemizin güvenliği açısından da komşularımızda devlet yapısının ortaya çıkması, terör gruplarının dışlanması ve ortadan kaldırılması gerekiyor."
CİHAN