Erdoğan bankalara niye sopa gösterdi?

''Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan, bankaların yeni kredi vermek istemediğini, buna mukabil çalışmaları tamamladıklarını belirtiyor. Belediyelerde kelle alma faslı devam ederken Erdoğan’ın mevzuyu bankalara getirmesi sebepsiz değil. Para lazım para. Hem de acilen... ''

Sanayi ve tarımın hali ortada. Sanayici fabrikaları kapatıp yerine AVM ya da konut inşa ediyor. Canlı hayvan, kemikli et, kemiksiz (lop) et ithalatı bir taraftan samandan sonra 150 bin ton buğday ithalatı diğer taraftan. 

Gıdada kendi kendine yeten Türkiye’den muhtaç Türkiye’ye... Hayaldi hakikat oldu.  

En iddialı olduğumuz hayvancılıkta bile her sene Bulgaristan, Sırbistan, Arjantin gibi memleketlere milyarlarca dolar döviz ödüyoruz. Konya kadar toprağı olmayan Hollanda’dan tarım ürünleri ismi altında neler neler ithal ediyoruz. 

Hasıl-ı kelam ne layıkı veçhiyle sanayici olabildik (montajcılık, sanayinin bir asır evvelki safahatıdır) ne de ziraatçı bir memleket unvanını muhafaza edebildik. 

200 BİNDEN FAZLA İNŞAAT ŞİRKETİ FAAL

O halde geriye ne kaldı? Varsa yoksa inşaat. 200 binden fazla firmanın ticari unvanında ‘inşaat, emlak, taahhüt şirketi’ ibareleri mevcut ki bu da faal her dört şirketten biri inşaatçı demektir.  

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarında imar ve arsa rantlarıyla servetine servet katan müteahhitleri gören genç müteşebbislerin aklı başka bir sektöre de ermiyor zaten. 

Her gencin hayalini lüks arabalarıyla meşhur müteahhit Ali Ağaoğlu süslüyor. Onlar da bir gün televizyonda cebinden çıkardıkları para destelerini cümle âleme gösterecekleri günü hayal ediyor.    

PARASI İLE DEĞİL Mİ KARDEŞİM?

İyi bir üniversiteden mezun olmak, yurt dışında yüksek lisans veya doktora yapıp Apple’den Samsung’a Mercedes’ten Tesla’ya sektörlerinde dünya devi olanların başarı sırrına vakıf olmak için göz nuru dökmek, emek vermek Yeni Türkiye’de hayli romantik kalıyor. 

Parası ile değil mi? iPhone ya da Samsung’un en son modelini fiyatı kaç dolar ise ödeyip almaktan kolay ne var. 

Almanlar’ın Mercedes’i var da ne oldu? Onlar bisikletle işe gelip gidiyor bizde yeni yetme müteahhit bile milyonluk Mercedes’e biniyor. Teknolojiymiş... ARGE faaliyetiymiş... Ceremesini Almanlar çekiyor, safasını Türkiye’deki müteahhit ve bürokratlar sürüyor. 

MEHMET CENGİZ OLMAK VARKEN!

Ağaoğlu’nun bir basamak gerisinde bir profil daha var ki o da çok revaçta. Yeni işadamı profili Mehmet Cengiz artık. Taş atıp kolunu yormaya lüzum yok. 

İhale zaten adrese teslim. Arsa Hazine’den bedava tahsisli. Kredi kamu bankalarından. Müşteri, satış, ciro, maliyet, kâr/zarar gibi işletme için hayati kıymeti haiz kalemlerde kafa yormaya lüzum yok. 

Hazine hepsine kefil. Müşteri gelse de gelmese de para garanti. Kasada ne kadar açık varsa Hazine ay sonunda banka hesabına yatırıyor... 

BATIK FİRMALARA KREDİ VERECEKLER

Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan, bankaların yeni kredi vermek istemediğini, buna mukabil çalışmaları tamamladıklarını belirtiyor. Belediyelerde kelle alma faslı devam ederken Erdoğan’ın mevzuyu bankalara getirmesi sebepsiz değil. Para lazım para. Hem de acilen... 

Bankalar 2017’de 200 milyar lira krediyi müteahhit lobisine aktardı. Ekseriyeti batık şirketlere bile bile kredi verildi. Şimdi kredilerin tahsilatı aksıyor. Yine de bankalar musluğu kısmayacak. Batma pahasına kredi vermeye devam edecekler. 

Başkanlık seçimine kadar her şey toz pembe görünmeli. Varsın bankalar ateşe atılsın.

Batıklara rağmen kredi verecekler. Aksi takdirde istifa etmeye direnen belediye başkanlarına gösterilen sopalardan birini de bankalar için hazırlamak zor değil. 

Okkalı para cezaları, patronların savcılığa ifadeye çağrılması, diğer şirketlerin üzerine Maliye’nin gitmesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devir bankalara gösterilecek sopalardan birkaçı... Hangi banka böyle bir riski göze alabilir? Bank Asya’nın, binden fazla devasa şirketin başına gelenler ortada...

TÜRKİYE, KALİTELİ İNSANDAN MAHRUM 

‘Toplam kalite’ sadece endüstrinin ihtiyaç duyduğu bir kavram değil. İnsanlara da lazım. Türkiye hemen her sahada kaliteli insan açığı ile karşı karşıya. On binlerce kaliteli insan son iki-üç senede hapse atıldı. 

Zulümden kurtulabilenler bir şekilde kendisini Türkiye hudutlarının ötesine attı. Eşinden, çocuklarından, ailesinden ve de arkadaşlarından mahrum kalma pahasına bilgi ve tecrübesiyle başka diyarlarda mesleğini icra ediyorlar.

İnsan bahsinde toplam kaliteden mahrum kalmış bir devlet günü birlik yaşamaya mahkumdur. Pilot koltuğu boş bir devlet er ya da geç duvara toslayacaktır.  

Türkiye’nin maruz kaldığı tefessühün temelinde de bu büyük mahrumiyet, bir başka ifadeyle kaliteli insan kıtlığı yatmaktadır. 

Başkalarının malını, mülkünü gasp ederek gününü gün edenler bugünü de kurtardıklarına sevinebilir. 

Teessürle ifade etmeliyim ki yarın ve ötesi onlar yüzünden 81 milyon namına çok karanlık..

TARIK ZİYA

24 Ekim 2017 15:29
DİĞER HABERLER