Malezya'da dün yapılan seçimin sonuçları açıklandı. Muhalefetin ortak adayı eski başbakan Mahathir Muhammed seçimden galip çıktı. Daha önce 22 yıl boyunca ülkeyi yöneten Muhammed 222 sandalyeden 122'sini kazandı. 

Mahathir'in rakibi ve halihazırdaki Başbakan Necip Rezak liderliğindeki Birleşik Malay Ulusal Partisinin (UMNO) sandalye sayısı ise 79'a düştü.

Dünyanın seçilen en yaşlı lideri olan 92 yaşındaki Mahathir Muhammed uzun süre liderliğini yaptığı Birleşik Malay Ulusal Partisi'ne karşı yarıştı. Muhammed, iktidardaki Necip Rezak'ın karşısına muhalefet partilerinin oluşturduğu Halkın Umudu ittifakının adayı olarak çıkmıştı.

Birleşik Malay Ulusal Partisi'nin önderliğindeki Milli Cephe ülke İngiltere'den bağımsızlığını kazandığı 1957'den beri iktidarı elinde tutuyordu. 

Mahatir gazetecilere yaptığı açıklamada, "İntikam peşinde değiliz, hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Muhammed ayrıca uzun yıllar boyunca Necip Rezak'ın akıl hocalığını yapmıştı. 

2015 yılında patlak veren yolsuzluk skandalının ardından Necip Rezak'a duyulan güven azalmıştı. Rezak hakkında 1MDB adındaki devlet fonundan zimmetine 700 milyon dolar para geçirdiği iddiası atılmıştı. Rezak iddiaları reddetse de yaptığı görev değişiklikleriyle iddialara ilişkin soruşturma açılmasını engellemişti. Mahatir yolsuzluk iddialarının üzerine 2016'da Milli Cephe'den ayrıldığını duyurmuştu. 

Rezak iktidarının AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan'la yakın ilişkileri bulunuyor. Erdoğan ve yakınlarına ait varlıkların bu ülkedeki fonlarda tutulduğu iddiası uzun süredir gündemdeydi. Bu fonlar aracılığıyla Türkiye'de bazı yatırımları satın alarak kara paranın aklandığı iddiaları dile getirilse de Malezya'da bu yönde bir soruşturma yürütülmediği için iddia ispatlanamamıştı. Sabiha Gökçen havalimanı işletmesi ve Medical park hastanelerinin 17 Aralık operasyonları sürecinde söz konusu fonlar tarafından satın alındığı biliniyor.

Devrik Malezya başbakanının icraatları bununla sınırlı değil. Rezak yönetimi geçtiğimiz yıl ülkede 10 ila 15 yıldır görev yapan Türk eğitimcilerin hukuk dışı yöntemlerle kaçırılması ve AKP'ye teslim edilmesi organizasyonlarına da çanak tutmuştu. 4 eğitimci önce kaçırılmış, ardından gözaltına alınarak uydurma suçlamalarla AKP'ye teslim edilerek Türkiye'de tutuklanmıştı