Aziz Nesinlik olay: Polise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TC numarasını söyledi, tutuklandı
Osmaniye’de İbrahim, kayıp köpeğiyle ilgili başvuruda bulunmak için polis karakoluna gitti. Burada TC’si istenince cumhurbaşkanı Erdoğan’ınkini verdi. Polis, İbrahim’in bu bilgiyi nasıl edindiğini öğrense de İbrahim hapse girdi.
İbrahim, kayıp köpeği için karakola gidip başvurmak istedi. Polis, köpekle ilgili işlem yapmakta isteksiz olunca bu sefer İbrahim, belge almak için ısrarcı oldu.
Polis, İbrahim’i karakolda darp etti, bu sırada kendi TC’si olarak cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TC’sini verdi. Polis, İbrahim’in bu bilgiyi nasıl edindiğini soruşturdu, savcılık kişisel bilgileri yaymaktan dava açtı. İbrahim tutuklandı, köpeğinden de haber alınamadı.
‘Polisler kayıp köpeğin peşine düşmeye hevesli değildi’
İbrahim’in başına gelenleri Evrensel’e avukat Tugay Bek yazdı.
Bek’in yazısı şu şekilde oldu:
“Osmaniyeli İbrahim, çok sevdiği Poodle cinsi köpeği Jesika çalınınca bildirimde bulunmak için gecenin bir yarısı çarşı merkezinde bulunan karakola gitti. Polisin köpeğini bulabileceği gibi bir beklentisi yoktu ama çip taktırdığı, üzerine kayıtlı köpeğin sokakta görülmesi halinde 86 bin lira gibi altından kalkamayacağı bir para cezasını ödemek zorunda kalmaktan endişeleniyordu. Hatta sahipli hayvanları sokağa salanlara 6 aya kadar hapis cezası verildiğini de bir yerlerden duymuştu.
Karakola vardığında durumu izah etmeye çalışsa da bir muhatap bulamadı. Her geçen gün artan suçlarla baş edemeyen, olaylara yetişemeyen polisler, bu hengame ve koşturma içinde kayıp bir köpeğin peşine düşmeye hevesli değildi. İbrahim ısrarını sürdürünce müdahil olan karakol amiri, yüzünü buruşturarak İbrahim’e dönüp “Sen alkollü müsün??” diye sordu. Rahatsızlık verdiğini düşünerek iki adım geri çekilen İbrahim “Akşamüzeri iki bira içmiştim. Çalınan köpeğim bir yerde bulunursa ceza ödemek zorunda kalmamak için sabahı bekleyemedim. Hiç olmazsa bir tutanak tutup bana verin” dedi. Karakol Amiri, küfür ederek İbrahim’i karakolun dışına çıkardı. Bunun üzerine polisler hakkında şikayette bulunmak için adliyeye giden İbrahim’e, hafta sonu ve mesai saati dışında olduğu için cumhuriyet savcısının yerinde olmadığı söylendi.
‘Sen kimsin, bu TC numarasını nereden biliyorsun?’
İnatçı biri olan İbrahim, köpeğinin çalınmasıyla ilgili bildirimde bulunmak için tekrar karakola geldi. Karakol amirinden kesin talimat alan nöbetçi polis, İbrahim’i bina içine almadı. Polisler “Alkollü olduğu için ifadesinin alınamayacağını” söylüyordu. Karakol önünde bekleyişi ile sinirlerin gerilmesine neden olan İbrahim’in yanına gelen bir polis, GBT sorgusu yapmak için ismini ve TC kimlik numarasını sordu. Beş dakika sonra içerden çıkan 10 kadar polis telaş içinde İbrahim’in üzerine doğru gelip iki koluna girdi ve uçururcasına karakola soktu.
Polisler “Amacın ne? Hangi örgüttensin? Kimlerle hareket ediyorsun? Casus musun sen??” diye peş peşe sorular soruyordu. İbrahim, olayın bu şekilde çığırından çıkmış olmasına anlam veremiyordu. Polisler, “Sen kimsin, bu TC kimlik numarasını nerden biliyorsun” dediler. İbrahim içtiği biraların etkisi ve gergin atmosfer nedeniyle peş peşe gelen soruları anlamakta zorluk çekiyordu.
‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a GBT yapan tek karakol olarak tarihe geçtik’
Karakol amiri “Amacın ne lan, bizi mi yakacan??” diye kükreyince diğer polisler sustu. İbrahim sadece “Köpeğimin kaybettiğime ilişkin bir tutanak tutun gideyim ben” diyebildi. Amir okkalı bir küfür savurup “Nere gidiyon oğlum? Senin yüzünden Cumhurbaşkanına GBT sorgusu yapmış olduk. Sabah olduğunda bütün karakolu terörden içeri almasalar iyidir. Biz derdimizi anlatana kadar altı ay geçer” diye bağırdı. Omzunda iki yıldız olan karakol amiri “Oğlum bu ülkede 300 bin polis arasında POLNET üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a GBT yapan tek karakol olarak tarihe geçtik” diyordu öfkeyle.
“Sen Cumhurbaşkanımızın TC kimlik numarasını, hem de ezbere, nerden biliyorsun? Bu bilgiyi nerden aldın? Onu söyle başımızın belası” dedi. İbrahim, az önce TC kimlik numarasını soran polise, Cumhurbaşkanının TC’sini verdiğini anlamıştı.
