Erdoğan'ın karşısındaki dört risk

Türkiye uzmanı Frankfurter Allgemeine Zeitung yazarı Rainer Hermann 31 Mart seçimlerini yorumladı
Frankfurter Allgemeine Zeitung yazarı Rainer Hermann yorumunda genç nüfusun desteğini kaybetmesi durumunda AKP'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşüşünün hızlanacağını savunuyor.

İktidar partisi AKP'nin Pazar günü düzenlenen yerel seçimlerdeki yenilgisi bir noktayı gözler önüne serdi: Parti en başarılı günlerini geride bıraktı. 2001 yılındaki kuruluşundan bu yana neredeyse her seçimi kolayca kazandıkları günler geride kaldı. Geçmişte kurmayları ve adaylarının her seçimde mücadele ederken sergilediği tutku da hissedilmiyor.

Kibir ve hoşnutsuzluk

Kimilerinde iktidara sahip olmanın getirdiği kibir artarken, kimilerinde de AKP'nin son yıllarda izlediği politikaların getirmiş olduğu hoşnutsuzluk hakimdi. Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi balkonunda seçim sonrası konuşmasını yaparken yanında eşi Emine Erdoğan'dan başkasını istemedi. Ertesi gün AKP İstanbul İl Merkezi'ni ziyaret ettiğinde de tek bir parti yetkilisini selamlamadı. Parti yetkilileri tam da bu yüzden İstanbul'da seçim sonuçlarına itiraz etmek zorundaydılar, hatta belki de kendi konumlarını koruyabilmek için.

Tüm bunlar AKP'nin ya da Genel Başkan Erdoğan'ın sonunun yaklaştığı anlamına gelmiyor. Çünkü yerel seçimler Ankara'daki iktidar dağılımında bir şey değiştirmeyecek. Türkler geçtiğimiz beş yıl içinde altı defa sandık başına gittikten sonra artık bir sonraki seçim dört yıl sonra gerçekleşecek. Erdoğan'ın Türklerin beklentilerini gerçekleştirmek için dört yıllık zamanı var. Meclis de bu açıdan herhangi bir risk oluşturmuyor: MHP ile ittifak halindeki AKP mecliste çoğunluğu elinde bulunduruyor.

Yine de seçimler daha fazla gözardı edilemeyecek bir uyarı ateşiydi. Erdoğan politikasını değiştirmez ve AKP 2001 yılındaki reform odaklı kuruluş idealleri ışığında kendini yenilemezse, Cumhuriyet'in 100'ünü yılının kutlanacağı 2023 yılında bir hezimet yaşayabilir.

Hedefi olmayan parti

Erdoğan ve AKP'yi tehdit eden dört tehlike bulunuyor. Birincisi: Partinin ilk günlerindeki canlılığı kayboluyor. Artık mücadele etmiyorlar ve Türkiye'yi ulaştırmak istedikleri bir hedefleri bulunmuyor. İkincisi: Bu sebeplerle parti içi muhalifler eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çevresinde eski AKP'nin prensiplerine sadık bir parti kurmak istiyor. Üçüncüsü: On yıllardır kaybedenlerin partisi olmuş en büyük muhalefet partisi CHP, Pazar günü elde edilen zafer ile bir atılım gerçekleştirdi. Pek çok Türk'ün gözünde AKP'ye alternatif oldular.

Dördüncü neden ise AKP'nin şimdiye kadar izlediği siyasetin gittikçe neden daha da başarısız olacağını gösteriyor: Uzun vadeli araştırmalara göre Türkiye'de özellikle şehirlerde yaşayan gençler, geçen 10 yıl içinde değişti. 15 ila 29 yaş grubu, bir on yıl önceki aynı yaş grubuna kıyasla daha modernleşti ve sekülerleşti. AKP'yi artık 1990'ların başarısız hükümetleri ile karşılaştırmıyor. Onlar sadece Erdoğan'ı ve AKP'yi tanıyorlar ve giderek ondan uzaklaşıyorlar. Çünkü partinin politikası onların yaşam tarzına uymuyor. Eğer AKP kendini yeniden yaratamazsa geniş tabanlı halk partisi olmaktan çıkacak ve Anadolu'daki muhafazakarların partisine dönüşecek.

Rainer Hermann
13 Nisan 2019 12:12
DİĞER HABERLER