AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Herkes ayağa kalkmış ülkenin Başbakanını karşılarken bu zat (Emekli Korgeneral Engin Alan) ayağa kalkmayacak kadar edepten uzak birisidir. Şimdi bu MHP'nin adayı. MHP'nin Genel Başkanı 'Onurlu bir generaldir' diyor. Sevsinler böyle onurlu generali. O da payını aldı. Beklentisi çok büyüktü orgeneral olmayı bekliyordu ama olamadı. Niye? Çünkü, ödemesi gereken bir ceza vardı'' dedi.
Erdoğan, partisince Kırıkkale Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.
CHP'nin kaset yoluyla, medya yoluyla, ayak oyunlarıyla yeniden tasarlandığını, şimdi de aynısının MHP'ye yapıldığını belirten Erdoğan, MHP'de yargılanan bir korgeneralin aday gösterildiğini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir Başbakan olarak 18 Mart kutlamalarında Çanakkele'de Şehitler Anıtı'nın olduğu bölgeye geliyorum, orada maalesef edebe mugayir, itaat, saygı -ki askerin en iyi bildiği konu budur- herkes ayağa kalkmış ülkenin Başbakanını karşılarken, bu zat ayağa kalkmayacak kadar edepten uzak birisidir. Şimdi bu MHP'nin adayı. MHP'nin Genel Başkanı 'Onurlu bir generaldir' diyor. Sevsinler böyle onurlu generali. O da payını aldı. Beklentisi çok büyüktü orgeneral olmayı bekliyordu ama olamadı. Niye? Çünkü, ödemesi gereken bir ceza vardı. AK Parti'de bunu göremezsiniz. Asıl onur mücadelesi AK Parti'nin içinde devam ediyor ve biz kalkıp da bu tür olaylara prim vermeyiz, vermeyeceğiz. 12 Eylül'de olduğu gibi CHP, MHP, BDP, Ergenekon, terör örgütü aynı hizaya geçmediler mi? Şimdi gene aynı hizadalar. Hedefte AK Parti var.''
Seçime 17 gün kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, Kırıkkale'nin daha önceki kararının aynısını beklediğini söyledi.
-''ESKİ GÜNLERE GÖTÜRMEK İÇİN İTTİFAK YAPIYORLAR''-
CHP, MHP ve BDP'nin eski günleri özlediğini, Türkiye'yi yeniden 2002 öncesine götürmek istediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, ''O eski günlere götürmek için ittifak yapıyorlar'' diye konuştu. Eski günlerde yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar, ayakları üzerinde duramayan, itibari kalmayan bir Türkiye olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi olan bir Türkiye bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin finansal krizlerden birini başarıyla atlatığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugün bölgesel meselelerde, küresel meselelerde söz sahibi olan bir Türkiye var. Vizeleri kaldıran, ticareti arttıran, barışı, adaleti, hakkı, hukuku en güçlü şekilde savunan bir Türkiye var. Ortadoğu sokaklarında adı yankılanan, ay yıldızlı bayrağı muhabbetle selamlanan bir Türkiye var. Pasaportu itibar gören, parası saygın bir Türkiye var. Bugün yoksuluna sahip çıkan, engelli vatandaşını gözeten, emeklisine vefa borcunu ödeyen bir Türkiye var.
İşsize iş üretmek için yoğun mücadele veren, bunda da hamd olsun başarı sağlayan bir Türkiye var. İnşallah çok daha iyisini yapacağız. 2023 yılında ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapacağız. Bugünlere kardeşlikle geldik, geleceği de kardeşlik üzerine inşa edeceğiz. Bugünlere birlik, dayanışma içinde, istikrar ve güvenle geldik, geleceğe de böyle yürüyeceğiz. İşsize daha fazla iş üretiyoruz, üreteceğiz. Biz görevi devraldığımızda Türkiye'de işsizlik oranı 10,7'ydi. Krize rağmen yeniden oraya yaklaştık ve daha aşağı düşeceğiz. Artık mevsim şartları istihdamı artırıyor. Daha iyi olacak inşallah 10'un altına ineceğiz. Bunu şurada 2-3 ay içinde göreceksiniz. Yoksulu daha fazla gözeteceğiz. Geldiğimizde bu ülkede yoksulluk sınırı altında 19 milyon insan vardı. Şimdi 12 milyon 750 bin... Böyle bir noktadayız. Emeklimizin maaşlarını çok yüksek oranlarda biz arttırdık, imkanlar çoğaldıkça daha da artıracağız. Emeklileri kuyruk çilesinden biz kurtardık, evlerine gidip maaş ödemeye başladık inşallah standartları daha da yükselteceğiz. Bütün bunları birlikte dayanışmayla, kardeşlikle yapacağız.''
