Enerji uzmanı Dr. Ali Ahmed, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Nükleer füzemizin olmamasını kabul etmiyorum." sözlerini değerlendirdi. Ahmed nükleer silah sahibi ülkelere bir tane daha eklenmesinin doğru olmayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum." sözleri ile yeni bir tartışma başlattı.
Erdoğan'ın açıklamasını değerlendiren enerji uzmanları, Türkiye'nin nükleer başlıklı füze sahibi olmasını "gerçekçi bulmadıklarını" ve nükleer silah sahibi olmanın "bölgesel ve uluslararası sonuçları" olacağını belirtti.
NÜKLEER SİLAHLI ÜLKELERE BİRİNİ DAHA EKLENMESİ...
DW Türkçe'ye konuşan Beyrut Amerikan Üniversitesi Enerji Politikaları ve Güvenliği Programı Direktörü Dr. Ali Ahmed, Erdoğan'ın dünyada çok sayıda ülkede nükleer silah olduğuna dikkat çekmekte haklı olduğunu belirtti. Ancak Ahmed, nükleer silah sahibi ülkeler listesine bir tane daha ülke eklenmesinin doğru olmayacağını vurguladı.
"NÜKLEER SİLAHLARIN ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN ÇALIŞILMALI"
Dr. Ahmed, Erdoğan'ın nükleer silah edinme konusunda yaptığı açıklamayı gerçekçi bir bakış olarak değil, siyasi bir yorum olarak değerlendirdi.
Türkiye'nin nükleer silah edinmesine yönelik demeci gerçekçi olmasa da, yine de açıklamanın küresel ve bölgesel ölçekte ciddiye alınması gerektiği görüşünü savundu.
Ortadoğu'daki diğer ülkelerin de nükleer silah sahibi olma niyeti taşıdıklarının altını çizen uzman, "Halbuki Ortadoğu ülkelerinin yapması gereken, nükleer silahların ortadan kaldırılması üzerine çalışmak olmalı." dedi.
Ahmed ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının, İran'ın atacağı adımlara gözlerini diken uluslararası kamuoyunun, büyük resmi tartışmaya açması açısından da önemli olduğunu belirtti. "Yani nükleer silah sahibi olsun olmasın, bölgedeki ülkelerin nükleer silah konusunu tartışmaya açması açısından Erdoğan'ın sözleri dikkate alınmalı."
CHEN KANE: Bir anda sahip olabileceğiniz bir şey değil
Washington merkezli James Martin Nükleer Silahsızlanma Araştırma Merkezi'nden uzman Chen Kane ise nükleer silah edinmenin zannedildiği kadar kolay olmadığını kaydetti.
Kane, "Nükleer silah öyle bir anda sahip olacağınız bir şey değil. Türkiye eğer nükleer silah edinme yoluna girmek isterse, siyasi ve askeri riskleri de göz önünde bulundurmalı. Örneğin, nükleer silah sahibi olunca daha güvende hissedip hissetmeyeceğini değerlendirmeli." diye konuştu.
İMZALADIĞI ANLAŞMAYA GÖRE NÜKLEER SİLAHA SAHİP OLAMAZ
Türkiye, Birleşmiş Milletler Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) taraf ülkelerden arasında yer alıyor. Söz konusu antlaşma, nükleer silahların yayılmasını önlemek amacıyla 1968 yılında imzaya açılmış uluslararası bir metin konumunda.
Nükleer silah uzmanı Kane, Türkiye'nin de NPT imzacısı olduğunu hatırlatarak, anlaşmaya taraf diğer ülkeler gibi nükleer silaha sahip olmayacağının taahhüdünü vermiş olduğunu vurguladı.
Kane, "NPT imzacısı olan Türkiye'nin nükleer silah sahibi olmaya karar verirse bu anlaşmadan imzasını çekmesi gerekecek. Eğer imzacısı kalarak gizlice nükleer silah edinme yoluna girerse de uluslararası yaptırımla karşı karşıya kalabilir" dedi.
ULUSLARARASI SONUÇLARI OLUR
Kane, ülkelerin nükleer silah sahibi olmak konusunda yapacağı tercihlerin bölgesel ve uluslararası alanda sonuçları olduğuna dikkati çekti.
Kane, bölgedeki diğer ülkelerin kendilerini tehdit altında hissedebileceğini ve nükleer silah edinebileceklerini dikkat çekerek, "Türkiye'nin bir karar verirken bu durumu da düşünmesi gerekir." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında nükleer silah olduğunu belirterek, Türkiye'nin de bu yönde adım atması gerektiğine inandığını söylemişti.