Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum, İmamoğlu'na verilen cezanın muhtemelen onaylanacağını söylerken, İmamoğlu'nun aldığı cezayı Erdoğan'ın aldığı ceza ve siyasi hayatına benzetmenin hata olacağını öne sürdü
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için verilen hapis cezası hakkında, "Bu kararı hukuken ele almayıp sadece siyasi açıdan istismar edenlerin bu planlarının toplumsal karşılık bulması mümkün değildir. Unutulmasın ki taklitler her zaman aslını yaşatır, aslını yüceltir" dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karara ilişkin Habertürk'e uzun bir değerlendirme yaptı.
İşte Uçum'un açıklaması:
"BENZETMEK HATA YAPMAKTIR"
İmamoğlu’na verilen cezadan sonra “bu kararla Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük siyasi yürüyüşüne başladığı duruma getirildi” görüşü kökten yanlıştır ve asla gerçekçi değildir.
Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetmek teşbihte esaslı hata yapmak demektir. Oysa “teşbih hata kaldırmaz” veya “hatalı teşbih yapılmaz.” ‘Teşbihte hata olmaz’ın anlamı budur.
İmamoğlu sürecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşadıklarıyla ve yaptıklarıyla en ufak bir ilgisi yoktur:
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ"
Birincisi Ekrem İmamoğlu suçu mahkemece sabit görüldüğü için ceza aldı. YSK üyelerine “ahmak” demek hakarettir. Bu suç kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenmiştir. Kamu suçudur. Siyasilerin kendi aralarında zaman zaman gerçekleşen sınırı aşan sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi siyaset yapmanın gereği olarak kabul ediliyor ve ceza verilmiyor. Ama yüksek yargı görevlileri için görevleri sebebiyle söylenen hakaret sözünün ifade özgürlüğü için de değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Sonuçta olayda nitelikli hakaret suçu olduğu mahkemece tespit edilmiş.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan suç işlediği için değil şiir okuduğu için yani ifade özgürlüğünü kullandığı için ceza almıştı.
Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza, yerel mahkemenin kararı çerçevesinde hukuka uygundur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen ceza, hukuka aykırıdır. Bunu da o dönem ve sonrasında herkes kabul etmişti. Karar üzerinden bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumuyla İmamoğlu’nun durumu açısından hiçbir benzerlik yoktur.
"SON SÖZÜ YARGITAY SÖYLEYECEK"
Öte yandan yargı süreci devam ediyor. Nihayetinde Yargıtay son sözü söyleyecektir. Yerel mahkemenin kararı yürürlükteki hukuka uygunluğu açısından bakıldığında muhtemelen onaylanır. Farklı bir karar çıksa da bu sadece hukuken tartışılabilir.
Elbette genel olarak da hakareti belli istisnalarla ve bazı önemli kamu mercileri ve kamu görevlilerine yönelik olanlar hariç “ceza hukuku konusu” olmaktan çıkarıp sadece “tazminat hukuku” alanına almak dahi tartışılabilir. Hakaret suçunun cezai sonuçları bakımından hak yoksunluklarının kapsamı da tartışılabilir. Bunlar ise mevcut kararla ilgili değildir, olması gereken hukuk bakımından ele alınacak konulardır.
Öte yandan sanki verilen karar kesinmiş gibi sanki hemen siyasi yasak verilmiş gibi bu kararı istismar eden dış ve iç çevrelerin hangi hesaplarla hareket ettiğini de dikkate almak gerekiyor.