-''DEVLETİN İŞÇİSİNE, MEMURUNA BORCU OLUR MU?''-
8,5 yıl önce nemalar adı altında işçi ve memurun devletten alacağının 13,5 katrilyon olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, hem MHP'nin hem de CHP'nin bu paralarla borç ödediklerini dile getirdi. ''Çünkü, dışta itibar kalmamıştı. Maaşlardan kesiyorlardı. DSP'si, ANAP'ı aynı şeyi yaptı'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Devletin işçisine, memuruna borcu olur mu? Bizim Ali Bey'e dedim ki 'hemen sendikalarla görüş. Süratle bu parayı ödeyeceğiz. Para var mı?' dedim. Dedi ki, 'Para mara bırakmamışlar, kağıt var' 13,5 katrilyon. Hemen sendikalarla görüştük, konuştuk, 13,5 katrilyonu takır takır biz ödedik. Böyle devlet olur muydu. Ne hale geldik. Ama biz devlet olarak görevimizi yaptık. Bitmedi bir de Konut Edindirme Yardımı altında para topladılar. Konut var mı ortada, yok. Toplamışlar, toplamışlar ne konut var ne bir şey. Bunlar AK Parti mi? AK Parti toplu konutlar yapıyor. Şu ana kadar MHP'nin işçimize, memurumuza borçlandığı adına KEY denilen bu konuda da yine bu paralardan şu ana kadar 3 katrilyonu biz ödedik. Ah Sayın Bahçeli, hangi yüzle konuşuyorsun. 13,5 katrilyon borçlandın, biz ödedik. 3 katrilyon KEY'den ödedik. Aynen Sayın Bahçeli IMF'nin kapısına gitti yalvardı. Tabii kendisi yalvaramaz da şu anda Bay Kemal'in yanında yer alan bazı kişiler var, onlar gidip yalvardılar. İstediler, 27,5 milyar dolar IMF'ye borçlandık. Başladık ödemeye. Şu anda ne kadar var? 4,9 milyar dolar var. Bunu ödeyen kim, biz. Bunu da biz ödedik. İstesek hepsini şimdi öderiz ama faizi çok düşük olduğu için 2013 Nisan'ına kadar onu da temizleyip atacağız.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizim bu kardeşliğimizi bozmak isteyenler var. Bizim aramıza nifak sokmak isteyenler var. Fitneyle, fesatla, kışkırtmayla, tahrikle bizi birbirimize düşürmek isteyenler var. Biz, 30 yıldır bunlara aldanmadık, bundan sonra da Allah'ın izniyle bunlara aldanmayacağız'' dedi.
12 Eylül'de yapılan halk oylamasında Kırıkkale'den yüzde 69 ''evet'' oyu çıktığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu nedenle Kırıkkalelilere teşekkür etti.
AK Parti'nin bir Türkiye partisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
''Biz milletin partisiyiz. Biz çetelerin değil, seçkinlerin değil, millete tepeden bakanların, milletten rahatsızlık duyanların değil, bizzat milletin kurduğu, milletin istikamet verdiği bir partiyiz. 81 vilayetin 80'inden milletvekili çıkaran yegane partiyiz. 81 vilayete, ayrım yapmadan hizmet üreten, eser üreten tek partiyiz. Edirne'ye ne yapıyorsak aynı oranda Van'a da onu yapıyoruz. Diyarbakır'a hangi hizmeti, hangi eseri kazandırıyorsak, geliyor, aynı oranda Kırıkkale'ye de onu yapıyor, onu kazandırıyoruz.
