Erdoğan'dan Rusya'ya çağrı: Gelin bu meseleyi aramızda çözüme kavuşturalım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ile yaşanan gerilimin düşürülmesi için Balıkesir'den çağrıda bulundu. Erdoğan, "Rusya ile aramızda başgösteren meselenin büyümesi, yıpratıcı bir hal alması belki de geleceğe yönelik bizleri üzücü neticeler doğurmasın diyoruz. Bu noktada tarafların çok daha olumlu bir yaklaşım göstermesini de özellikle istiyoruz. Rusya'ya diyoruz ki gelin, bu meseleyi aramızda, kendi sınırları içinde konuşalım ve çözüme kavuşturalım. Konuyu tüm ilişkilerimizin zarar göreceği noktaya vardırıp kimseyi de sevindirmeyelim. Pazartesi günü Paris'te yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Zirvesi, ilişkilerimizin tamiri için bana göre bir fırsat olabilir. Bunu fırsata dönüştürmek suretiyle orada bu görüşmeleri yapma imkanımız da olabilir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde, Burhaniye Pelitköy Ticaret Odası Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve Özel Eğitim İş Okulu ile yapımı tamamlanan tesislerin hizmete alım törenine katıldı. Erdoğan ve beraberindekileri taşıyan uçak, öğle saatlerinde Kocaseyit Havaalanı'na indi. Ardından Burhaniye'ye geçen Erdoğan'la birlikte açılış törenine Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hicarcıklıoğlu, Balıkesir Valisi Mustafa Yaman, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, milletvekilleri ve diğer yetkililer katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Rusya ile yaşanan krize değindi. Türkiye'nin Suriye'de yaşanan gelişmelerle yakından ilgilenmesi kadar tabii bir şeyin olmadığını vurgulayarak, "Her şeyden önce bizim bu ülkeyle 911 kilometrelik bir sınırımız var. Sınırın her iki yanında yaşayan insanlar, binlerce yıllık ortak bir kültüre ve akrabalık bağına sahiptir. Bunları nasıl yok farzederiz? Nasıl bunları görmezden geliriz? 1. Dünya Savaşı'nın ardından hiçbir tarihi, insani, ahlâki ölçü gözetilmeksizin, tamamen broşür ürünü olarak belirlenen sınırlar, aradan geçen bir asır boyunca sadece acı üretmiştir, sorun çıkarmıştır. Bugün Suriye halkı bir yandan Esed rejiminin, diğer yandan DAEŞ ve diğer terör örgütlerinin, bunlarla birlikte bölge üzerinde farklı hesapları olan çeşitli güçlerin zulmü altında adeta inim inim inlemektedir. Rejimin 380 bin masumu alçakça katletmesi karşısında sesini çıkarmayanlar, devlet terörü işleyen katil Esed karşısında seslerini çıkarmayanlar, proje ürünü olduğu her halinden belli olan bir örgütü bahane ederek, bu suça ortak olacak bir tavır içine girmekteler. Buradan bir kez daha ifade ediyorum, Esed rejimiyle DAEŞ terör örgütü arasında hiçbir fark yoktur. Aynı şekilde Esed rejimiyle PYD ve YPG terör örgütü arasında hiçbir fark yoktur. El Nusra arasında hiçbir fark yoktur. Bunların hepsi, Suriye halkına karşı işlenen insanlık suçlarının ortaklarıdır. Doğrudan veya dolaylı olarak Esed'in, DAEŞ'in, PYD'nin, YPG'nin, PKK'nın arkasında yer alanlar da aynı insanlık suçunun failleridir. Kimse kimseyi kandırmasın. 'Suriye bizi çağırdığı için gittik.' diyorlar. Kusura bakmasınlar, 380 bin insanı, vatandaşını ölüdüren bir terör devletinin davetine gitmeye mecbur musunuz? Mecbur değilsin. İsterseniz gidersiniz, isterseniz gitmezsiniz. Orası mağdur ve mazlum değil ki. Gayrimeşru olan bir terör devleti var orada. 'Çağırdı, gittim.' Sebep ve dert başka. Onun perdearkasını biz gayet iyi biliyoruz. Onun için kimse kimyesi aldatmasın." şeklinde konuştu.

'BAYIRBUCAK TÜKMENLERİNE KAPIYI AÇTIK, GELMEK İSTEMEDİLER'

Suriye'de terör örgütü DAEŞ ile mücadele olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, örgüt üzerinden küresel bir hesabın söz konusu olduğunu vurguladı. Bayırbucak Türkmenleri'nin olduğu bölge ve Lazkiye'nin kuzeyinde DAEŞ diye bir terör örgütü olmadığını belirterek, "Kimse kimseyi aldatmasın. Hesap, o bölgeyi boşatmaktır. Boşalttıktan sonra da art niyetli emelleri için orayı kullanmaktır. DAEŞ'le mücadalede konusunda, Türkiye kadar samimi ve sonuç alıcı bir mücadele ortaya koyan hiçbir ülke yoktur. Suriye'ye yönelik müdahalenin amacı, DAEŞ'i bitirmek değildir. Bu bahaneyle bölgede söz sahibi olmaktır. Türkiye olarak biz, sadece ve sadece Suriye halkının huzurunu, güvenliğini ve geleceğini düşünüyoruz, çünkü Suriye halkı güvende olmazsa biz de güvende olmayız. Şimdi soruyorum, Halep'ten kaçan kardeşlerimiz nereye gidecek? Gaziantep'e. Soruyorum? Lazkiye'nin kuzeyinden, Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu bölgeden kaçanlar, sığınacak bir yer olarak nereye gidecekler? Hatay'a. Başka gidecekleri bir yer var mı? Var. Lazkiyeliler, ya Akdeniz'de boğulacaklar ya da batıya kaçaklar. Onlar kabul etmiyor ama bizim kapımız açık fakat son aldığım bir bilgiyi sizlerle paylaşayım. Bayırbucak Türkmenleri kardeşlerimize biz kapımızı açtık. Ne diyorlar biliyor musunuz? 'Hayır, biz gelmeyeceğiz.' diyorlar. Niye? 'Biz bu topraklarda şehit olacağız ama gelmeyeceğiz.' Tablo bu. Hâlâ uçaklarla bombalayacaksınız, sonra 'yok şöyle, yok böyle' diyeceksiniz. Rejim bombalıyor buraları. Onlara yaşam hakkı tanımıyor. Bunlar aynı zamanda Suriye'nin vatandaşı ama bizim soydaşımız ve akrabamız. Bu bombalara rağmen onlar, o çadırlarda şimdi kara kışa hazırlanıyorlar. Biz yanlarındayız, yanlarında olacağız." ifadelerini kullandı.

