Erdem öğretmen annesinin böbreğiyle hem sağlığına hem öğrencilerine kavuştu

Sınıf öğretmeni Erdem Yanar, böbrek yetmezliği nedeniyle 1 yıl ayrı kaldığı okuluna ve öğrencilerine annesinin verdiği böbreğin nakledilmesiyle yeniden kavuştu. Büyük bir aşkla mesleğine bağlı olan Erdem öğretmenin, nakilden sonraki ilk sözü de 'Mesleğimi yapabilecek miyim?' olmuş.

Manisa'da bir köy okulunda ilkokul öğretmeni olarak görev yapan Erdem Yanar, bir sabah mide ve baş ağrısı ile uyandı. İlk olarak aklına üşütmüş olabileceği geldi. Ancak gün içinde şikayetleri geçmeyince hastaneye başvurdu. Tansiyonu 22/13 olarak ölçüldü. Doktorlar bu haliyle hastaneye nasıl geldiğine şaşırıp, "Bu tansiyonla beyin kanaması dahi geçirebilirdin." dedi. Kalp rahatsızlığından şüphelenen doktorlar, ilk müdahaleyi yaptıktan sonra onu kardiyoloğa sevk etti. Ancak ertesi gün gittiği kardiyolog da tetkiklerden sonra kalp ilgili bir sorunun bulunmadığı söyledi. Bu kez nefroloji bölümüne sevk edildi ve Erdem öğretmen, hastalığını ilk kez burada öğrendi.

Aslında Erdem öğretmenin hikayesi, her yıl ülkede yaşanan binlerce hikayeden farklı değil. Çünkü farklı nedenlerle böbrek yetmezliği yaşayan bir çok hasta, benzer şikayetlerle hastanelere başvuruyor. Ancak esas mücadele hastalığın öğrenilmesiyle birlikte başlıyor. Kimi hasta yıllarca diyalize girip kadavradan bağışlanacak bir organ bekliyor, kimisi de aile bireylerinden birisinin böbreği ile nakil olup, hayata kaldığı yerden devam ediyor. Erdem öğretmen bu konuda şanslı olanlardan birisi ve o süreci şöyle anlatıyor: "Kronik böbrek yetmezliği teşhisi konulduktan sonra Şifa Üniversitesi Hastanesi'ne geldim ve burada destekleyici tedaviye başlandı. Ancak bir süre sonra destekleyici tedavinin sonuç vermeyeceği anlaşıldı. Ondan sonra binlerce insan gibi ben de diyalize girmeye başladım."

ANNEM BENİ İKİNCİ KEZ DÜNYAYA GETİRDİ

Hastalığa nişanlandığı dönemde yakalandığını, bu sürede nişanlısına çevresinden 'yarım bir hayatla nasıl yaşayacaksın' baskısı gelmeye başladığını belirten Erdem Yanar, şu ifadeleri kullanıyor: "Nişanlım, bunlardan hiç etkilenmedi, aksine bana böbreğini vermek istedi ve her aşamada yanımda oldu. 'Anlatılmaz yaşanır' denir ya işte öyle bir altı aylık diyaliz sürecim oldu. Bu süre içerisinde yakın akraba ve nişanlımın doku uyumunun olup olmadığı ile ilgili testler yapıldı. Doktorlar annemin organ vermesinin uyum açısından en iyi olacağını söyledi. Şifa Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi'nde başarılı bir operasyonla organ naklim gerçekleşti. O, 6 aylık diyaliz ve hastalık sürecini hiç yaşamamış sayıyorum. Artık soran herkese 'annem beni ikinci kez dünyaya getirdi' diyorum." Anne Gülşah Yanar ise "O benim bir yarım zaten, bir parça vermek benden hiç bir şey azaltmadı." diye duygularını dile getiriyor.

EN ÇOK ÖĞRENCİLERİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜ

Diyaliz ve organ nakli sürecinde Erdem öğretmen, en çok öğrencilerinden uzak kaldığı için üzülmüş. Erdem öğretmen, "Beni en çok etkileyen olay öğrencilerimden ayrılmak ve mesleğimi yapamamak oldu. Nakil doktorlarımla tanıştıktan sonra ilk sorum 'mesleğime dönüp yeniden öğrencilerime kavuşabilecek miyim?' oldu. Çok şükür annem bana ikinci bir hayat verdi ve nakilden sonra nişanlımla evlendim, okuluma ve öğrencilerime yeniden kavuştum." diyor.

ORGANLAR TOPRAK OLMASIN

Erdem öğretmenin organ nakli olmuş bir insan olarak son sözü de organ bağışıyla ilgili oldu. Erdem öğretmen, "İki cümle söylemek istiyorum; birincisi organlarınız toprak olmasın. İkincisi ise hazırlıksız yakalanmak istemiyorsanız her altı ayda bir kan tahlili ya da check up yaptırın." diye uyarıda bulunuyor.
CİHAN
08 Kasım 2015 11:13
DİĞER HABERLER