Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen, metrodan, Marmaray’a, Melen Barajı’ndan doğalgaza, Çamlıca Kulesi projesinden çöp depolama tesislerine kadar bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın övündüğü tüm projelerin kendisine ait olduğunu belirtti.
Sözen, “Ben 5 yıllık görev süremde 15 uluslararası proje yaptım. Kendisi benim projelerimi tamamlamak dışında ne yaptı?” Ben kentin siluetini bozan Taksim’deki Park Oteli tıraşladım, sen Zeytinburnu’ndaki kuleler için ne yaptın?” diye sordu.
Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllardır seçim meydanlarında, açılışlarda, katıldığı tüm etkinliklerde yaptığı konuşmaların merkezinde İstanbul, eleştirilerinin odağında da 1989-1994 döneminde kenti yöneten Nurettin Sözen var. Kendisinden sonra koltuğuna oturan Erdoğan'ın kendi dönemine ilişkin eleştirilerine yanıt veren Sözen, “Rasyonel bir insanın 30 yıl önceki susuzluktan bahsetmesi ne anlama geliyor? Ne yapmak istiyor? Bundan ne kazanıyor? 90'lı yıllarda kuraklık olduysa bugün ben ne yapabilirim? İnsanların vereceği oyda bunun ne etkisi olabilir?” dedi.
"Zeytinburnu'nda 16/9 için ne yaptın?"
Sözen, "Ben Taksim'deki Park Oteli simgesel olarak peynir keser gibi 15 katını kestim. Törenle traşladık. Niye tören yaptık? Böyle kent suçları bir daha işlenmesin diye yaptık. Sen Zeytinburnu'nda 16/9 için ne yaptın? Onlar hala orada duruyor. Benim Park Otel'de yaptığımın karşısına sen de bir şey koy, kentin siluetini korumak için yaptığın" ifadesini kullandı.
"Haliç'i temizlemek için İBB Meclisi'nde bir hafta bilimsel toplantı düzenledik" diyen Sözen, "Uzmanları topladık. Zamanla kirlenmişti. Tarama imkanı yoktu. Dip taraması yapılsa tabanda kayma riski vardı. Biz Haliç'in kuzey kolektörünü tamamladık. Güney zaten tamamlanmıştı. Kolektörler tamamlanınca Haliç'te kirlilik durdu. Engel olan Galata Köprüsü'nü hocaların uygun gördüğü yere taşıdık. Haliç'te onların yaptığı gibi halının altına çöp süpürmedik. Onlar tarama yaparak dip çamurunu kentin baraj havzalarına döküp şehri kirlettiler. Biz bilimsel raporlarda yazanları uyguladık. Haliç'in kirlenmesini önleyince mesele zaten bitiyor" açıklamasında bulundu.
Sözen'in açıklamaları şöyle:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık konuşmalarında çöp dağlarından bahsediyor. Bir cumhurbaşkanının gerçek dışı ifadelerde bulunmasına çok üzülüyorum. En çok bilmesi gereken kişi o. Halkı nasıl kandırdığına şaşarak bakıyorum. 30 yıl oldu ben görevi bırakalı hala ‘İstanbul ve çöp' diyor. İstanbul'un çöp sorunu hep vardı. Vahşi depolama yöntemi kullanılıyordu. Biz geldiğimiz günden itibaren çöpe çözüm aradık. Avrupa yakasında ve Anadolu yakasındaki katı atık depolama merkezlerini tespit ettik. Geri dönüşüm ve depolama alanlarının planlaması yapıldı. Çöp taşıyan 50 tonluk 50 adet kamyon aldık. Bu projenin yüzde 90'ı bitmişti. Türkiye'de ilk defa bizim dönenimizde hastane çöpleri ayrı toplanmaya başlandı. Çöpe biz tarihi bir çözüm ürettik. Sonuçta çok güzel iftihar edeceğim bir şey çıktı ortaya. Hala kullanılıyor. Biyolojik arıtması olan, geri dönüşümü olan, metan gazını ayıran bir proje yapmışız. İBB Başkanlığı yapmış bir siyasetçinin çöpten bu şekilde söz etmesini yakıştıramıyorum.