Ne güzel söylemiş Neşet Ertaş, Keskinli Hacı Taşan için; 'Hizmet için nice dağlar aşanı, Keskinli bilirler Hacı Taşan'ı, bunca hizmetler, hani, boşa mı? Açılsın, meydanlar Taşan geliyor. İnsan hizmetine koşan geliyor'... Biz size hizmetkarız, sevdalıyız biz size... Biz kardeşliğin diliyle konuşuyoruz. Biz, Muharrem Ertaş ustanın, Hacı Taşan ustanın, Neşet Ertaş ustanın diliyle konuşuyoruz.
Hacı Taşan, nasıl Muharrem ustanın yanında çıraklık yaptıysa biz de sizin yanınızda çıraklık yaptık, kalfalık yaptık. Şimdi de sizden ustalık belgemizi istiyoruz. 12 Haziran'da bize ustalık belgesini verecek misiniz? İstikrara devam diyecek misiniz, hizmete devam diyecek misiniz?''
-''KANLI TERÖR BİZİM ARAMIZA GİREMEDİ, BUNDAN SONRA DA GİREMEYECEK''-
Türkiye'nin 780 bin kilometrekaresini aynı şefkatle, aynı samimiyet ve aynı içtenlikle kucakladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, ''Biz, birileri gibi, nabza göre şerbet vermiyor, iline göre konuşmuyor, doğuda farklı, batıda farklı söylemiyoruz'' dedi. Van'da nasıl gönül diliyle konuşuyorlarsa Kırıkkale'de de aynı şekilde gönül diliyle konuştuklarını belirten Erdoğan, bu ülkenin tüm fertlerinin tarih boyunca bir, beraber ve kardeş olduklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türk, Kürt, Alevi, Sünni, gittik, Çanakkale'de vatanı birlikte savunduk. Gittik, Bitlis'i, Bingöl'ü birlikte düşmandan kurtardık. Gittik, Sarıkamış'ta birlikte şehit olduk. Kurtuluş Savaşı'nı hep birlikte verdik, Cumhuriyeti hep birlikte kurduk. Gün geldi, sevinci paylaştık, gün geldi hüznümüzü paylaştık, gün geldi sofradaki ekmeğimizi bölüştük. Düğünlerimizde omuz omuza hep birlikte halay çektik, ağıtları hep birlikte yaktık, başarılarımıza hep birlikte sevindik.
74 milyon, hepimiz, namaz kılarken aynı kıbleye dönüyor, dua ederken aynı gönül diliyle dua ediyor, aynı Fatiha'yı, aynı Yasin'i okuyoruz. Şu, Kırıkkale'deki Kızılırmak ile Dicle-Fırat birbirinin kardeşidir. Şu Dinek dağı ile Cudi dağı birbirinin kardeşidir.
İşte biz de kardeşiz. Biz ezelden beri kardeştik. Biz Adem ile Havva'dan geliyoruz. İnşallah ebediyen kardeş olarak kalacağız. Bizim bu kardeşliğimizi bozmak isteyenler var. Bizim aramıza nifak sokmak isteyenler var. Fitneyle, fesatla, kışkırtmayla, tahrikle bizi birbirimize düşürmek isteyenler var. Biz, 30 yıldır bunlara aldanmadık, bundan sonra da Allah'ın izniyle bunlara aldanmayacağız. 30 yıldır, kanlı terör bizim aramıza giremedi, bundan sonra da giremeyecek.
Onlar kan akıtırken, onlar annelerin yüreğini yakarken, onlar ciğerpareleri, fidan gibi delikanlıları ateşe atarken, ocakları yıkarken, askerimizi, polisimizi şehit ederken, biz birbirimize değil, teröre, teröriste lanet okuduk.''
-''ONLAR ASLA ÖLÜ DEĞİLDİR, ONLAR DİRİDİR''-
Kırıkkale'nin, bu süreçte 144 şehit vererek en fazla şehit veren illerden biri olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ancak teröre ve bu kışkırtmalara teslim olmadıklarını ifade etti. Şehitlik makamının yüce bir makam olduğunu vurgulayan Erdoğan, böyle bir makamın sadece İslam dininde olduğunu söyledi. Mehmet Akif Ersoy'un, ''Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber'' dizelerini hatırlattı.
