Erdoğan'ın Ankara'ya döner dönmez attığı adım her şeyi anlatıyor!

Erdoğan'ın Ankara'ya döner dönmez attığı adım her şeyi anlatıyor!
Zaman Gazetesi Yazarı ve Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı, Erdoğan'ın Brüksel ziyaretini analiz etti.

İşte Gültaşlı'nın kaleminden Avrupaı liderlerin açıklamaları ve Erdoğan'ın Brüksel ziyaretinin izlenimleri... "İktidar medyasına göre Erdoğan ‘paralel devlet’ konusunda AB’yi ikna ediyor ama Ankara’ya varır varmaz HSYK teklifini donduruyor. Başlıktaki sorumuzun görüldüğü üzere apaçık cevabı şu: Brüksel’de hiç kimse Başbakan’ın anlattıklarına ikna olmuş falan değil. Aksine Erdoğan’ın, Brüksel’de işittiklerinden etkilendiği görülüyor."

Ankara'daki hesap Brüksel'e uymayınca

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın beş yıl aradan sonra ziyaret ettiği Brüksel’de kimin kimi, nasıl ve hangi argümanlarla ikna edeceği büyük merak konusuydu.

Başbakan, iddia ettiği gibi delilleri ortaya koyarak Avrupa Birliği (AB) yetkililerine ‘paralel devlet’in röntgenini gösterip, büyük tehlikeye onları da inandırabilecek miydi yoksa Brüksel bütün mülahazaları dinleyip Erdoğan’a “bağımsız yargıya dokunma” mı diyecekti?

Başbakan’ın uçağında efsunlanan refiklerimize göre AB, paralel devlet konusunda tereddüte yer bırakmayacak şekilde ikna olmuş!  Bazıları doğrudan Erdoğan’ın yüzüne söylenen, bir kısmı ziyaret devam ederken, bir kısmı da sonrasında ortaya çıkan AB açıklamalarına kısaca bir bakalım öyleyse:

Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda (Erdoğan’ın yüzüne söylüyor): Gülen Hareketi’ni bir yıl öncesine kadar destekliyordunuz. Reformları geri almak için şimdi bahane olarak kullanıyorsunuz. Aynen Gezi Parkı’nda olduğu gibi olayları izah etmek için uluslararası komplo teorilerine atıf yapıyorsunuz. HSYK’yı milletlerarası güçler değil, siz değiştirmek istiyorsunuz. Neden? Çok endişeliyiz.

Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit (Erdoğan’la atışmasını Fransız radyosuna anlatıyor): Kendisine yolsuzluk soruşturmasını sorduk. Yüzde 4’lük büyüme olduğunu, okullar inşa edildiğini, çevrecilikle ilgili karnesinin geçmiş hükümetlerle kıyaslandığında en iyisi olduğunu anlattı. Ekonomisi büyüyen bir ülkede yolsuzluk olmayacağını söyledi. Kendisine Çin örneğini hatırlattım. Ama anlamamazlıktan geldi. “Halk benim. Halk benim yanımda. Halkım uluslararası komplonun kurbanı.” dedi. Milletlerarası komplo tezlerinin Kemalistleri hatırlattığını söyledim.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre (Erdoğan’la görüşmesinin hemen ardından yaptığı yazılı açıklama): Polis ve yargı ile ilgili doğrudan sorularla muhatap olunca cevapları ikna edici olmadı. AB, Türkiye’de yaşananlara yönelik hukukun üstünlüğünü koruma konusunda sağlam durmalı.

Liberal Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff (Erdoğan’la görüşmesinin ardından Zaman’a yaptığı açıklama): Kendinden o kadar emin ki yargı bağımsızlığı, basın hürriyeti ve yeni internet düzenlemeleri dâhil olmak üzere Türkiye’de neler olup bittiğine dair doğru bir tahlil yapamayabileceğine inanıyorum. 17 Aralık’la ilgili tezleri ikna edici değil. Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı konusunda çok endişeliyiz.

AB Komisyonu Genişleme Müdürü Alexandra Cas Granje (Erdoğan’ın ziyaretinden 3 gün sonra EPC-TUSKON programında Komisyon’dan ilk resmî açıklama): Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Demokrasilerde kısa devreler kabul edilemez. Devlet içinde suç şebekeleri varsa hukukun üstünlüğü çerçevesinde mücadele edilir. Son olaylar yeni yargı kazanımlarını tehdit ediyor. HSYK, adlî kolluk ve polisteki kitlesel görevden almalardan çok endişeliyiz.

Avrupalı Liberallerin lideri Graham Watson (Erdoğan’ın görüşmelerini takip ettikten sonra STV Haber’e yaptığı açıklama): Paralel devletle ilgili açıklamaları ikna edici değil. Delil lazım. Gülen Hareketi’ne karşı nefret söylemi kullanıyor, insanları kışkırtıyor. Ülkesini artık AB’den uzaklaştırıyor.

AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle (Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün sonra AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yazdığı mektubunda): Sevgili Mevlüt, (eğer teklifiniz kabul edilirse) HSYK’da olduğu gibi adalet bakanı, Adalet Akademisi’ni de kontrol edecek. AB ise Akademi’nin hükümetten büyük oranda bağımsız olmasını talep etmektedir. Bu, yürütmenin HSYK üzerindeki nüfuzunu artıracaktır.

İktidar medyasına göre Erdoğan ‘paralel devlet’ konusunda AB’yi ikna ediyor ama Ankara’ya varır varmaz HSYK teklifini donduruyor. Başlıktaki sorumuzun görüldüğü üzere apaçık cevabı şu: Brüksel’de hiç kimse Başbakan’ın anlattıklarına ikna olmuş falan değil. Aksine Erdoğan’ın, Brüksel’de işittiklerinden etkilendiği görülüyor.

27 Ocak 2014 07:38
DİĞER HABERLER