CHP, Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100. günü sebebiyle, eylemlerin ilk adresi olan Saraçhane’de bir miting düzenliyor. Miting için binlerce vatandaş alanda toplanmaya başladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 19 Mart’ta başlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik operasyonlarının ardından Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının 100. gününde bugün Saraçhane’de 20.30 miting yapacak.
Söz konusu miting için on binlerce yurttaş meydanda toplanmaya başladı.
Mansur Yavaş'tan Saraçhane'de birlik mesajı
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş'ın Saraçhane'ye gönderdiği mesaj okundu. Mansur Yavaş, "birlik" mesajı verdi. Yavaş, mesajında şunları ifade etti:
"Bugün öyle bir dönemden geçiyoruz ki artık bir ve beraber olmaktan başka ne şansımız var ne de çaremiz kaldı. Bu artık tercih olmanın ötesinde bir zorunluluk oldu. Eğer bu gidişatı durdurmazsak sadece bugünümüzü değil geleceğimizi de kaybetmiş oluruz. O yüzden ayrılıkları değil ortak paydaları büyütmek zorundayız. O yüzden omuz omuza vermekten başka bir yolumuz yok. Unutmayın o sandık gelecek. Sonra da ülkeye hak gelecek, hukuk gelecek, adalet gelecek."
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İmamoğlu'nun Saraçhane'ye mesajını iletiyor:
"Günü gelir, sandık kurulur ve milletin vicdanı son kararı verir"
"Sevgili İstanbullular, yüreği vatan sevgisiyle çarpan, içi adalet ateşiyle yanan kıymetli hemşehrilerim, bir kez daha evinizde Saraçhane'deyiz. Sizinle gurur duyuyorum. Hoş geldiniz. Yüz gündür onurla ve cesaretle sahip çıktığınız, darbe heveslilerine bırakmadığınız Saraçhane milletin evidir. Tıpkı Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi Saraçhane'de de ancak milletin seçtikleri görev yapabilir. Yetkiyi millet verir, millet alır. Seçilmiş belediye başkanlarını bırakın kesinleşmiş mahkeme kararlarını daha ortada iddianame bile yokken tutuklayıp görevden almaya kalkanların hedefi doğrudan milletimizdir. Rakibini hukuk dışı yollarla saf dışı ederek seçim kazanma planları yapanların hedefi doğrudan milletimizdir.
Onlar seçimle gelenin seçimle gitmediği, muhalefetsiz bir rejim inşa etmek için millete boyun eğdirme peşindeler. Onun için milletimiz 100 gündür kendi hak ve hürriyetlerini savunuyor. 100 gündür meydan meydan artarak yükselen adalet talebiyle milletimiz vatanına sahip çıkıyor. Adalet ve hürriyet için ayağa kalkan bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz. Kim kendini ne sanırsa sansın, kim kendini hangi aynada görürse görsün, millet, milletimiz herkesten büyüktür.
Mühür, kendini sultan zannedenlerde değil milletimizdedir. Günü gelir, sandık kurulur ve milletin vicdanı son kararı verir. Sevgili hemşehrilerim, ben Silivri zindanında geride bıraktığım günlerin hesabını tutmuyorum. Yüz gün de olsa, bin gün de olsa fark etmez. Milletimin vicdanında mahkum olmadığım sürece kendime esaret altında kabul etmiyorum, etmeyeceğim."
Özgür Özel, Saraçhane'de açıklama yapıyor. Özel, Saraçhane mitingindeki konuşmasına Nâzım Hikmet'in 'Hürriyet Kavgası' şiiriyle başladı.
Özel'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Ekrem Başkanımızın tutsaklığının 100. gününde hep birlikte milletin evindeyiz. Hoş geldiniz, hoş geldiniz hoş geldiniz! Siz bir hafta boyunca 7 gün 7 gece yan yana durdunuz. Gecenin karanlığında birliğimizi beraberliğimizi savundunuz. Siz darbecilere karşı cuntaya karşı faşizme karşı boyun eğmeyenlersiniz. Hepinizle gurur duyuyorum.
Bundan tam 100 gün önce Erdoğan TV'lerin karşısına çıktı. Sizin 4. eylem gününüzdü. Dedi ki 1 ay sonra birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar. Ey Erdoğan, bu sözden beri 3 ay geçti. 100 gün geçti. Biz bugün ailelerle berbaeriz. Omuz omuzayız. Birlikteyiz. Kimsenin kimseden gözünü kaçıracak hali yok. Biz birbirinin gözüne değil, birbirimizin emanet evlatlarına bakacak kadar kardeşiz.
Bu meydan birilerinin sandığı gibi bir isyasi partiye bir görüşe ait değildir. Burası milletin meydanıdır. Demokratların meydanıdır. Bu meydana gelen herkes bilir ki bu meydanın ötekisi yoktur, itilen kakılan yoktur. Kurtuluş yok tek başına!
19 Mart akşamı tek başına kurtulmayacağımızı, hep beraber mücadele edeceğimizi bilerek, sadece Ekrem Başkan'a değil, tüm belediye başkanlarımıza, bütün genel başkanlara, siyasi tutsaklara özgürlük isteyerek bir araya toplandık. Bizim arkadaşlarımız belki zindandalar ama moralleri yüksek. İnanıyorlar biz haklıyız biz kazanacağız.Onları zindanlara atanlar saraylarda oturuyor ama korkuyorlar yerin yedi kat dibindeler. Kaybedecekler!