İslam dünyasında askerine Mehmetçik adını veren başka bir ülkenin bulunmadığına dikkati çeken Erdoğan, bu sözcüğün Hazreti Muhammed'den geldiğini ifade etti. Erdoğan, ''Küçük Muhammed adına... Muhammed dememiş edebinden. Ne yapmış? Mehemmed... Oradan gelmiş, Mehmetçik demiş. Küçük Mehmetçik anlamında...'' dedi.
Şahadet makamının da yüce bir makam olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Onlar asla ölü değildir, onlar diridir'' ayetini hatırlattı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''CHP Genel Başkanı oraya miting yapmak için gitti, BDP'lilere konuştu. Bakın bugün gazetelere, terör örgütü mensupları da o mitingin içindeydi. Resimlerle tespit edilmiş... CHP'nin mitinginde bir tane Türk bayrağı yoktu. Bay Kemal, sen bu ülkede neyin mücadelesini veriyorsun yahu? Niye korktun, niye orada bayraklarının arasına Türk bayrağını koyamadın? Çünkü BDP'lilerin eline Türk bayrağını vermek yürek ister, yürek. Bunu yapamadın sen'' dedi.
Türk milletinin son derece dirayetli bir millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türk milletinin ferasetli, sabırlı, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt eden bir millet olduğunu söyledi. Erdoğan, Türk milletinin 30 yıl boyunca terör örgütünün ve çetelerin tuzaklarına düşmediğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Gazetelerde çarşaf çarşaf verilen, televizyonlarda dakikalarca döndürülen o görüntüler, bütün Doğu'nun, bütün Güneydoğu'nun görüntüleri değil. Siz, nasıl terörün tuzağına düşmediyseniz, işte benim Doğu'daki, Güneydoğu'daki kardeşim de aslında terörün tuzağına düşmedi, tezgaha gelmedi. Bizim muhabbetimiz daimdir, bizim kardeşliğimiz ezelidir, ebedi olacaktır. Oynanan oyunu görmek zorundayız.
Şimdi, 12 Haziran öncesinde bir kez daha kurulan tezgahı görmek zorundayız. Şu anda BDP ve terör örgütü, bölgeyi kışkırtarak, gençleri kışkırtarak, buradan bir çıkar elde etmenin mücadelesi içine girmiş durumda. Yedi yaşındaki çocukların arkasına saklanıyor, korkakça oradan, o masum çocuklar üzerinden oy avcılığı yapmaya çalışıyor, esnafa zorla kepenk kapattırıyor, esnafa kan ağlatıyor, esnafın ekmeğine göz dikiyor. Bunlar, sabah namazında camiden çıkan imamı katledecek kadar vicdan ve izanı kaybetmiş durumdalar.
Terör örgütü ve onun siyasi uzantısı, 'Kürtlerin dini Zerdüştlüktür' diyerek, Kürt kardeşlerimin imanını sorgulayacak kadar gözleri dönmüş durumda ama menfaat nerede? Menfaat şurada; camide Cuma namazı mı kılınıyor, bakıyorsun, diyor ki 'devletin imamının arkasında namaz kılınmaz'... Tutuyorlar, arka tarafta bir yerde kendilerine göre cemaat kuruyorlar. Orada da kendi imamları varmış, nasıl bir imamsa... Orada da bir cuma cemaati oluşturuyorlar. Cuma, birliktir, beraberliktir; Cuma, ayrımcılık, ayrılık değildir. Ehliyet ve liyakat gerektirir. Bu ehliyeti ve liyakati kalkıp da 'Kürtlerin dini Zerdüştlüktür' diyenler mi belirleyecek? Bir de 'İslam, Kürtlere silah zoruyla kabul ettirildi' diyorlar ama ben inanıyorum ki benim Kürt kardeşlerim, tanıdığım, bildiğim, partimin içinde olan tüm Kürt kardeşlerim, hep birlikte asla böyle bir şey kabul etmediler, etmiyorlar, buna karşı mücadele veriyorlar. Çünkü AK Parti'de ayrımcılık yok, bizde birlik var.''