"İlk metroyu ben yaptım"
Türkiye'de yapılmış en büyük toplu sözleşmeyi yaptım. Bugün hala bir örneği yok. Refah payı yüzde 10'du. 80'li yıllardan itibaren yapılmayan toplu sözleşmelerden doğan hakları da geriye dönük olarak ödedim. Böyle bir toplu sözleşme yapan yönetici grev olur da engeller mi? Maalesef çöpte grev yaptılar. Bazıları sendikalara kızdı ‘o toplu sözleşmelere rağmen nasıl greve çıktınız' diye. Ben kızmadım. Grev en doğal haklarıydı. Sendikasız toplu sözleşmesi grevsiz bir düzende pırıl pırıl bir kentte yaşamaktansa sendikası olan grev yapılabilen bir ortamda çöp yığınları olmasını normal karşılarım. Demokrasiye inanıyorsanız sendika ve grev olacaktır.
Türkiye'nin ilk metrosunu biz yaptık. İktidarın elimizi kolumuzu bağlaması nedeniyle de İBB'nin kaynaklarını kullanarak yaptık. Taksim-Levent arasındaki 14 kilometrelik hattı planladık. Ben görevden ayrıldığımda 10 kilometresi tamamlanmıştı. 10 kilometrenin elektrifikasyon ve sinyalizasyon işleri ihale aşamasına gelmişti. İhaleyi yaptım fakat teklif zarflarını topladığımda tekrar başkan olmayacağım anlaşıldı. Teklif zarflarını mühürleyerek kasaya koydum, benden sonraki başkan açsın diye. Erdoğan zamanında açıldı zarflar. Siemens kazanmıştı onu iptal ettiler. İhaleyi şu anki damadı olan ailenin şirketi ile bir Fransız şirketine verdiler.
"Çamlıca'nın ihalesi bile yapılmıştı"
Şu an yapılmakta olan Çamlıca'daki kule projesi 1991'de planlandı, ihalesi yapıldı. Bir miktar peşin para verildi. Temel atıldı, tören düzenledik. 30 yıl geçti şimdi yapıyorlar.
Göreve geldiğimizde iki yakayı denizin altından bağlayacak tünel için ODTÜ'ye proje hazırlattık. “Metrodan sonra tüp geçidi ihale edeceğim” diye manşet haberlerim oldu. Tüp geçit , Asya-Avrupa bağlantısı için çok önemliydi. Bütün projesi hazırdı. Sadece bir düşünce değildi, bitmiş bir projeyi teslim ettim. İhale noktasına gelmişti. Marmaray'ın açılışını yaptılar beni davet bile etmediler. Ömrümüz yetmediği için bu projeyi onlar yaptı. ODTÜ son revizyonu yaptı. İhale dosyası hazırlandı, ihale yapma fırsatı bulamadık.
Az yağmur yağması inananlara göre Tanrı diğer insanlara göre doğa meselesi. Sonuçta bizim elimizde olmayan bir olay. Göreve geldiğim yıl su kıtlığı oldu. Kıtlığa çözüm için aldığımız önlemler mucizedir. İnanmış bir insan için azını yağdıran da çoğunu yağdıran da Tanrı. Bunu istismar etmesi ayıp değil mi? Susuzluktan kimse ölmedi ama sel baskınlarında 10'larca kişi öldü İstanbul'da.
