Erdoğan: Ben buna nereden inanacağım!

Erdoğan: Ben buna nereden inanacağım!
Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler ve küresel yapılara yönelik eleştirilerini bugün de sürdürdü.
Bali Demokrasi Forumu'nun ikinci gününde Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai ile birlikte düzenlenen bir panele katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi ve geçici üyelik gibi bir ayırımın olmasına karşı olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bunun yanlış olduğu inancındayım. Olacaksa tamamı ile bütün üyelerin hepsinin BM Güvenlik Konseyi üyesi olması gerekir" dedi. BM'de daimi veya geçici üye ayırımı olamayacağını vurgulayan Eroğan üyelik için "dönüşümlü bir değişiklik" yapılmasını önerip, "Sürekli olarak bu bir yıl olabilir. Bir yılda bu üyeler değişebilir ve gelen üyelerin hepsi de aynı haklara sahip olarak dünyanın yönetişimini onlar sağlayabilir" ifadelerini kullandı. Panelde konuşmasını yaptıktan sonra kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Daimi üyeler içinde dikkat edilirse sadece üç kıtayı görüyorsunuz. Orada Amerika var. Öbür tarafta Avrupa bir de Asya var. Peki dünyanın diğer kıtaları temsil ediyor mu? Hayır. İnanç gruplarına baktığınız zaman bütün inanç grupları bu daimi üyeler içinde temsil ediliyor mu? Hayır. Buradan bizim adalet beklememiz mümkün değil. Kararların çoğu zaman ideolojik bir yaklaşım içinde verildiğini görüyoruz. İdeolojik yaklaşım içinde bu kararların verilmesi BM'nin kuruluş amacına bir defa terstir." "BM KURALLARINA UYMAYANA YAPTIRIM GETİRİLMELİ" Buna örnek olarak İsrail Filistin çatışmasından bir durum aktaran Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu ana kadar çok açık net BM Güvenlik Konseyi'nin ve BM'nin İsrail ile ilgili olarak verdiği nice kararlar var. Ama verilmiş olunan bu kararların hiçbiri bugüne kadar bir uygulama alanı bulmamıştır. İsrail bunların hiçbirine uymamıştır. Uymadığı zaman ne olacak? İşte burada BM'nin kuruluş amacı içinde şunun yerleştirilmesi lazım. Kurallara uyulmaması halinde ne gibi yaptırımları olacak? Böyle bir yaptırım şu anda yok. Fakat güç öyle zaman oluyor ki zayıfı yaptırımları ile ezebiliyor. Örneğin 133 ülke Filistin'in devlet olmasını kabul ediyor. Ve diyor ki: "Önümüzdeki yıl BM'de Filistin'i bir devlet olarak göreceğiz. Önümüzdeki yıl geliyoruz BM çatısı altına yine orada bir güç çıkıyor ve diyor ki 'hayır'. Şu anda bu erken, bunu biraz daha ertelememiz lazım. 133 ülke 'evet' diyor da sadece daimi üyelerden bir tanesi 'hayır' dedi diye diğerleri de ona uyuyor. Kalkıp bunun için erteliyoruz. Biz Filistin'de iki devletli yapıyı konuşuyorduk. Ne diyorduk? Filistin, İsrail devletleri diyorduk. Madem ki İsrail ve Filistin devletleri diyorsak niçin bu adımı atmıyoruz. Niye bu kararı vermiyoruz? Çünkü İsrail 'hayır' diyor. İsrail 'hayır' dediği için birileri de ona uyuyor. Hele bu bir daimi üye ise mesele bitmiştir. 