Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 yıllık kesintili ve zorunlu eğitim düzenlemesinin iki hafta sonra Meclis Genel Kurul'una geleceğini söyledi. Teklifin görüşülmesi sırasında Meclis Milli Eğitim Komisyonu'nda yaşananları CHP'nin zorbalığı olarak nitelendiren Erdoğan, CHP'nin Genel Kurul'da hesaplaşacağı çıkışına "Hangi dilden anlıyorsanız o dilden" sözleriyle rest çekti.
Türkiye Büyük Millet Meclis'inde AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, 4+4+4 eğitim modeli yasa teklifine geniş yer ayırdı. CHP'nin 1946 yılında savunduğu kesintisiz eğitimi sahiplendiğini dile getiren Erdoğan, "Tek tip insan yetiştirerek nesiller üzerinde baskı kurdukları gibi şimdi de tek tip insan yetiştirmek istiyor. Nesillere zulmetmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir yandan eğitim diyeceksin, bir taraftan 28 Şubat'ın en ağır uygulamasına sahip çıkacaksın. CHP'ye yüz nakli değil doku nakli gerek. 12 Haziran'dan sonra ne dediler 'tutuklu arkadaşlarımız bırakılmazsa Meclis'e girmeyiz, yemin etmeyiz' dediler. Tıpış tıpış geldiler mi, geldiler. Yemin ettiler mi, ettiler. Ne kadar güzel. Biz de bunu istiyoruz. Bunun ezikliği, şaşkınlığı, tükürdüklerini yalamanın verdiği eziklikle TBMM'yi terörize etmenin gayreti içindeler. Meclis'i çalıştırmayarak milli iradeye engel olacaklarını zannediyorlar. Genel Kurul'u işgal ederek milli iradeyi durduracaklarını zannediyorlar. Komisyonda mevzi açarak kendi parti içi tartışmaları kapatmak istiyorlar." diye konuştu.
EMİRLE TALİMATLA ADIM ATAN HÜKÜMET YOK
Başbakan Erdoğan, CHP'nin her 10 yılda bir müdahaleye, her 10 yılda bir müdahalenin verdiği cansuyuna alıştığını kaydederek, "Bugün bunun şaşkınlığını yaşıyorlar. Bir yerlerden telefon gelip emirle, talimatla adım atan hükümet yok." deyince salondakiler tarafından uzun süre alkışlandı.
Çetelerin, cuntaların, bürokratik oligarşinin karşısında geri adım atacak hükümet olmadıklarını söyleyen Erdoğan, "İsteseler de istemeseler de alışacaklar. Milli iradeye demokrasiye alışacaklar. Sayın Kılıçdaroğlu, 'Tanklarıyla toplarıyla gelsinler' diyor. Bu ülkede tankla topla ancak siz gelirsiniz. Çünkü siz bugüne kadar hep tankla topla geldiniz Siz millet iradesiyle gelemediniz. AK Parti millet iradesiyle gelmiştir, millet iradesiyle görevdedir. AK Parti iktidarına kadar azınlık çoğunluğa hükmetmiştir. Bugün ne azınlığın çoğunluğa ne çoğunluğun azınlığa hükmetmesi yoktur. Bugün sadece milli irade vardır. Bu zamana kadar CHP bir yasayı istemediği zaman çıkmıyordu. Ama artık öyle değil." şeklinde konuştu.
MUHARREM İNCE'YE CEVAP
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin 'Sizinle Genel Kurul'da hesaplaşacağız' sözlerini eleştiren Erdoğan'ın, "Bu muhasebe hesabı değil herhalde. Kullanılan ifadeye bak. Hangi dilden anlıyorsanız o dilden." ifadeleri üzerine vekillerin bazıları ayağa kalkarak alkışla destek verdi. Dinleyici localarındakiler de 'Türkiye seninle gurur duyuyor.' sloganları attı.
