Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "one minute" ve Mavi Marmara sonrası İsrail konusunda geldiği nokta Havuz'u zorda bırakıyor. Dün İsrail'e parmak sallayan Erdoğan'ın yeni soft açıklamalarını "rica" olarak vermek en doğrusu ama Havuz'un AKP seçmenine daha "sert" şeyler söylemesi gerekiyor. Hal böyle olunca ortaya ibretlik başlıklar çıkıyor.
ÖNCE SORDU, RİCA ETTİ, SONRA DA UYARDI
Evet eğer böyle formüle edersek havuzdaki herkesi kurtarmış oluruz diye düşünüyorum. Onca yalakalıklarına ve yalan haberlerine rağmen bir havuz çalışanı olmanın zorluklarını ileride arkadaşların itiraflarından öğreneceğiz. Acaba bugün “rica” diye yazan arkadaşlar nasıl bir fırça yemişlerdir.
Yukarıda sizin bizim paramızla beslediğimiz 3 devlet gazetesinin bir haber ile ilgili başlığı var. Elbette gazeteler farklı başlıklar kullanır ama mana bu kadar değişir mi? Şimdi biraz reel politik açısından olayı inceleyerek hangi başlık biraz daha doğru duruyor bakalım.
Bu arada İslamcıların en belirgin özellikleri, arada bir Filistin-Gazze hassasiyeti gösterip perde arkasından İsrail ile iş tutmaktır. Meydanlarda İsrail ile ilgili her türlü kabadayılığı yapıp kapalı kapılar arkasından başka pazarlıklar yaptıkları gibi. Sadece Erdoğan değil Ortadoğu’daki birçok Arap lider de benzer şeyleri yaptığı için İsrail tarafı söylemden ziyade icraate ve kazanımlarına bakar. “İsrail sevseniz de sevmeseniz de bir devlettir ve bölgede bir gerçekliktir” dendiğinde ne Siyonistliğiniz kalır ne de hainliğiniz ama dünya siyaseti ve diplomasi bunu öngördüğünde “kardeşim kavga etsek eleştiri iyi geçinsek eleştiri” tarzı şirinlikler yaparlar. İşin doğrusu her ülke ile karşılıklı çıkarlar doğrultusunda ilişkide bulunacaksınız. Sabahtan akşama politika değişmeyecek, duygusallığı bir kenara bırakacaksınız.
Evet gelelim haberlerimize:
İsrail’den rica: Evet şu an ki Erdoğan’ın pozisyonuna en şık oturan ifade bu. Mavi Marmara davasının 20 milyona bağlanıp bütün mürettebatın satılmasını atlatmaya çalışan İslamcı tayfa bunu sindirmekte çok zorlanmaz. Erdoğan şu an İsrail’den ancak bir şeyi rica edebilir.
Erdoğan sordu: Bu da epey mantıklı bir başlık. “Sayın Rivlin, yahu ezan yasağı falan diyor arkadaşlar nedir bu işin aslı bir de sizden dinleyeyim?” tarzı bir soru olabilir.
Erdoğan uyardı: Yok bu biraz fazla olmuş. Çünkü Erdoğan’ın İsrail’e yapmış olduğu bütün uyarıların ne kadar boş olduğunu maalesef bütün dünya da biz de gördük. Hadi uyardı diyelim, yapmazlarsa ne yapacak? Gazze’yi mi gidecek, hani 3 yıl gideceğim deyip gidemediği gibi? Hakikaten bir Gazze gezisi vardı n’oldu o gezi? Dün Erdoğan yaptığı konuşmada bütün ümmeti Mescidi Aksa’ya ziyarete davet etti. Bunu da belirtelim.
Havuzculara bir not daha: Şimdi rica başlığı atıp asık surat olmamış aynen uyardı deyip sırıtan bir foto olmadığı gibi. Biraz daha dikkat lütfen.
En komiği de Erdoğan’n telefon haberinden önce yaşanan gelişmeleri telefon sonrasına koyup Erdoğan’ın başarısı olarak sunmak olmuş. Meseleyi biraz incelediğinizde, teklifin İsrail meclisindeki aşırı sağcı partisinin bu yasağın Yahudi ritüellerini kapsama ihtimaline karşı çıkmasıyla ertelendiğini okuyoruz.
Ben şahsen Erdoğan’ın bu performansına karşı İsrail tarafından minik bir jest bekliyorum. Erdoğan’ın elini güçlendirmek için Erdoğan’ın tepe tepe kullanacağı mütevazı bir güzellik yapabilir İsrail.
Barbaros Kartal/tr724