-''BUNLARIN GENLERİNE İŞLEMİŞ, GENLERİNE...''-
AK Parti olarak 780 bin kilometrekareyi ve 74 milyon insanı kucakladıklarını belirten Erdoğan, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Boşnakıyla 74 milyon vatandaşı ''yaratılanı severiz, Yaradan'dan ötürü'' anlayışıyla sevdiklerini söyledi.
Şu anda çok ilginç gelişmeler olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, vatandaşlardan bu gelişmeleri çok iyi görmelerini istedi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ne dolapların döndüğünü çok iyi görmenizi istiyorum. Biz, mitingimizi yapmak, kardeşlerimizle kucaklaşmak için Hakkari'ye gittik. BDP ve terör örgütü, oradaki vatandaşlarımızı tehdit etti ve mitinge gelmelerini engelledi. Kepenkler yine zorla kapattırıldı ama biz mitingimizi orada katılan kardeşlerimizle yaptık.
İki gün sonra, CHP Genel Başkanı oraya miting yapmak için gitti, BDP'lilere konuştu. Bakın bugün gazetelere, terör örgütü mensupları da o mitingin içindeydi. Resimlerle tespit edilmiş... CHP'nin mitinginde bir tane Türk bayrağı yoktu. Bay Kemal, sen bu ülkede neyin mücadelesini veriyorsun yahu? Niye korktun, niye orada bayraklarının arasına Türk bayrağını koyamadın? Çünkü BDP'lilerin eline Türk bayrağını vermek yürek ister, yürek. Bunu yapamadın sen.
Biz bu yola çıkarken 'tek millet& dedik, niye? 'Millet' dediğimiz nedir? Bunun içinde Türkü, Kürdü, Lazı, Gürcüsü, Abhazası, Romanı vardır, ne varsa... Millet olarak bunu kabul edenlerin hepsi, bu ülkede bu tek millet kavramının içindedir. 'Tek bayrak' da dedik. Niye bizim bayrağımız birilerini rahatsız ediyor, rengi mi rahatsız ediyor? Şehidimizin kanıdır... Hilal mi rahatsız ediyor? Bağımsızlığımızın simgesidir... Yıldızı mı rahatsız ediyor? Bağımsızlığımızın şehidimizin sembolüdür... Onun için 'tek bayrak' dedik. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' diyoruz.
Bay Kemal, Hakkari'ye gidiyor ne diyor 'biz sizlere burada tabii ki yerel yönetimler özerkliği noktasında özerklik vereceğiz çünkü bu Avrupa Birliği'nde de var' diyor. Ardahan'a gidiyor, 'Ben eyalet sistemini kastetmedim' diyor. Bu adam, bir garip adam. Hakkari'de başka, Ardahan'da başka. Ardahan'da başka, Kırıkkale'de başka. Bu adam, bu. Akşam başka, sabah başka. Bunların genlerine işlemiş, genlerine...''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Bahçeli konuşuyor. Ne yaptın anlat kardeşim, ne yaptın? Şunu yaptım de. Sadece Tayyip Erdoğan'a küfrediyorsun, hakaret ediyorsun başka bir şey yok ama benden bir hakaret duydun mu'' dedi.
MHP'nin kendisine ''milliyetçiyiz'' dediğini belirten Erdoğan, ''Milli bankamız, Merkez Bankası. MHP'den devraldığımızda, Merkez Bankası'nın kasasında ne vardı biliyor musunuz? 27.5 milyar dolar. Şimdi ne var? 95 milyar dolar. Şimdi Bay Kemal, Merkez Bankası'ndaki bu paraya sulanmış; nasıl olsa kasada para var, diyor. Buradan ailelere 650 lira dağıtırız, yeter ki bu seçimi alalım, diyor. İnanıyor musunuz buna? Ama inanlar da var. Ben buna şaşıyorum. Nasıl inanıyorlar buna hayret. Onun için bunları halkımıza iyi anlatalım. CHP'li, MHP'li kardeşlerime iyi anlatın, Halep oradaysa arşın burada. Ben size gerçekleri anlatıyorum'' diye konuştu.
