Erdoğan'dan terör açıklaması: Suçlanan kim; devlet, hükümet ve şahsım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de teröre "içeriden ciddi manada medya desteği de parasal destek de" verildiğini söyledi. Erdoğan, "Terör örgütü ve onunla aynı çizgide olmaktan hicap duymadığını gördüğümüz güya siyasetçi, güya medya mensubu, güya sivil toplum kuruluşu temsilcisi bir güruh milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor. Yapılan eylemlerin, verilen demeçlerin, atılan manşetlerin, yazılan köşe yazılarının, sosyal medyada kesintisiz yürütülen manipülasyonların tek hedefi, Türkiye'de bir toplumsal çatışmanın zeminini oluşturmaktır." dedi. Erdoğan, "Maalesef siyasetçi sıfatı taşıyan birileri de figüran olarak sahne alıyor. Bu ihanet oyununun bir de medya ayağı var. Onlar da teröristleri cici çocuk, güvenlik güçlerini saldırgan olarak göstermek için her çabayı gösteriyor. Saldırıları başlatan, bombaları patlatan, şehirleri ateşe veren, masum insanları katleden terör örgütü ve onun yandaşları. Ama suçlanan kim? Suçlanan devlet, hükümet ve şahsım." diye konuştu.

"ÇÖZÜM SÜRECİ SONUCA YAKLAŞTIKÇA RAHATSIZ OLDULAR"

Erdoğan, Ankara'da düzenlenen 3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu'na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, son dönemde artan terör saldırılarına da değindi.
Erdoğan, "Türkiye normalleşme yönünde çok önemli bir mesafe katetti. Demokratik açılımla başlattığımız çabaları, milli birlik ve kardeşlik projesi ile devam ettirdik. Ardından çözüm sürecini devreye aldık. Ancak biz sonuca yaklaştıkça bu durumdan rahatsız olanların farklı yol ve yöntemlerle sorunu yeniden derinleştirmeye, ülkeyi yeniden kan gölüne çevirmeye çalıştıklarını gördük. Çünkü şunu görüyorlardı: Türkiye çözüm süreci ile barışı yakalayacak ve dünyada en saygın ülkeler arasına girecek. Bunu görenler biz Türkiyeyi nasıl böleriz Türkiye'de nasıl huzursuzluğun zeminini oluştururuz, bunun gayreti içine girdiler." dedi.

TERÖRE GÜÇLÜ SİLAHLARI VEREN MAHFİLLER

Erdoğan, şunları ekledi: "Ben soruyorum: Terörizme teröristlere bu kadar güçlü silahları veren mahfiller neresidir? Bu destekleri verenler neresidir? İçeriden dışarıdan, bu destekler bir yerden geliyor. Bu destekleri verenler bilesiniz ki bu ülkenin içinden değil dışından. Ve bunu verirken de bu ülkemizi parçalamak milletimizi bölmek için yapıyorlar."

"İÇERİDEN MEDYA VE PARSAL DESTEK DE VERİLİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüme en çok yaklaşılan yıl olan 2013'ten beri yaşanan hiçbir hadisenin diğerinden bağımsız olmadığını çok iyi bildiklerini savunarak, "Dışarıdan alınan bu desteklere içeriden ciddi manada medya desteği de veriliyor, parasal destek de veriliyor. Buna rağmen sabrettik, ümidimizi muhafaza etmeye çalıştık. Ülkenin geleceğini karartmak için her türlü tahrike, vicdansızlığa, ahlaksızlığa başvuranlar karşısında dirayetimizi koruduk. Bölücü terör örgütü, temmuz ayında saldırılarına yeniden başladığından beri şehit olan her güvenlik görevlimizin, her vatandaşımızın acısı yüreğimizi yakıyor. Milletimize karşı olan sorumluluğumuz sağduyumuzu muhafaza etmemizi gerektiriyor. Aksi takdirde inanın bana söyleyecek çok sözümüz var. Terör örgütü ve onunla aynı çizgide olmaktan hicap duymadığını gördüğümüz güya siyasetçi, güya medya mensubu, güya sivil toplum kuruluşu temsilcisi bir güruh milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor. Yapılan eylemlerin, verilen demeçlerin, atılan manşetlerin, yazılan köşe yazılarının, sosyal medyada kesintisiz yürütülen manipülasyonların tek hedefi, Türkiye'de bir toplumsal çatışmanın zeminini oluşturmaktır." diye konuştu.

"TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK SİZE NE KAZANDIRACAK?"

Erdoğan, "Ben sadece halkıma değil tüm dünyaya sesleniyorum. Türkiye'yi bölmek bu milleti parçalamak size ne kazandıracaktır? Türkiye bu bölgede barışın teminatıdır. Mağdurların mazlumların dayandığı en önemli kapıdır. Ama attığınız her adım boş kalacaktır, bunu bilin. Bu millet tarihinden aldığı bu güçle, bu mirasla bu mücadeleden de kesinlikle başarılı bir şekilde çıkacaktır." ifadelerini kullandı.

