t24.com.tr yazarı Mehmet Y. Yılmaz, bugün 'Anladığı şey “hatası” değil, kaybetme ihtimali' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yılmaz'a göre, Erdoğan'ın %50+1'in ne kadar yanlış olduğunu farkedivermesinin sebebinin ise zannediğidiği gibi bir 'hatasını kabul etme' durumundan daha çok, seçimi kaybetme ihtimalinin ortaya çıkmış olması.
İşte Mehmet Y. Yılmaz'ın t24com.tr'de yayınlanan yazısının ilgili bölümü:
Anladığı şey “hatası” değil, kaybetme ihtimali
Sonunda Recep Tayyip Erdoğan’ın da hata yapabileceğini öğrenmiş olduk.
Meğerse Anayasa değişikliği sırasında “hata” yapmış!
Ben çok hata yaptığını zaten biliyordum, sıkça da yazıyorum; Erdoğan’ın müktesebatı her konuyu çok iyi bilebilmesine müsait değil.
Etrafındaki “evet efendimciler” yüzünden hatalı kararlarından geri dönebilmesi de mümkün olmuyor; bu da tek adam olma hevesinin bir maliyeti elbette.
Erdoğan’ın “hata oldu” diye düşündüğü konu, Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50 + 1 oy şartının Anayasa’ya konmasıymış.
Oysa milleti bu Anayasa değişikliği için kandırma günlerinde öne sürdüğü gerekçelerden biri de bu değil miydi?
Yüzde 50 + 1 oy ile seçilmenin faziletlerini meydanlarda anlattığını ben gayet iyi hatırlıyorum.
Şimdi hatasını anlamış olmasının nedeni, aslına bakarsanız anladığı şeyin “hatası” olması değil.
Tuhaf bir cümle oldu farkındayım ama tuhaflık benim Türkçemde değil, Erdoğan’ın zihni süreçlerinde.
Çünkü Cumhurbaşkanı’nın anladığı şey “hatası” değil, önümüzdeki seçimi kaybetme ihtimalinin çok yüksek olduğunu görmesi!
Dünyanın her yerindeki başkanlık rejimlerinde, yürütme gücünü tek başına kullanacak başkan seçiminin iki turlu olmasının nedeni de bu.
Birinci turda yüzde 50 + 1’in bulunabilmesinin zorluğu bilindiği için bu tür seçimler iki turlu yapılıyor.
İlk turda en çok oyu alan iki adaydan biri, ikinci turda her sonuçta yüzde 50 + 1’i bulabiliyor çünkü.
Erdoğan, geçen seçimde ilk turda oyların yüzde 52,59’unu alarak seçilmişti.
Bu seçimde ilk turda böyle bir oy alamayacağını görüyor. Bütün araştırmaların gösterdiği bu.
İkinci tura kalmak da onun için karizmanın çizilmesi anlamına geliyor.
Bütün meselesi bu.
Bu saatten sonra Anayasa’da bu yönde bir değişiklik yapılması mümkün olmayacağına göre, şimdi durduk yerde bu niye gündeme geldi diye de düşünmek lazım.
Erdoğan’ın mağlubiyeti kolayca içine sindirip, kenara çekilebileceğini düşünmek büyük bir hata olur.