‘TC’yi savcıdan öğrendim’
Biraz sakinleşen karakol amiri daha yumuşak bir tonda tekrar sordu: “Sana bu TC numarasını kim verdi? Kimin adına çalışıyorsun? Kimlerden emir aldın? Bunları söyle, seni hemen bırakalım.”
İbrahim, “Ben o TC numarasını Osmaniye savcısından öğrendim” dedi.
Amir, her şeyi çözdüğünü sanıp kasılarak, “Tahmin etmiştim zaten. F…’cü bir savcıdan aldın de mi” dedi.
İbrahim ise “Yok amirim. Yanlış anladınız. O TC numarası bana savcılıktan tebliğ edildi” diye yanıt verdi.
Amir inanamaz gözlerle bakıp “Savcılık sana Cumhurbaşkanın TC numarasını ne diye tebliğ etsin oğlum. Bende, hatta emniyet genel müdürümüzde bile olmayan bu özel bilgiyi sen nerden biliyorsun” diye sesini yükselti.
‘2023 yılındaki mitingde ‘hırsız var’ pankartı açtım’
İbrahim “En baştan anlatayım amirim” dedi ve devam etti: “2013 yılıydı. Cumhurbaşkanının aday olduğu ilk seçim kampanyasında miting yapmak için Osmaniye’ye geleceğini duymuştum. O tarihte işsiz olduğum için zor durumdaydım. Mitingde, Cumhurbaşkanı konuşmasına başlayınca önceden hazırladığım ‘Hırsız var’ pankartını açtım. İlk birkaç dakika kimse bir şey anlamadı. Sonra ilk olarak parti yöneticileri beni darbetti. Peşinden de Cumhurbaşkanının korumaları miting alanının arkasında içi boş bir minibüse beni götürdüler. Yaklaşık bir saat boyunca koruma polisleri aralıksız bir şekilde cop, tekme ve yumruklarla beni dövdü. Yorulan yerini diğer korumaya bırakıyordu. Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Kafama silah dayayıp doldur boşalt yaptılar. O minibüsten sağ çıkamayacağımdan çok emindim. Arkamda bir güç olamadığını anlayan Cumhurbaşkanı korumaları beni boş bir çuval gibi emniyetin bahçesine bırakıp orada bulunan polislere, ‘Bizden bu kadar, gerisiyle siz ilgilenirsiniz’ deyip gittiler. Yediğim dayaktan morarmamış tek yerim kalmamıştı. Yaralar zamanla iyileşse de o gün yaşadığım ölüm korkusunu bir türlü içimden atamadım.”
Kapıda bekleyen karakolun kıdemlilerinden olan polis memuru, İbrahim’in sözünü keserek “Ben bu olayı hatırladım amirim. Miting günü tüm Osmaniye polisi alanda görevliydi. Bu mesele o zaman medyada da çok gündem olmuştu. Bu hıyar yüzünden emniyet müdürü çok zor durumda kaldığından, acısını tüm teşkilattan çıkardı” dedi.
Ardından bir başka polis de cep telefonundan anlatılan olaya ilişkin haberleri amire gösterip İbrahim’in suç kayıtlarını içeren dosyayı masasına bıraktı.
‘Soyadını değiştirsen, estetik ameliyat yaptırsan ne olur İbrahim?’
Amir bir yandan habere göz atarken İbrahim’e de “Sen devam et” dedi.
İbrahim, bu olaydan sonra kendisine cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldığını, kendisinin de korumalar hakkında şikâyetçi olduğunu anlattı.
Amir sabırsızlanıp tane tane üzerine basarak “İyi de İbrahim, tüm bu anlattıklarının benim sorumla ilgisi ne? Sen Cumhurbaşkanının TC kimlik numarasını nerden biliyorsun??” dedi.
İbrahim “Amirim bana gelen iddianamede Cumhurbaşkanının TC kimlik numarası vardı. Bu gördüğüm işkenceyi yıllar boyu unutamadım. Yaşadıklarım nedeni ile Anayasa Mahkemesi hak ihlaline de karar verdi. O günden sonra benim için hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Kimse bana iş vermek istemiyordu. Ne zaman Cumhurbaşkanı ya da Başbakan Osmaniye’ye gelse polisler beni sabahtan gözaltına alıp gelen devlet büyükleri il sınırlarını terk edene kadar bir odada tutuyorlardı. Allah var çayımı, sigaramı, yemeğimi veriyorlar, sonra da bir işlem yapmadan salıyorlardı” dedi.
Amir elindeki telefondan anlatılan olaylarla ilgili haberi okuduktan sonra “Tamam da bu haberdeki İbrahim’in soyadı farklı” dedi.
İbrahim “Belki üzerimdeki baskılardan biraz olsun kurtulur, iş bulurum düşüncesiyle dava açıp soyadımı değiştirmek zorunda kaldım” dedi.
Amirin “Bu kafa sende olduktan sonra, adını soyadını değiştirsen, estetik ameliyat yaptırsan ne olur İbrahim” diye yanıt verince o ana kadar sinirleri gerilmiş olan polisler makaraları salıp güldüler.
‘Kafa da böyle güzel olunca…’