Istranca dereleri regülatör projesi bir mühendisim “ben buldum” diyerek önüme getirdiği projedir. Denize giden boşa akan 7 derenin suları borularla şebekeye bağlandı. İhalesini yaptık, parasını ayırdık, istimlakler bitti, yurtdışından borular geldi. Gittik tören yaptık Erdal İnönü ile birlikte. İşler yolunda gidiyor. Birinci dere bitti açılış törenini de yaptık hizmete soktuk. Diğer dereler de bitmek üzereydi. Şimdi Siirt'te konuşuyor ‘dağları deldik İstanbul'a su getirdik' diyor. Günah…
Sazlıdere Barajı bizim dönemimizde yapıldı. Melen projesi de bizim. Ben görevden ayrılmadan 6 ay önce basın toplantısı yapıp Melen projesini anlattık. Melen'in suyunu 3 ishale hattı ile Darlık Barajı'na getirip deniz altından borularla Avrupa yakasına getireceğimizi anlattık. 30 yıl geçti tek ishale hattı ve tek geçiş yapılabildi. Kendilerine ait tek projeleri yok.
Benden önceki belediye başkanı doğalgaz projesi için bir Fransız şirketi ile anlaşma yapmış ama pürüzler giderilememiş. Biz geldik ‘doğalgaz önemli bir proje devlette devamlılık esastır bu projeyi tamamlayalım' dedik. Sorunları çözdük ve İkitelli'de kurban keserek doğalgaz çalışmasına başladık. Bir sürü sorun çıktı, fiyat artışı istendi, uluslararası tahkime gidildi. Hepsini aştık. Her iki yakada aynı anda başladık ve tüm İstanbul'u kapsayacak şekilde sürdü. ‘İstanbul'un altına bomba döşeniyor' diye haberler bile yapıldı. Biz projeyi sıfırdan başlattık ve bitirdik. Maskeyle dolaşıldığını söylüyor Erdoğan, bu nasıl bir senaryo ben öyle bir şey ne gördüm ne duydum. Hava kirliliğini karşı doğalgaz projesini tamamladım, tramvayı kent içine getirdim. Sen kalkıyorsun hava kirliliğinden bahsediyorsun, ayıp. Kendisi döneminde abone sayısını arttırmıştır ona itirazım yok.
"AKM de koruma kurulu kararlarına rağmen yıkıldı"
Taksim'deki tarihi su makseminin yanına cami yapılamaz, yasalara yönetmeliklere aykırı. Ama cami olduğu için kimse sesini çıkaramadı. Taksim'de ben istediğim şeyi yapamadım. Divan Oteli'ne kadar uzanan bir meydan projem vardı. Çalıştık üzerinde. Fakat Gezi Parkı'ndaki ağaçları ortadan kaldırmak gerekeceği için yapmadık. Şimdiki Taksim Meydanı, meydan değil. Meydan uzaktan seyretmek için değildir. İnsanların buluşması içindir. Kişiliği tamamen kayboldu. Zaten AKM de koruma kurulu kararlarına rağmen yıkıldı.
Kadir Topbaş'a ayıp edildi
İstanbul'un en başından beri Kadir Topbaş değil hep Erdoğan yönetti. F... konusunda günahı boynuna ama gönderiliş yöntemini çok ayıpladım. 6 ay, 1 yıl görev süresinin dolmasını bekleyemediler istifa ettirdiler. Topbaş'a yapılan çok büyük bir saygısızlık. İBB başkanlığı onurlu ve şerefli bir mevki. Üstelik senin arkadaşın, senin partinden…Kamuoyuna hiçbir açıklama yapmadan istifa ettirildi. Topbaş ve Gökçek'i de ayıplıyorum aslında. Kimliğini, kişiliğini, varlığını yok sayan adama karşı nasıl sustunuz? Demek ki onlar da karşı çıkacak durumda değiller.
Mahkeme kararı olmadan belediye başkanı görevden alınmaz. Sıradan memuru açığa alırsın soruşturmanın selameti için ama belediye başkanını alamazsın. Mahkeme alınmasına karar verirse alınır. Böyle olduğu halde Ataşehir ve Beşiktaş'ta başkanlar görevden alındı. OHAL bahanesi ile Türkiye'de 44 belediye başkanı görevden alındı. Demokrasimiz için ayıp, halka da saygısızlık.