19 Mart'ta yaşadığımıza darbe demiştik. Tüm darbeler gibi bu darbenin de hedefi milletin iradesi demiştik. Her darbenin bir bildirisi olur. 19 Mart'ta 557 milyar yolsuzluk var, İmamoğlu suç örgütü lideridir diye servis ettikleri haber bu darbenin bildirisidir. Her darbe bildirisi gibi bu da TRT'den okundu. Ama bu milletin vicdanından dönmüştür. Buna millet inanmamış, darbecileri püskürtmüştür. Bu darbenin planı 18 Mart'ta diplomayı iptal etmek, 19 Mart'ta yüzlerce polisle birlikte Ekrem Başkan'ın evine gitmekti.
Bu darbe neyi planladıysa yaptı. Ahmet Özer 244 gündür tutuklu. Rıza Akpolat 165 gündür tutuklu. Alaattin Köseler 119 gündür tutuklu. Emrah Şahan ve Murat Çalık Ekrem Başkanımız ile bilikte 100 gündür tutuklu. Hasan Akgün, Hakan Bahçetepe, Utku Caner Çaykara, Kadir Haydar, Oya Tekin 27 gündür tutuklular. Onlarla birlikte 100 gündür, 267 gündür, belediye meclis üyelerimiz, bürokratlarımız ceza evinde tutuluyorlar. Millet tüm baskılara rağmen seçtiklerinin arkasında duruyor.
Her darbenin başında cuntası olur. Bu darbenin de üç savcısı, üç hakimi, üç tane gizli tanığı ve iftiracıları var. Bu darbenin başında bir cunta başkanı var. Milletin geçmişte Cumhurbaşkanı diye seçip yetki verdiği bir kişi, Recep Tayyip Erdoğan, artık Cumhurbaşkanı değil cunta başkanıdır!
Her darbenin bir görevlendirme listesi olur. İstanbul Büyükşehir Belediyesine kayyım ismi belliydi. Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım ismi belliydi. Birileri darbe için direnirken, sizler özgürlüğünüz iradeniz için direndiniz. Birileri darbe beklerken, kayyım beklerken siz Cumhuriyet tarinin en büyük direnişini ortaya koydunuz. Her birinizle gurur duyuyoruz.
100 kara günde eşlere, evlatlara, annelere evlatlara zulmettiler. Artık herkes bilsin dediler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının İBB Spor Kulübünün Başkanı Fatih Keleş, önce Silivri'de sonra Kandıra'da sürekli Çağlayan'a çağrılarak, bir başsavcı üç savcıyla avukatsız baskı altına alınarak, en yakınlarına, Ekrem Başkan'a iftiraya zorlandı. Ama asla eğilmedi. Buna tenezzül etmedi. Çağlayan'dan Kandıra'ya dönme 20 yıl yatarsın dediler. 200 yıl yatacağımı bilsem namuslu insana iftira atmam dedi. Bu adalet cellatları çoluğun çocuğun var, 26 yaşında bir oğlun var deyip bir hatırlatma yaptılar. Fatih Bey duydu bu kadarını yapamazlar dedi.
26 yaşındaki oğlu alındı. 1 gün gözaltına alındı. Mahkeme karşısına çıkarıldı. Çalıştığı şirkette, kentsel dönüşüm yapılacak. Bir inatçı kiracıyı ikna etmek için yıkılacak daireyi Mustafa'ya satıp tahliye davası açmışlar. Ev sahibi biliyor, kiracı biliyor ki onu çıkarmak için yaptılar. 26 yaşında başkasının yanında çalışan Mustafa'yı rehin tutuyorlar. Mustafa'nın nörolojik rahatsızlıkları var. Kapalı alanda kalamıyor, babasının kötü haberini almamak için TV açamıyor. Bu zaafı bildikleri için Fatih Bey'i evladı üzerinden tehdit ediyorlar.
Annesi diyor ki, öyle hikayeler duydum ki tüm Türkiye duysun; Fatih'in nasıl direndiğini, arkadaşlarını satmadığını. Fatih Bey, bu meydan seninle de Mustafa'm ile de gurur duyuyor. 100 günde umudumuzu kaybettirmeye, bizi sindirmeye, gel bak şuraya imza at diyenlere, diyorsun ya gel bak bir imza at diye, ey Akın Gürlek ey Erdoğan gel Saraçhane'ye bak. Bu ülkeyi korkanlar, sinenler değil, direnenler kurdu. Bizi korkutamazsın. 100 gün önce burada söylediğim, biz korkuyu evde bıraktık.
Çok değerli İstanbullular, burası Saraçhane. Buradan kimler geldi kimler geçti... Erdoğan burada başkanlık yaptı. O da çete kurmakla yolsuzlukla suçlandı. Bütün muhafazakar demokratların şahitliğiyle hatılatırım ki, bir gün eşinin yanında polis dayanmadı. Bir gün tutuklanmadı. Tutuksuz yargılandı. Yargıtay'a gitti cezası onandı. Davulla zurnayla cezaevine gitti.