133 değil ister 185 tane olsun bu orada kalır." "SİYASİLER ADİL OLMAK MECBURİYETİNDE" Ardından "Böyle bir adalet olmaz" diyerek eleştirisini sürdüren Erdoğan, "Onun için bizim insanlık olarak adalete ihtiyacımız var. Özellikle biz siyasiler adil olmaya mecburuz" dedi. Konuyla ilgili başka bir örnek daha veren Erdoğan, "Çok enterasandır, IMF ile ilgili olarak Almanya'da da bu konuda birçok olumsuz yaklaşımı gördük. Verilen parasal destekler konusunda Alman halkı diyor ki: 'Biz niçin, belli yerlerde yanlış şekilde uygulamalar yapmış, Maastricht Kriterleri'ne uymadan hareket etmişe kalkıp da parasal destek verelim. Kendi ayakları üzerinde dursun' diyor. Şimdi burada halkın yaklaşımı, ben adil davranırsam doğrudur. IMF buraya paralarını oluk oluk akıtırken acaba öbür tarafta başka bir yere paralarını akıtabiliyor mu? Hayır, akıtmıyor. Orada icabında batık paralar olabiliyor. Ama bir tarafı da kurtarmak için diğerlerine zulmediyor" dedi. "BM DAİMİ ÜYELERİ SURİYE'DE NEREDE?" Bir başka konunun ise dünyadaki terör olayları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Uluslararası teröre karşı biz hala uluslararası terörle mücadele platformu oluşturamadık. Afganistan, Pakistan, Türkiye bunun içinde. Terörle mücadelede büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Ama bakıyorsunuz terörle mücadelede benim teröristim iyi seninki iyi mantığı bu işte hala hakim durumda. Şu anda Suriye'de mevcut bir vahşet var. Bu vahşeti yöneten de orada bir Devlet Başkanı var. Bu vahşet devam ederken ibadethaneleri bile uçaklarla bombalarken buna karşı kayıtsız kalan bir BM var. Nereye kadar devam edecek? BM'nin daimi üyeleri nerede? Ne zaman ellerini taşın altına koyacaklar? 50 bin insan öldürülmüş. Kolay değil. Şu anda 300 bini aşkın insan evlerinden uzak, ülkesinin dışında. Biz ne zaman insan olarak hasletlerimizi ortaya koyacak da buraya yardım elimizi uzatacağız. Birçok yerde bunlar oluyor. Bütün bunlara karşı ortak tavır almaya mecburuz. Almadığımız takdirde küresel yönetimin demokratikliğini konuşamayız. Çünkü burada demokratik irade iktidar değil. Demokratik irade burada mahkumdur." "77 KİŞİYİ ÖLDÜREN KİŞİ ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZİYOR" Ardından Norveç'te 77 kişinin öldüğü katliamı örnek veren Erdoğan, "Norveç'te bir olay yaşadık. Bir tane kendini bilmez çıktı 77 Norveç vatandaşını öldürdü. Buna verilen cevap nedir, 21 yıl. 21 yıl sonra bu şahıs elini kollunu sallayarak dışarıda dolaşacak. Ben sordum 'Nasıl oluyor da 77 kişiyi öldüren birine 21 yıl hapis verilebiliyor?' 21 yıl sonra dışarı çıkacak. Bana verilen cevap şu 'Hayır çıkamaz.' 21 yıl sonra başka bir şeyler buldurulur tekrar içeride kalması sağlanır. Tekrar ikinci bir 21 yıl verilir. Ben buna nereden inanacağım. Bunu çözmemiz lazım. Şu anda Avrupa'da idam kalktı. ABD'de kalktı mı, Japonya'da, Çin'de kalktı mı? Demek ki yeri geldiği zaman bir haklılık sebebi var. 77 kişiyi öldüren bir insan elini kolunu sallayıp dolaşabiliyorsa bu 77 insanın ailesinin de vicdanının, gönlünün rahat olduğuna inanmıyorum. Kendimizi çek etmemiz lazım. Kendimizi iyice adalet terazisine yatırmamız lazım. Yatırmamız lazım ki barışı, huzuru bulabilelim" diye kaydetti.
09 Kasım 2012 06:12
DİĞER HABERLER