12 Haziran'da kendilerine verilecek yetkiyle yeni bir anayasa yapacaklarını belirten Erdoğan, ''Özlediğiniz, arzuladığınız, hasretini çektiğiniz, sizin olan bir anayasayı yapacağız. Terörün de, terörle kucaklaşanların da o yıllarını boşa çıkaracak, tezgahlarını alt üst edeceğiz. Burada temel hak ve özgürlükler tam manasıyla olacak. Burada ileri demokrasi olacak'' dedi.
Terör örgütünün ve BDP'nin sandığa gidenleri engellediğini belirten Erdoğan, ''Bu nasıl demokrasi? Hem demokrasi diyorsun hem de sandığın üzerine çarpı işareti koyuyorsun 12 Eylül'de. Bu nasıl demokrasi? Demokrasi deyince akla sandık gelir. Bunlar sandığa gidenlerin önünü kestiler, tehditle, korkutarak kestiler. Temel hak ve özgürlükler diyorsun, ekonomik özgürlüğün önünü kesiyorsun, esnafı tehdit ediyorsun. Bu nasıl özgürlük? Bunları eş, dost, ahbap, herkese anlatmak lazım'' diye konuştu.
Kırıkkale'nin emeğin, alınterinin, üretim şehri olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Biz Kırıkkale'nin emeklerini karşılıksız bırakmadık. Kırıkkalemize çok hizmet getirdik. Kuzeyden güneye, doğudan batıya giden yollar Kırıkkale'den geçiyor. Hepsini de bölünmüş yol haline getirdik. Ankara-Sivas hızlı tren hattı da Kırıkkale'den geçiyor. Böylece Kırıkkale, karayollarının yanı sıra demiryolundan da en iyi şekilde istifade edecek'' dedi.
AK Parti döneminde Kırıkkale'ye yapılan hizmetleri, çalışmaları anlatan Erdoğan, Kırıkkale'ye Polis Meslek Yüksekokulu'nu kazandırdıklarını, bu okulu modern bir binaya taşıdıklarını, öğrenci sayısını da 800 çıkardıklarını belirtti.
-''BİZ YERE SAĞLAM BASTIK''-
Öğrencilere ücretsiz elektronik kitap dağıtacaklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bizden öncekilerin böyle bir derdi yoktu. Sayın Bahçeli konuşuyor. Ne yaptın anlat kardeşim, ne yaptın? Şunu yaptım de. Sadece Tayyip Erdoğan'a küfrediyorsun, hakaret ediyorsun başka bir şey yok ama benden bir hakaret duydun mu? Ben sana sadece iktidarında yaptıklarını söylüyorum. Üç buçuk sene kaldın orada. Benim milletim sana beş sene süre verdi, üç buçuk sene dayanabildin, çektin gittin. Gelmemek üzere gittin ama sonra yine dayanamadın geldin. Ben gerçekleri anlatıyorum. Sen de kalk, AK Parti iktidarı ile ilgili rakamlar ver. Bakın şimdi diyor ki, TOKİ ile ilgili, TOKİ'yi yolsuzlukla suçluyor. Beyefendi, sen bu parlamentoda milletvekili değil misin? Varsa elinde bir bilgi, kalk gereğini yap. Kaldı ki, kendisi hükümetteyken TOKİ Sayın Bahçeli'ye bağlıydı. Sorun bunlara, 'ey benim MHP'li kardeşim, sevebilirsin ama Allah aşkına 360 bin konut, biz bütün vatandaşlarımıza dağıttık. Acaba Sayın Bahçeli üç buçuk yıl içerisinde kaç tane toplu konut yaptı, kaç kişiye dağıttı?' Sorun. Tutturmuş bir şey; ben diyor gelirsem, bilgileri o zaman daha iyi toplarım, ondan sonra da TOKİ'yi de, Erdoğan'ı da Yüce Divan'a gönderirim. Sayın Bahçeli, abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olur. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz yere sağlam bastık, sağlam.''