Komisyonda yaşanan kavgayı da değerlendiren Başbakan Erdoğan, "Meclis'te engelleyemediklerini bugüne kadar Danıştay'da, Anayasa Mahkemesi'nde engellediler. Yapamadıklarında demokrasi dışı güçlere çanak tuttular. AK Parti için de bildik senaryolarını devreye soktular. 'Ordu göreve', 'Genç subaylar rahatsız' dediler. Darbeye çanak tuttular. Darbe mimarlarını kendi partilerinden aday gösterdiler. Çetelere avukatlık görevini üstlendiler, ama artık yağma yok. Bu Meclis'e çok önemli ilke getirdik. Biz, 'yeter söz de karar da milletin' dedik. Hiç kimse kusura bakmasın. Millet iradesini hiç kimseye çiğnetmeyiz." şeklinde konuştu.
Erdoğan: Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü yasağından gurur duyuyor musun?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü yasağından, katsayı uygulamasından dolayı gurur duyuyor musun? Üniversite kapısından geri çevirdiğiniz hayatlarını karattığınız çocuklardan dolayı övünç duyuyor musun?" dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifinin pazar günü TBMM Mili Eğitim Komisyonundaki görüşmelerini değerlendirdi.
Milli eğitim sistemini yeniden düzenleyen yasa teklifinin önceki gün Komisyonda kabul edildiğini hatırlatan Erdoğan, tarihi nitelikteki bu teklifi görüştükleri ve kabul ettikleri için Komisyona, Komisyon Başkan ve üyelerine, tüm milletvekillerine şükranlarını sunarak, gösterdikleri sabırlı, soğukkanlı ve sağduyulu tavırlarından ötürü kutlayarak, ''maruz kaldıkları saldırılardan dolayı da geçmiş olsun dileğinde'' bulundu.
CHP'nin ''şiddete dayalı tahrikkâr ve zorbalık üzerine kurulu muhalefetine'' değinmeden önce eğitime ilişkin birkaç hususu paylaşmak isteğini dile getiren Erdoğan, dikta rejimleri, otoriter, baskıcı rejimlerin tarih boyunca eğitimi, okulları kendileri için bir kaynak olarak gördüklerini ve çocuklar ile genç nesiller üzerinde çok tehlikeli deneyler yapmaktan kaçınmadıklarını anlattı.
Tüm bir toplumu kendi ideolojileri, kendi görüşleriyle donatmak, tek tip insan yetiştirmek isteyenlerin bunun en önemli aracı olarak okulları ve eğitim sistemini gördüklerini belirten Erdoğan ''Diktatörler için farklılık her zaman tehlikeli olmuştur, baskıcı yönetimler için farklı renkler ve görüşler, aykırı düşünceler her zaman tehlike arz etmiştir. İşte onun için otoriter rejimler okulları bir formatlama merkezi olarak, onların eğitim ve öğretim görmelerini şiddetle engellemişlerdir. Biz millet olarak bu dikta hevesinin acısını bütün boyutlarıyla yaşadık. Benim çocuklarım yaşadı. Birçok arkadaşımın, dostumun çocukları yaşadı." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, özellikle 1940'lı yıllarda okulların kışla mantığıyla nasıl dizayn edildiğini, nasıl tek tip insan, tek tip çocuk yetiştirme faaliyetinin yürütüldüğünü milletin iliklerine kadar yaşadığını ifade ederek, bunları kaç kez belgesiyle gösterdiğini vurguladı. Okullarda çocuklara belli bir ideoloji çerçevesinde eğitim verilirken, okul dışında öğrenmenin, okul dışı eğitimin tüm kapılarının kapatıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bakın CHP bu ülkede kuran kurslarını, camileri kapattı. 'Hayır' desinler, bunların belgeleri var elimde. Bunları kaç kez açıkladım. CHP milletin dinini öğrenmek için en temel eserleri, elifba cüzlerini, ilmihalleri, hatta Hz. Ali cenglerini yasakladı, toplattırdı. Bırakınız camileri, Kuran kurslarını, evlerde dahi çocukların din eğitimi almalarının önüne geçildi. Evlerden toplanan kitaplar köylerde, ilçelerde, şehirlerde meydanlarda yakıldı. CHP sadece din eğitimine değil, kendi ideolojisi dışındaki her bilgiye engel koydu, kendi düşüncesi dışındaki her düşünceyi illegal, tehlikeli, zararlı ilan etti. Ezanı Türkçe okutma yarışına giren bu CHP zihniyeti değil mi? Ezanı o kendi asli yapısından farklı yapıya kaydırmak isteyen bu CHP zihniyeti değil mi? Bu ülkede Demokrat Parti nasıl oy patlaması yaparak seçim kazandı? Ezanı asli yapısına kavuşturmak onun en önemli,o dönemde ilgi odağı oldu."
