Erdoğan kapı kapı para dilenip, çöküşe çare arıyor

Sıcak para arayışı için Körfez turuna çıkan Erdoğan, 5 anlaşma imzaladı. Stratejik varlıkların satılacağı iddia edilirken Prof. Babuşçu, “Güveni sağlamak için fazla zamanları yok, bu yüzden kısa yolu tercih ediyorlar” dedi.
Ekonomiyi uçuruma sürükleyen iktidar, ek bütçe ile krizin faturasını halka kesen düzenlemelerin ardından acil kaynak bulmak için Körfez ülkelerinin kapılarını çalıyor. Seçimlerin ardından sıcak para arayışını sürdüren AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Körfez ülkelerini ziyaret etti.

BirGün gazetesi'nin haberine göre, ‘Rasyonel politikalarla ülkeyi krizden çıkarmak' iddiasıyla ekonomi yönetiminin başına geçen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ön ziyaretlerinin ardından gündeme gelen "Ülke varlıklarını satacaklar" iddialarının gölgesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretleri dikkat çekti.

ERDOĞAN YALANLAMADI

Aralarında BOTAŞ'ın da bulunduğu stratejik kurumların ve taşınmazların satılacağı yönündeki iddialara yanıt veren Erdoğan, "Bu ülkelerin Türkiye'den belirli varlıkları alma durumları olacak. Ancak 'BOTAŞ'ı satıyorlar' gibi bir şey yok, neyin satılacağını neyin satılmayacağını çok iyi biliriz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın Körfez turu ile ilgili dış basında yer alan değerlendirmelerde analistler, Türkiye’deki ekonomi politikaları nedeniyle birçok Batılı yatırımcının ülkeden uzaklaştığını ve Körfez ülkelerinin yatırım açığını kapattığını vurguladı.

10 MİLYAR DOLAR YATIRIM

İngiliz haber ajansı Reuters daha önce servis ettiği bir haberde iki üst düzey Türk yetkiliye dayandırarak Körfez ülkelerinden  yaklaşık 10 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapılmasının beklendiğini yazdı.

ABD’li finans ajansı Bloomberg’de yer alan analizde ise Erdoğan’ın seçim sonrası yaşam maliyeti krizini sona erdirmek amacıyla bazı ekonomi politikalarını değiştirdiği ve Arap dünyasının petrol zengini devletleriyle ilişkileri iyileştirmeye çalıştığı belirtildi. Haberde Körfez ziyaretinin, Ankara’nın kamu maliyesini istikrara kavuşturmaya ve rekor düzeydeki cari işlemler açığını azaltmaya çalıştığı bir zamanda geldiği belirtildi.

Financial Times ise Erdoğan’ın döviz girişini artırmak için varlık satışı yapmak amacıyla bölgeye gittiğini yazdı. Haberde görüşlerine yer verilen uluslararası bir bankacı, “Satış için aktif bir program var ve çoğu bu bölgeye yönelik. Körfez’de kesinlikle iştah var” dedi. Varlıkların tüm sektörleri kapsadığını söyleyen bankacı, “Daha önce olması gerekirdi ama ülkenin gidişatı konusunda netlik yoktu” dedi.

SUUDİLERLE 5 ANLAŞMA

Üç günlük Körfez turu bugün sona eriyor. İlk durak olan Suudi Arabistan ziyaretinde iki ülke arasında enerji, savunma sanayi ve iletişim alanlarında beş anlaşmaya imza atıldı.

Fransız haber ajansı AFP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretiyle ilgili haberinde Suudi Savunma Bakanlığı ile Baykar arasında imzalanan anlaşmayı ön plana çekti.

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Salman,  Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Baykar ile anlaşmaya ilişkin, "Savunma Bakanlığı ile Baykar arasında, Krallığın silahlı kuvvetlerinin hazırlığını artırmak ve savunma ve üretim kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla bakanlığın insansız hava araçları alacağı iki satın alma sözleşmesi imzalandı" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Sudi Arabistan ziyaretinin ardından Katar’a geçti.

VARLIK FONU’NDAN SATIŞ

Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "terörist yetiştiren bir kurum" olarak nitelendirdiği SADAT’ın CEO’su Melih Tanrıverdi’nin de Erdoğan’ın gezisine katılması dikkat çekti.

Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, daha önce dile getirdiği Körfez ülkelerine yapılan ziyaretlerin sonucunda Varlık Fonu’ndaki bazı kuruluşların satılabileceği yönündeki görüşünü yineledi. Babuşçu, özel sektördeki bazı şirketlerin de satılabileceğini ve bu sayede ülkeye döviz girmesinin hedeflendiğini belirtirken Varlık Fonu'ndaki şirketlerin satışıyla ülkeyi yönetenlerin hem ülkeye döviz girmesini hem de bütçe açığını da kapatmayı amaçladıklarını söyledi. Babuşçu sözlerine şöyle devam etti:

"Ülkenin en önemli sorunu enflasyon. Fakat ülkeyi yönetenler bunun döviz olduğunu söylüyor. Bahsedilen ‘rasyonel politikalar’a geçiş de bu yüzden aslında. Fakat Türkiye'ye dövizin girmesi için yabancı sermaye, yabancı sermaye için de güven gerekiyor. Ülkeyi yönetenlerin bu güveni sağlamak için fazla zamanı yok bu yüzden kısa yolu tercih ediyorlar. Yapısal reformları yapmak istemiyorlar. "

Babuşçu, 100 milyar dolarlık yabancı sermayenin altı ayda ülkeye girmesi yönündeki iddianın da bir algı yönetimi olduğunu ve AKP'nin en iyi yaptığı şeyin bu algı yönetimi olduğunu da ekledi.
19 Temmuz 2023 08:19
DİĞER HABERLER