Kırıkkale Üniversitesi'nin her geçen gün büyüdüğünü belirten Erdoğan, yükseköğretimde bu sene Keskin'de 300 yatak kapasiteli yurt projeleri olduğunu bildirdi.
''Sağlık alanında Kırıkkale'ye 42 trilyon harcama yaptık'' diyen Erdoğan, ''Sayın Bahçeli Allah aşkına söyle. Senin döneminde ölülerimiz bile hastanede rehine kalıyordu. MHP'li kardeşim ne olur bunu kendine bir sor; 'bizim ölülerimiz hastanede rehine kalıyor muydu, kalmıyor muydu?' Ama şimdi böyle bir şey yok. İstediğin hastaneye git, istediğin eczaneden ilacını al. Tabii Bay Kemal'e de soruyorum. Sen SSK'nın genel müdürlüğünü yaptın sekiz sene. Senin döneminde anamız ağladı. Neler çektirdiniz bize'' diye konuştu.
Erdoğan, Ankara'ya iki tane şehir hastanesi yapacaklarını açıkladığını anımsatarak, ''Toplamda 2 milyon 800 bin metrekare alanda dev iki hastane. İcabında burada sıkıntı olduğunda anında buradan atlayacaksınız oraya'' dedi.
-''HİZMETKAR OLMAYA GELDİK''-
Kırıkkale'ye yönelik sağlık hizmetlerini anlatan Erdoğan, ''Biz Kanuni'nin torunlarıyız. Biz ilhamı oradan alıyoruz. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, sosyal yardımlar, konut ve ulaştırma alanlarındaki faaliyetlere değinerek, ''Biz size efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim durumumuz bu'' dedi.
Çiftçiye ve esnafa verilen kredi faiz oranlarının hükümetleri döneminde düşürüldüğünü belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ziraat Bankası bizden önce, Sayın Bahçeli senin döneminde yüzde kaç faizle veriyordu çiftçiye krediyi? Yüzde 59. Şimdi yüzde 5. Yüzde 59 faiz nere, yüzde 5 faiz nere? Çiftçinin yanında kim? Biz, biz... Yüzde 59 faiz sömürü, yüzde 5'e indirdik. Esnafa, sanatkara yüzde 47 faizle kredi veriyorlardı, şimdi onu da yüzde 5'e indirdik. Kim esnafın, sanatkarın yanında? Biz.
Sayın Bahçeli bunların cevabını ver bana sen; yüzde 47 faizle veriyor muydun, vermiyor muydun? Yüzde 59 faizle veriyor muydun, vermiyor muydun? Ziraat Bankası senin döneminde görev zararı olarak iflas durumunda mıydı, değil miydi? Halk Bankası aynı şekilde batıyor muydu, batmıyor muydu? Bize bunun cevabını versinler. Şu anda tabii baktılar ki Ziraat Bankası Avrupa'nın, dünyanın en karlı, en saygın bankaları arasına girdi. Şimdi hava iyi. Halk Bankası öyle, hava iyi. Bu hale biz getirdik buraları, biz...''
-NOTLAR-
Miting öncesi Cumhuriyet Meydanı'nı dolduran vatandaşlar, Türk Bayrağı ve AK Parti flamaları açtı. Başbakan Erdoğan, AK Parti Kırıkkale milletvekili adayları, eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay, eski Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ile Ramazan Can'ın fotoğraflarının bulunduğu afişler ve pankartlarla süslenen alanda, ''Büyük usta yürüsün Türkiye büyüsün'', ''Yiğit gölgesinde yiğit saklanır'' yazılı dövizler asıldı.
Erdoğan'ın konuşması öncesinde, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti'nin Kırıkkale milletvekili adayları ile AK Parti Kırıkkale İl Başkanı Mehmet Demir platforma çıkarak halkı selamladı.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı meydanın üzerinde bir polis helikopteri de uçuş yaptı. Vatandaşlar alana güvenlik noktalarında yapılan aramaların ardından alındı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, vatandaşlara çiçek attı. Daha sonra Valilik binası önüne geçen Erdoğan, burada polis mangasını selamladı.