Gazeteci Sedat Bozkurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kaybetmesi durumunda yapacağı ilk işin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun mevcut yetkilerle ülkeyi yönetmesinin önüne geçmek olacağı görüşünü dile getirdi.
Kısa Dalga yazarı Sedat Bozkurt, 14 Mayıs'ta düzenlenecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri sonrası yaşanabileceğini düşündüğü durumu okurlarıyla paylaştı.
Anket sonuçlarına bakıldığı zaman parlamentoya girme ihtimali yüksek her üç ittifakın da 300 milletvekiline ulaşamayacağının açıkça görüldüğünü dile getiren gazeteci, "Görülen bir başka tabloya göre de ister Cumhur ister Millet İttifakı, herhangi biri Emek ve Özgürlük İttifakı’nı yanına alsa bile anayasa değişikliğini referanduma götürebilecek olan 360 milletvekili sayısına ulaşamıyor. Tablo böyle ortaya çıkarsa seçimler sonrasında oluşacak parlamentonun anayasa değişikliğini, Millet ve Cumhur İttifaklarının bir araya gelmesi dışında gerçekleştirmesi mümkün değil" diye yazdı.
Bozkurt, "O zaman şimdi zor bir soru: Bu 2 ittifak bir araya gelir mi? Siyasetin muhtelif pratikleri zor olanın yapılabildiğini gösteriyor. Seçimler sonrasında ülkenin gireceği türbülansın en şiddetli anında buna bakacağız" ifadesini kullandığı yazısına şöyle devam etti:
"Seçimler sonrasında parlamentoda temsil edilen parti sayısı ittifaklar içinde seçildikten sonra partilerine dönmeleri halinde en az 13 olacak gibi görünüyor. Politik türbülans halinde bu partilerin sayısı da sahip olduğu milletvekili sayısı da değişecektir.
'İKİSİ DE KAFALARINDAKİ PLANLARDAN KİMSEYE SÖZ ETMİYOR'
Erdoğan’ın da Kılıçdaroğlu’nun da bu türbülansı gördüğünden eminim. Buna göre bir plan düşündüklerini de tahmin ediyorum. Emin olduğum bir başka şey de kafalarındaki bu planlardan hiç kimseye söz etmedikleri…
Erdoğan’ı hep 7 Haziran -1 Kasım 2015 seçimlerinde, ülkenin terörize olmuş hali ve güvenlik meselesini ön plana çıkararak AKP’nin oyunu yüzde 20 artırması üzerinden konuştuk. Oysa o dönem partisinin genel başkanı ve ülkenin başbakanının bile haberinin olmadığı planını uyguluyordu. Bunun bir ayağı koalisyon hükümetinin kurulmamasıydı. Bunu başardı, koalisyon hükümeti kurdurmadı ve ülkeyi seçime götürdü.
'ERDOĞAN SEÇİMİ KESİN KAZANACAĞINA İNANIYOR, YANINDAKİLER HENÜZ İKNA OLMUŞ DEĞİLLER'
Erdoğan seçimi kesin kazanacağına inanıyor, yanındakiler buna henüz ikna olmuş değiller. Çünkü Erdoğan seçimi nasıl kazanacağını da kimseyle paylaşmıyor. Ama aklının bir kenarında 'ya kaybedersem' seçeneği mutlaka bulunuyordur.
Erdoğan seçimi kaybederse ilk yapacağı iş Kılıçdaroğlu’nun bu yetkilerle ülkeyi yönetmesinin önüne geçmek olacaktır. Bunun ilk adımı olarak da parlamenter sisteme geçiş için anayasa değişiklik teklifini AKP olarak TBMM’ye sunacağını düşünüyorum. Hatta bunun ilk işaretini seçim beyannamesini açıklarken 'restorasyon' olarak da verdi. Bu sistem konusunda pazarlığa açığım demektir.
'TÜRBÜLANSI OLABİLDİĞİNCE KULLANMAYA ÇALIŞACAKTIR'
Erdoğan seçimler sonrasında ortaya çıkacak türbülansı olabildiğince kullanacak ve sürmesine de katkı sağlayacaktır. Millet İttifakı bileşenlerinin hiçbiri TBMM çatısının altında parlamenter sisteme geçişi öneren anayasa değişiklik teklifine hayır diyemez. Haklı olarak 'enkaz devraldık' diye sabır ve zaman isteyecek yürütme organı bir anda bu şiddeti sürekli artan türbülans ile uğraşmaya çalışacak. Bu koşullarda 'her şey iyi olabilecek mi?' göreceğiz."