Erdoğan: Türkiye şaha kalkacak

Erdoğan: Türkiye şaha kalkacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım gerçekleştiğinde Türkiye'nin bir kez daha şaha kalkacağını söyledi.
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile yeniden düzenlenen Gençlik Parkı'nın açılış törenine katıldı. Parka girişinde vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Erdoğan, çocuklara oyuncak dağıttı, önünü kesen bir engelli çocuk ile bazı vatandaşların sorunlarını dinledi. Erdoğan, lunaparktaki oyuncaklara binen vatandaşlara el salladı. Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, yeniden düzenlenerek Ankara'nın hizmetine sunulan Gençlik Parkı'nın Ankara'ya ve Ankaralılara hayırlı olmasını diledi. Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın milletçe, hep birlikte, tek yürek halinde büyük bir coşku ve heyecanla kutlandığını vurgulayan Erdoğan, 87 yıl önce bugün Gazi Mustafa Kemal komutasındaki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu ülkenin birliğine, istiklaline kasteden düşmana karşı en anlamlı cevabı verdiğini ve büyük bir zafere imza attığını anımsattı. Erdoğan, ''Buradan, Başkentimiz Ankara'dan tüm Ankara'nın, tüm Türkiye'nin, aziz milletimizin zafer bayramını tebrik ediyorum. Bizi bu büyük zaferle gururlandıran, bize bu büyük zaferle istiklalimizi ve istikbalimizi armağan eden Türk Silahlı Kuvvetleri'ni de tebrik ediyor Gazi Mustafa Kemal'i, silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''(Bu millet bitti, bu topraklar tükendi, bunlar artık yenildi) dediler. 'Anadolu, Trakya artık belini doğrultamaz, bu insanlar artık ayakları üzerinde duramaz' dediler. Bu asil milletin tarih boyunca her türlü badireyi aştığını, her türlü engeli aştığını, 'bitti', 'tükendi' denildiği zamanlarda yeniden doğarak şahlandığını, yeniden tarih yazdığını unutmak gibi bir gafletin, bir dalaletin içinde oldular. İstiklal Marşı şairimiz ne güzel ifade ediyor: 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım; Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.' İşte bu ruhla, bu coşkuyla, bu heyecanla, bu aziz millet coştu, zincirlerini kırdı, bu millet kendisine biçilmiş kefeni paramparça ederek tarihi bir kez daha yeniden yazdı.'' Kurtuluş Savaşı ruhunu, 30 Ağustos'un manasını çok iyi bilmek ve anlamak gerektiğini ifade eden Erdoğan, ''Bizi bir millet haline getiren, bizi doğusuyla ,batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle birbirimize kardeş, birbirimize akraba eden, birbirimize kenetleyen bu anlamlı günleri her zaman aklımızda tutmamız gerekiyor'' dedi. -''BU MİLLETİN MAYASI KARDEŞLİK HAMURUYLA YOĞRULMUŞTUR''- Başbakan Erdoğan, Kurtuluş Savaşı'nı yapan ordunun Türkiye'nin her ilinden, her köşesinden gelen askerlerden oluştuğuna dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz, onların tamamına bugün olduğu gibi 'Mehmetçik' diyoruz. O büyük ordunun, kurtuluş savaşımızı zafere götüren o kutlu ordunun askerleri içinde Hakkari'den gelen Mehmetler de vardı, Edirne'den gelen Mehmetler de vardı. Ordunun neferleri arasında Iğdır'dan, Diyarbakır'dan, Rize'den, Trabzon'dan, Bitlis'ten, Muş'tan, Şanlıurfa'dan gelen Mehmetler de vardı. Tekirdağ'dan, İstanbul'dan, Aydın'dan, Muğla'dan, İzmir'den, Çankırı, Kırşehir, Yozgat, Çorum, Ankara, Antalya'dan gelen Mehmetler de vardı. Çanakkale'de nasıl tek yürek olup bu vatanı savunduysak, nasıl omuz omuza şehit düştüysek aynı şekilde Kuruluş Savaşı'nı da omuz omuza verdik, tek yürek olduk, tek millet olduk ve bu vatanı zaferle buluşturduk. İşte onun için diyorum ki bu milletin mayası kardeşlik hamuruyla yoğrulmuştur. Bu millet binlerce yıl beraber yaşamış, Türküyle, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Abazası, Gürcüsü, Arabı, Boşnağı, Arnavutuyla binlerce yıl boyunca bu vatanı yüceltmek için hep birlikte gayret göstermiştir. Bizim binlerce yıl içerisinde oluşmuş kardeşliğimizi bozmaya hiç kimsenin ama hiç kimsenin gücü yetmez. Bu ülkenin doğusu ile batısı arasına nifak tohumları ekmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Bu ülkeyi bölmeye, bu ülkenin birliğini, düzenini, bütünlüğünü sarsmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Çanakkale'de bunu denediler başaramadılar. Kurtuluş Savaşımız öncesinde bunu denediler başaramadılar. Cumhuriyet tarihimiz boyunca çeşitli yöntemlerle bunu denediler, yine başaramadılar. Allah'ın izniyle bundan sonra da başaramayacaklar.'' -''TEPKİLER SON DERECE OLUMLU''- Başbakan Erdoğan, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi bugün de milletin tek yürek halinde olduğunu belirterek, ''Gönüllerimiz bir, ideallerimiz bir. hayallerimiz, kaderimiz bir. Bugün bir kez daha bizi birbirimize düşürmeye, bizi birbirimize düşman eylemeye çalışanlara en anlamlı cevabı en yüksek sesimizle, en gür sesimizle veriyoruz: 'Bu ülkenin evlatlarını birbirine düşüremeyeceksiniz. Bizim kardeşliğimizi asla ve asla sarsamayacaksınız' diyoruz'' diye konuştu. Yaklaşık 1 aydır ''Milli Birlik Projesi''ni başlattıklarını ve bunun üzerinde çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, 25 yıldır devam eden kardeş kavgasına artık bir son vermek, Türkiye'yi huzura ve esenliğe kavuşturmak için yeni bir adım attıklarını kaydetti. Erdoğan, tüm Türkiye'nin bu seslerine, ''yankı'' verdiğini, Türkiye'nin her köşesinden son derece olumlu tepkiler aldıklarını bildirdi. ''Son 1 ay içerisinde gördük ki doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde artık bu acının son bulmasını istiyor'' diyen Erdoğan, 780 bin kilometre kare vatan toprağı üzerinde yaşayan 71,5 milyon vatandaşın bu acı ve gözyaşının artık dinmesini istediğini dile getirdi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bakın az önce bir haber daha aldım. Ne yazık ki bir astsubayımız ve 3 uzman çavuşumuz şehit oldu. Ve ben şimdi diyorum ki biliyorum burada bugün şu açılışta beraber eğlenmeye geldiniz. Ama ben Ferhat kardeşime de söylüyorum, rica ediyorum biz onların manevi huzurunda, onların manevi hatırasına saygıyla bu akşam biz bu toplantımızı bu şekilde herhalde noktalarsak çok daha isabetli olacaktır. 81 vilayetimizin tamamı huzur istiyor. Ben kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin 'başı sağ olsun' diyorum. Biz şehitlerimizle, gazilerimizle buralara geldik. Bundan sonra da yine o şehitlik rütbesini yakalamaya, oraya doğru koşmaya hazır olan bizim binlerce, on binlerce, yüz binlerce evladımızın olduğuna inanıyorum. Sivil toplum örgütlerimiz, akademisyenlerimiz, medyamız, üniversitelerimiz, bilim adamlarımız, sanatçılarımız, derneklerimiz, vakıflarımız hep birlikte sağ olsun bu sürece katkı veriyorlar. Annelerin göz yaşı dinsin istiyorlar. Her yerden, her kesimden olumlu tepkiler alıyoruz. Toplumun her kesiminde Türkiye'yi aydınlığa, refaha, huzura kavuşturmak için büyük bir arzu, büyük bir heyecan, coşku olduğunu görüyorum. Herkes, 'bu acı bir an önce bitsin' diyor. Herkes kan dursun, gözyaşı dursun istiyor. Herkes, anneler bu şekilde inim inim inlemesin istiyor. Çocuklar ölmesin, öldürülmesin, Ay yıldızlı bayrağa sarılmış şehit tabutları gelmesin istiyor. Türkiye doğusuyla, batısıyla, her iliyle ilçesiyle, her köyüyle eş zamanlı olarak kalkınsın, büyüsün ve geleceğe hazırlansın istiyor.'' Başbakan Erdoğan, son 7 yıl içerisinde Türkiye'nin dış politikada nereden nereye geldiğini aziz milletin bildiğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yurt dışına çıkarken önceden pasaportunu gizlediğini, cebinden Türk lirasını çıkartırken korkup utandığını ifade eden Erdoğan, insanların ''Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım'' demeye çekindiğini ifade etti. Erdoğan, ''Bugün dünyanın her yerinde Türkiye konuşuluyor. Türkiye'nin onurlu duruşu, sağlam duruşu, tutarlı duruşu konuşuluyor. Avusturalya'ya gidin orada Türkiye takdir ediliyor. Asya'ya, Afrika'ya, Amerika'ya gidin orada Türkiye artık gündemi oluşturuyor. Avrupa'ya gidin orada da Türkiye konuşuluyor'' dedi. Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne üye olduğunu, Medeniyetler İttifakı girişimini başlattığını, Orta Doğu'da, Kafkaslarda, Balkanlarda barışın, huzurun, istikrarın, uzlaşmanın adresi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin dünya ekonomisinde 26. sıradan 17. sıraya yükseldiğini hatırlattı. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bugün her kardeşim hamdolsun pasaportunu gururla taşıyor. Cebindeki parasını gururla taşıyor. Her zeminde, her mekanda başı dik şekilde dolaşabiliyor. Buradan, Gençlik Parkı'ndan, Ankara'dan tüm Türkiye'ye sesleniyorum: Demokratik açılımı gerçekleştirdiğimiz zaman Türkiye bir kez daha şaha kalkacak. Terör sorununu çözdüğümüz zaman, Türkiye bir kez daha şaha kalkacak. Milli birlik projemizi uygulamaya koyunca artık Türkiye'yi altını çizerek ifade ediyorum hiç kimse tutamayacak. Türkiye huzur, istikrar, refah içinde geleceğe yürüyecek. Türkiye'nin ekonomisi daha güçlenecek. Türkiye'nin demokrasisi daha da güçlenecek. Türkiye güçlenecek. Aziz milletimiz güçlenecek. Artık bu yoldan geriye dönüş yok. Bedeli ne olursa olsun bu süreci tamamlayacak, bu kardeşlik projesini, bu milli birlik projesini tamama erdireceğiz. Süreci engellemek isteyenler olabilir. Tahrip etmek, provoke etmek isteyenler olabilir. Zihinleri bulandırmak, kamuoyunu yanıltmak isteyenler olabilir. İnanıyorum ki aziz milletim bunların hiçbirine pirim vermeyecektir.'' Başbakan Erdoğan, restore edilen Gençlik Parkı'nın eğlence mekanlarıyla, çocuk parklarıyla, kafeleriyle, tiyatrolarıyla, havuzuyla Ankara'nın yeni bir nefes borusu haline geldiğini söyledi. Londra'daki Hyde Park ile Newyork'taki Central Park'ın şehrin simgesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, artık Ankara'da da Gençlik Parkı'nın Ankara'nın simgesi olacağına inandığını söyledi. Erdoğan, Melih Gökçek zamanında Ankara'nın 5 dev parka kavuştuğunu, yeni bir park daha yapılacağını bildirdi. Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından yeniden düzenlenen Gençlik Parkı'nın mimarlığını üstlenen Öner Tokcan'a plaket verdi. Daha sonra Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve törene katılan bakanlar parkın açılış kurdelesini kesti. -KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY- Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da yaptığı konuşmada, Ankara'nın tarihte önemli bir yeri olan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir olduğunu belirtti. Ankara'nın yakın yıllara kadar hak ettiği birçok hizmeti alamadığını ifade eden Günay, ''Cumhuriyet başkenti yenilenmek ve geliştirmekte bir miktar 'mum dibine ışık vermez' misali geride kalmıştır. Son yıllarda 2000'den, 2003'den bu yana 58'inci, 59'uncu ve 60'ıncı hükümetler döneminde Ankaramız sadece alt yapısı ile yenilenen değil, kültür, sanat ve çevre imkanları ile de gelişen gerçek bir cumhuriyet başkentine yakışır bir hal almaya başladı'' dedi. Gençlik Parkı'nda herkesin gençliğine ait özel anılarının olduğunu belirten Günay, parkın Ankara'da gençlerin, çocukların, her kuşaktan Ankaralı ile Ankara'ya dışardan gelen yerli ve yabancıların keyifle gezebilecekleri bir alana dönüştüğünü de kaydetti. -ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI GÖKÇEK- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de Gençlik Parkı'nın ''yeniden doğduğunu'' söyledi. Gençlik Parkı'nın bir zamanlar Ankara'nın en gözde parkı olduğunu dile getiren Gökçek, ''Gençlik Parkı sarhoşların, serkeşlerin bol miktarda bulunduğu, bütün iş yerlerinin meyhaneye döndüğü bir alana dönmüştü. 15-20 yıldır aileler buraya gelemiyordu. Gençlik Parkı ilk zamanki kimliğine dönüyor'' diye konuştu. Parkın 1933'te Atatürk'ün talimatıyla yapımına başlandığını ve 1943'te hizmete girdiğini kaydeden Gökçek, şunları söyledi: ''Aradan 66 yıl geçti. Bu sene içinde gerçekten Gençlik Parkı yeniden bir sefer ele alınmadı. Bugünden sonra Gençlik Parkı yeniden doğuyor. Türkiye'nin en renkli parkı haline geldi. Parkı çok daha yeşil hale getirdik, 2 bin 800 ağaç vardı bir o kadar daha ağaç diktik. Çiçek ve çalı grubunun sayısı 500 bindir.'' Parkta yapılan çalışmaları da anlatan Gökçek, mimar Öner Tokcan'a da teşekkür etti. Açılışa Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Devlet Bakanları Egemen Bağış ve Cevdet Yılmaz, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bazı milletvekilleri ve diğer ilgililer katıldı.
30 Ağustos 2009 21:01
DİĞER HABERLER