''CHP GENEL BAŞKANI BUGÜNLERDE CİDDİ GEL-GİTLER YAŞIYOR''
Erdoğan, CHP Genel Başkanı'nın bugünlerde ''ciddi gel-gitler yaşadığını'' belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
''Bazen çıkıp CHP'nin geçmişiyle gurur duyduğunu ifade ediyor, bazen çıkıyor CHP'nin geçmişine ilişkin yarım ağız eleştiri yapıyor. Buna bizde şöyle denir; 'elma şekeri politikası'... Partisi içindeki statükoculara da değişimcilere de aynı anda elma şekeri dağıtıyor. Her konuştuğu yerde demokrasiden, özgürlükten bahsediyor ama kendi partisinin genel kurulunda milletvekilinin uzattığı dosyaya bile dayanamıyorlar, tekme tokat, ağzına burnuna ne geliyorsa vurup dışarı atıyorlar. Hani nerede demokrasi? Ya bu senin milletvekilin, doğal delegen değil mi, onun verdiği dosyaya bile tahammül edemiyorsun. İlçe kongresinde bayanlara tekme tokat vurarak dışarıya atıyorlar. Hangi demokrasin senin ya ne oldu? Niye katlanamıyorsun?"
"GURUR DUYUYOR MUSUN?"
Başbakan Erdoğan, "Dersim konusunda niye susuyorsun? Dersim konusunda konuşanları görevden el çektiriyor, kurultayda gözünün önünde bu tartaklama ile aynı odağa onları da oturtuyorsun. Ben bu kürsüden CHP'nin geçmişiyle gurur duyduğunu ifade eden Genel Başkana daha önce de sordum. 'Sayın Kılıçdaroğlu, İstiklal Mahkemeleriyle de gurur duyuyor musunuz?' diye sordum.
Silivri'ye gidiyorsun, oradan yargıçları eleştiriyorsun. Peki İstiklal Mahkemeleri hakkında niye konuşmuyorsun? Dersim katliamıyla da gurur duyuyor musun? Milli kahraman olarak ilan ettiğiniz, belediyelerinizin parklara ismini verdiği Dersim katliamının mimarlarından Kel Ali ile hala gurur duyuyor musunuz? Yasaklattığınız, toplattığınız, yaktığınız kitaplardan dolayı da gurur duyuyor musun? Bu ülkenin alimlerini, kanaat önderlerini süründürdüğünüz hatta ipe çektiğiniz için de gurur duyuyor musunuz? Bu ülkeye ödettiğiniz ağır faturadan dolayı gurur duyuyor musun? 27 Mayıs'ta alkışladığınız darbeden asılmasına seyirci kaldığınız başbakan ve bakanlardan dolayı da gurur duyuyor musunuz? Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü yasağından, katsayı uygulamasından dolayı gurur duyuyor musun? Üniversite kapısından geri çevirdiğiniz hayatlarını karattığınız çocuklardan dolayı övünç duyuyor musun?" dedi.
BARİ BAHARDA SOKAĞA ÇIKIN
Müdahaleden umudunu kesen CHP'nin sokak direnişine umut bağlamasını da eleştiren Erdoğan, şunları söyledi: "Herkesi sokağa çağırıyor. Hiç olmazsa kış mevsiminde yapma bunu. Bahar gelsin de o zaman. Bu hezeyandır, sorumsuzluktur, acziyettir. CHP seçmenin bu sorumsuz çağrılara kulak vermeyeceği açıktır. CHP'li seçmenlere sesleniyorum. Kendinize hizmetkar kadro arıyorsanız o kadro burada. Ama efendi arıyorsanız, tankla topla yürüyecekler orada. Biz 75 milyonun hizmetkarıyız. AK Parti burada olduğu sürece hiçbir gücün millet iradesine engel olmasına müsaade etmeyeceğiz. Onlar şiddet çağrısı yapsın, komisyonlarda zorbalık yapsın, milletin çizdiği istikamet doğrultusunda yürümeye devam edeceğiz."
