Barış İçin Akademisyenler bildirisindeki imzası nedeniyle KHK ile Kafkas Üniversitesi görevinden ihraç edilen Prof. Dr. Cihangir İslam, Erdoğan'ın itiraf ve sözde öz eleştirilerini yorumladı
Evrensel Gazetesi muhabiri Serpil İlgün'ün imzasıyla yayınlanan röportajda İslam, "İktidarda olanların bedel ödemediği bir iktidar cennetinde yaşıyoruz. Bedeli genellikle savunmasız olan sıradan vatandaş veya muhalifler ödüyor." dedi
Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza attığı için şubat ayında KHK ile Kafkas Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’ndaki görevinden ihraç edilen Prof. Dr. Cihangir İslam, Saadet Partisi ve Has Parti kurucuları arasında yer almasının yanı sıra, Mazlum-Der kuruculuğu ve yönetim kurulu üyeliği yaptı.
Başbakanlık gibi Türkiye’de rantın ve ihalenin dağıtımında da çok önemli bir konumda olan kişinin yakınlarının iş hayatında bu kadar aktif rol alabilmesinin çok büyük bir sıkıntı olduğunu kaydeden İslam, “Bu, kaba bir benzetmeyle hem sanık, hem hakim olmaya benzer. Bunlar yanlış işlerdir.
‘Küresel ticarette bunlar normal karşılanmalı’ diyen Yıldırım, çocuklarının devletten ihale almadığını söylemişti, ancak aldıkları belgelendi. Diğer yandan konuyla ilgili Meclis araştırması isteyen HDP’nin önergesi AKP oylarıyla reddedildi...” dedi.
AKP iktidarının durumunu da özetleyen İslam, iktidarda olanların bedel ödemediği bir iktidar cennetinde yaşandığını kaydetti.
"İTİRAFLAR HEDEF ŞAŞIRTMACA"
Bedelin genellikle savunmasız olan sıradan vatandaş veya iktidara karşı duran muhalifler tarafından ödendiğini belirten İslam, “İnsan hakları, hukuk devletinin gördüğü zarar, yolsuzluklar gibi konuları teğet geçerek sadece çevre üzerinden günah çıkarmanın şöyle bir yansıması olabilir vatandaş veya hepimiz üzerinde; “Bakın, özeleştiri de yapıyorum!” Ama şunu soralım, bugün 200 bin kişi açığa alınmış, 120 bin kişi işini kaybetmiş, 55 bin kişi hapiste, 17 bin kadın hapiste, 2000’nin üzerinde çocuk hapiste, 668 bebek hapiste, 50 civarında KHK’lı canına kıymış. Bir rakam daha verelim; 386. Bu da Saray’ın arabalarının toplamı. Buradaki 668 bebekle, 386 araba birbiriyle çok alakasız rakamlar gibi görünüyor ama değildir.” şeklinde konuştu.
Bunların aynı zihnin ürettiği, kendi mantık evreninde birbiriyle çatışmayan, değerler dizgesinde de birbiriyle örtüşen şeyler olduğunu ifade eden İslam, bu itirafların bir hedef şaşırtmaca olarak gördüğünü belirtti.
Özeleştirinin yetersiz olduğuna dikkat çeken İslam, şu soruları sordu: “İnsan hakları konusunda ne yaptınız? Neden hukuk devletinin önünü kapattınız? Neden işlerini kaybedenler mahkemelere gidemiyor? Neden insanları sorgusuz sualsiz aylarca, yıllarca içerde tutuyorsunuz? Bu konuda ne zaman pişmanlık duyacaksınız? Harcamalarınız hakkında ne zaman bilgi edineceğiz?” diye sordu.