"ÇEŞİTLİ İLÇELERDE KİRLİ SENARYO ORTAYA KONUYOR"

Erdoğan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizin çeşitli yerlerinde ortaya çıkan kimi teşebbüslerin amacı kısa sürede milletimiz tarafından fark edildi. Milletimiz yüreğindeki acıya içindeki öfkeye rağmen oynanan oyunu gayet iyi görüyor. Provokatörlerin oyununa gelmeyen milletimize şükranlarımızı sunuyorum. Bununla birlikte terör örgütü mensupları da aynı gayeyle bölgedeki çeşitli ilçelerde kirli bir senaryoyu ortaya koymaya çalışıyor. Sivillerin içine karışan terör örgütü mensupları bu şekilde verdikleri görüntüyle ve yaptıkları eylemlerle devletle vatandaşı karşı karşıya getirerek bir algı oluşturmanın peşindeler. Bakınız. Teröristlerden öldürülenlere bu ülkede merasim yapılıyor. Ve terör örgütünün bayrağının sarıldığı o terörist cesetlerini, sivil vatandaşmış gibi göstermek suretiyle bunu sosyal medyada bütün dünyaya yansıtıyorlar. Ve buna tabi içeriden ciddi destekler veriliyor. Bu oyunu milletçe hep beraber bozacağımıza inanıyorum."

"TÜRKİYE OTOKRATİK BİR REJİMLE İDARE EDİLEN BİR ÜLKE DEĞİLDİR"

Bu yapılanlara Batı'dan da ciddi destekçiler olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bunu Batılı dostlarımıza söylüyoruz. Ama onların derdi başka. Ben aramızdaki Batılı dostlarımızın, bu konuyu kaynağında incelemelerinin önemini hatırlatmak istiyorum. Bunu bilmeleri, görmeleri lazım. Türkiye otokratik bir rejimle idare edilen bir ülke değildir. Tam aksine demokrasiyi sindirmiş, hazmetmiş bir ülkedir. Ama bu ülkede silahlarla tehdit edilmek suretiyle oy verme durumunda kalan vatandaşlarımızın olduğunu bilmenizi istiyorum. AGİT'in mensupları geldiği zaman raporlarını da buna göre vermesi lazım. Bunu görmeleri lazım. Bunu görmemezlikten gelmek suretiyle hazırlamış olduğu raporlarla bu ülkedeki bizim ileri demokrasi hamlemizi hiçbir zaman engellemeyeceklerdir. Bunu da bilmenizi istiyorum." diye kaydetti.

"İHANET OYUNUNUN BİR DE MEDYA AYAĞI VAR"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Maalesef siyasetçi sıfatı taşıyan birileri de figüran olarak sahne alıyor. Bu ihanet oyununun bir de medya ayağı var. Onlar da teröristleri cici çocuk, güvenlik güçlerini saldırgan olarak göstermek için her çabayı gösteriyor. Saldırıları başlatan bombaları patlatan şehirleri ateşe veren masum insanları katleden terör örgütü ve onun yandaşları. Ama suçlanan kim? Suçlanan devlet, hükümet ve şahsım. Şehit edilen güvenlik görevlilerimizi yok sayıyorlar. Yollarda dev çukurlar açan bombaları, atılan roketleri, silahlı saldırıya uğrayan kamu binalarını, okulları, camileri, ambulansları, işlerini görmezden geliyorlar. Evine ekmek götürmek için sokağa çıkan, lokantada çalışan, çöpten hurda toplayarak geçimini sağlayan masum insanların terör örgütü tarafından katledilmesiyle zerre kadar ilgilenmiyorlar. Ama terör örgütüne yönelik en küçük bir operasyon karşısında dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Sokak köşelerindeki detay görüntüler üzerinden kamuoyuna bir Suriye bir Mısır bir Libya intibaı vermek için canhıraş gayret içerisindeler. Terör örgütünün öldürdüğü masumların suçunu güvenlik güçlerine atmak için çırpınıyorlar. Terör örgütünün eylemleri üzerinden hayatları altüst olan vatandaşlarımıza ve onlarla birlikte tüm ülkeyi hedef olarak devleti, hükümeti ve şahsımı gösteriyorlar. Terör örgütüyle siyasetçisiyle medyasıyla herkes bu ihanet senaryosundaki rolünü ezberlemiş her fırsatta her ortamda sahneliyor sergiliyor."

"ÇATIŞMALARIN SUÇLUSU OLARAK BENİ GÖSTERENLER TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİDİR"

Erdoğan, sözlerini şöyle bitirdi: "Şunun çok iyi bilinmesini istiyorum. Şahıslar gelip geçicidir, fanidir. Ama bu vatan, bu millet bakidir. Türkiye devletiyle ve milletiyle ezelden ebede bu yolda dimdik yürümeye devam edecektir. Dün bu üülkeye ve millete karşı her türlü alçaklığı yapanlar yok olup gitti. Bugün aynı emelin peşinde koşanlar da benzer bir akıbete uğrayacaklardır. Milletimiz müsterih olsun. Türkiye, bu oyunu bozacak güce ve imkana sahiptir. Devlet hiçbir masum insanın burnu dahi kanamasın, en küçük mağduriyet dahi yaşanmasın diye hassasiyet gösteriyor, mutedil davranıyor. Bu sıkıntılar gelip geçecek ve biz kardeş olarak yaşamaya devam edeceğiz. Çatışmaların ölümlerin eylemlerin suçlusu olarak Cumhurbaşkanını, Başbakanı, hükümeti gösterenler de bilinçsizce buna destek olanlar da terör örgütünün en büyük destekçisidir. Yarın Tayyip Erdoğan'ın görevi bitecek, yerine başkası gelecek. Yarın bu hükümet gidecek yerine başkası gelecek. Ama terör örgütünün bu ülkeye ve millete verdiği zarar kalıcı olacak. Siyasi rekabet kişisel husumet başka bir şeydir, ülkenin ve milletin bekası başka bir şey. Bu ikisinin birbirine karıştıranlar tarih ve millet önünde hesap vermekten kurtulamayacaklardır. Evet sıkıntılı günler yaşıyoruz ama Türkiye'nin geleceği aydınlıktır." CİHAN
16 Eylül 2015 13:23
DİĞER HABERLER