KESİNTİSİZ EĞİTİMİ DEMOKRASİ DIŞI UNSURLAR DAYATTI
28 Şubat sürecinde demokrasi dışı unsurların kesintisiz eğitim dayattığını söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Pedagojik bir kaygıyla değil, ideolojik kaygıyla kesintisiz eğitim dayattılar. İmam hatiplerin, meslek liselerinin önünü kesmek için bunu yaptılar. Zenginin çocuğu okusun, yoksulun çocuğu tamirci olsun, kapıcının çocuğu kapıcı kalsın diye bu düzenlemeyi yaptılar. Engelleri aşıp üniversite kapısına gelenler ikna odalarında işkenceye maruz kaldılar. Çocuklar annelerini başörtülü fotoğrafı nedeniyle üniversite kapılarından geri çevrildiler."
CHP NE YAPARSA YAPSIN, ZULMÜ SONA ERDİRECEĞİZ
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in başörtülü kızlar için söylediği 'Başörtüsüyle okumak istiyorlarsa Suudi Arabistan'a gitsinler' çıkışını eleştiren Erdoğan, "Nice genç kızımız gurbette vatan hasretiyle eğitim görmek zorunda kaldı. Bu zulmü sona erdiriyoruz. Biz mağduriyeti gideriyoruz. Kırılmış kalpleri tamir etmenin gayreti içindeyiz. Anadolu çocuklarının, yoksul çocuklarının önünü açmanın gayreti içindeyiz. CHP ne yaparsa yapsın millet iradesi galebe çalacaktır. CHP kimi neye davet ederse etsin Meclis görevini bihakkın yerine getirecektir. CHP zorbalığına asla ve asla boyun eğmeyeceğiz. CHP'nin bu ülkeyi 1940'lara geri götürme sevdasına millet asla ve asla izin vermeyecektir." dedi.
KOMİSYONDA 124 CHP'Lİ 'KARŞIYIZ' DEMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY SÖYLEMEDİ
Komisyonun yasa teklifini 91 saat 41 dakika görüştüğünü, 342 konuşma yapıldığını söyleyen Başbakan Erdoğan, komisyon üyesi 22 AK Partilinin konuşma yaptığını, 30 CHP, 15 de MHP'li üyelerin konuşmalarda bulunduğunu belirtti. Komisyon üyesi olmayan 104 milletvekilinin söz aldığını kaydeden Erdoğan, "4 AK Parti, 2 MHP, 4 BDP, 94 tanesi CHP'li. Görüşmeler sırasında komisyon üyesi olan ve olmayan 124 CHP'li konuştu. 'İmam hatip okullarını sizlere açtırmayız' demekten başka bir şey söylemedi. CHP Genel Başkanı milletvekillerine telefon mesajı göndererek komisyonu işgal etme talimatı verdi. Pazar günü komisyonda yaşananlar CHP Genel Başkanı'nın, gözü dönmüş CHP milletvekillerinin eseridir. Komisyonu işgal etmek için talimat alan vekiller geç kaldıkları için salonda yer bulamamışlardı. Geç kalkmanın, geç uyanmanın sebebiyle. İçlerinden bir tanesi bant tankını savuruyor, Komisyon Başkanı Nabi Avcı'nın başının yanından geçiyor. Bunu yapan da CHP'nin üst düzey yöneticilerinden bir tanesi. Mesele muhalefetin çoğunluğa dayatma içine girmesi. Bütün bu şiddete rağmen teklif komisyonda görüşülmüş ve kabul edilmiştir." şeklinde konuştu.