Birilerinin binlerce kilometre öteden gelip Suriye üzerinde söz sahibi olmaya çalıştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Buna karşılık bizi de 911 kilometrelik sınırımız ve halkıyla bu ilişkilerimiz, akrabalık ilişilerimiz olan bu bölgeden tecrit etmenin hesabını yapıyorlar. Nasıl bir iştir bu ya? Kimse kusura bakmasın, biz buna asla rıza göstermeyiz. Hele egemenlik haklarımızın ihlâline ve tecavüzüne asla izin vermeyiz. Egemenlik haklarımızı koruduğumuz için bizi eleştirenler, hele hele ülkemde, bakıyorsunuz ana muhalefetidir, terör örgütünün arkasında olan parti de kalkıp bizi eleştiriyorlar. Maalesef oradaki kardeşlerimize bomba yağdıranları savunuyor, onların yanında yer alıyor. Siz kimden yanasınız ya? Biz böyle bir günde bile eğer bir olamıyorsak, beraber olamıyorsak, ne zaman beraber olacağız? Siz kimden yanasınız ya? Böyle bir duruma biz rıza gösteremeyiz. İnanıyorum ki milletimiz de rıza göstermez. İşte Kurtuluş Savaşımız. Milletimiz, kendisi organize olarak topraklarımızı işgal edenlere karşı mücadeleyi başlatmış. 1911 yılında Alacamescit'te Balıkesir Kuvayi Milliyesi'ni kuranlar, herhangi bir yerden emir almış insanlar değildi."

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kabile devleti olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz egemenlik haklarımızın ihlâline sürekli izin verirsek iz olur, oraları bizim toprağımız olmaktan çıkar. Eğer hava sahamızın ihlâline bir değil, iki değil, üç değil, dört değil ses çıkarmazsak, iz olur iz. Onun için egemenlik haklarımızı korumalıyız. Biz bu konuda geçmişte gerekli müsamayı ziyadesiyle gösterdik, görüşmelerimizi yaptık. İhlâllerin tekerrür etmemesi için her düzeyde ikazlarımızı açıkça yaptık. Buna rağmen ihlâllerin devam etmesinin dostlukla, iyi niyetle, misafirlikle bir ilgisi yoktur. Davetsiz misafir olmaz. Yaşanan hadiseden dolayı gerçekten üzgünüz. Biz böyle olmasını arzu etmezdik, istemezdik ama maalesef böyle bir şey oldu. Temenni ederim ki bundan sonra böyle bir şey olmaz. Türkiye olarak hiçbir zaman gerilimin, çatışmanın, husumetin ve acının tarafında yer almadık, almayız. Bölgemizde ve tüm dünyada barışın, huzurun, yaşatmanın ve güvenli bir geleceğin peşindeyiz. Bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Egemenlik haklarımıza dokunulmadığı sürece mücadelemizi diplomatik kanallarla, diplomatik imkanlarla, uluslararası hukuk ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde sürdürmekte kararlıyız. Rusya ile aramızda başgösteren mesele büyümesin, yıpratıcı bir hal almasın, belki de geleceğe yönelik bizleri üzücü neticeler doğurmasın diyoruz. Bu noktada tarafların çok daha olumlu bir yaklaşım göstermesini de özellikle istiyoruz. Rusya'ya diyoruz ki gelin, bu meseleyi aramızda, kendi sınırları içinde konuşalım ve çözüme kavuşturalım. Konuyu tüm ilişkilerimizin zarar göreceği noktaya vardırıp kimseyi de sevindirmeyelim. Pazartesi günü Paris'te yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi, ilişkilerimizin tamiri için bana göre bir fırsat olabilir. Bunu fırsata dönüştürmek suretiyle orada bu görüşmeleri yapma imkanımız da olabilir. Rusya, Türkiye için önemli olduğu kadar unutmayalım Türkiye de Rusya için o denli önemli bir ülkedir. Her iki ülkenin, diğerini gözden çıkarma lüksü yoktur. Biz bu konuda istekli ve ümitliyiz. Rus tarafının da en kısa sürede bu çizgide olmasını, bu çizgide buluşmamızı ümit ediyorum." diye konuştu.

Daha sonra tesis açıldı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan beraberindekiler, Balıkesir'in Ayvalık ilçesine geçti. CİHAN
28 Kasım 2015 15:51
DİĞER HABERLER