Erdoğan'dan Can Dündar'ın davasını takip eden konsoloslara: Siz kimsiniz ya!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün yargılandığı MİT TIR'ları davasını takip eden konsoloslara sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya? Sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var. Burası senin ülken değil. Burası Türkiye." dedi.

Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde 'Dünya Türk İş Konseyi Kurultayı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Can Dündar ve Erdem Gül'ün MİT TIR'ları davasından yargılanmasına değindi. Davayı takip eden konsoloslara tepki gösteren Erdoğan, "İşte dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya? Sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var. Burası senin ülken değil. Burası Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin. Diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemli. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin halkın desteğini alarak işbaşına gelenlerle darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: Biz ne zaman Yeni Türkiye dedik, Büyük Türkiye dedik işte o zaman akılla, mantıkla izah edemeyeceğimiz hadiselerin tabi seyrine tamamen aykırı bir sürü sorunu önümüzde bulduk. Türkiye'nin Güney sınırındaki ilçelerinde terör örgütünün başlattığı kalkışmanın mantıklı bir izahı var mı? En başta bölgede yaşayan insanlarımıza zarar veren bu eylemleri hayatın doğal akışına uygun saymak mümkün mü? Sen yol yapacaksın, birileri gelecek oranın müteahhitlerini tehdit edecek. Sen havalimanı yapacaksın, havalimanını havan topuyla vuracaksın. Bunu kime yapıyoruz? Orada yaşayan Kürt kardeşlerimize. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? İnsanilikten nasibini almamış mahluklar bunlar. Bunlara methiyeler düzen bir kısım sözde akademisyenlerin ilimden bir nasibi olabilir mi? Ne diyor şair; ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır' diyor. İşte bunlar bunlardan.

Aynı şekilde Suriye'deki gelişmelerin bir anda böyle mahiyet ve yön değiştirmesi, bölgenin kendi dinamikleriyle açıklanabilir mi? DAİŞ bahanesiyle oynanan oyunların gerisindeki niyetleri, hedefleri görmemek için herhalde kör olmak lazım. Bölücü terör örgütüne kucak açanların, kol kanat gerenlerin endişesi herhalde bu her taraflarından zavallılık akan teröristlerin kendileri değil, Türkiye'yi 1959 yılından beri Avrupa Birliği kapısında bekletenlerin bilhassa son 10 yılda kabul ettikleri üyelere baktığımızda meselenin kriterler olmadığını gayet iyi anlıyoruz.

MÜLTECİ SORUNU

Yarım milyon masumu katleden bir zalime karşı özgürlük mücadelesi veren bir halkın nasıl yalnız bırakıldığına, daha da kötüsü nasıl bombalandığına yine hep birlikte şahit olduk. Türkiye'yi de yakından ilgilendire mülteci meselesinde Avrupa kendi güvenliği ve refahı uğruna savunduğu tüm değerlere bir anda sırtını dönmekten çekinmemiştir. Terör örgütlerinin tamamına ilkeli bir duruşla karşı çıkma yerine sadece bu ateşi kendi sınırları dışında tutmaya çalışanların ibretlik hallerine üzülmemek mümkün değil. "









Cihan CİHAN
26 Mart 2016 12:42
DİĞER HABERLER