Yaklaşık iki yıldır ABD Başkanı Trump'ı soruşturan FBI'in eski direktörü Özel Müfettiş Robert Mueller'in Mart ayında açıklanması beklenen raporunun tarihi yaklaşırken, yeni 'patlayan' haberler insanın aklını başından alacak cinsten.

Trump'ın en yakın avukatı Michael Cohen, bir süre önce Trump'a karşı Amerikalı yetkililere bilgi vermeye başladı ve suçluluğunu kabul etti. Ondan beri verdiği bilgiler doğrudan Trump'a azil sürecine yetecek kadar suçlama barındırdığı yönünde bir kanaat oluşuyor. 

Perşembe akşamı Buzzfeed'de çıkan habere göre, Başkan Trump avukatına Kongre'de yalan söylemesi talimatını verdi. Dahası, bunu sadece Cohen'in sözlerinden ve itiraflarından değil, Trump'lar arası yapılan email ve diğer iletişim bilgilerini kapsayan kanıtlara da sahip olduğu, yine Buzzfeed'e sızdırıldı. Buna göre Trump'ın Moskova'da yapmak istediği Trump Tower'in müzakere sürecinin erken bittiği ve benzer konularda Cohen'in Kongre'de vereceği ifadede yalan söylemesini bizzat istiyor.

Mueller'in ofisi daha sonra bu haberi yalanladı ama Buzzfeed ise haberinin arkasında olduğunu söyledi.

Bir kişiyi federal otoritelere karşı yalan söylemeye teşvik etmek bir suç. Bir Başkan'ın bunu yapmasının kanıtlanması ise 'azil' sürecini başlatmaya yetecek bir suç. Eğer Buzzfeed'in iddiası doğru ise, Trump için dertler büyük.

Wired isimli online haber sitesinde bu konuları yakında takip eden Garrett M. Graff'a göre, bu haber doğru ise başkan üç büyük suç işlemiş ve 'azil süreci' başlaması için yeterli kanıt var demektir. 

Demokrat Senator ve eski savcı Sheldon Whitehouse'a göre ise, Trump'ın Cohen'e 'yalan söyle' talimatı verdiği yönünde kanıtlar mevcut ise Trump 'adaleti engelleme', (18 U.S.C. 1505, 1512), adaleti engelleme emri, (18 U.S.C. 1622), komplo kurma (18 U.S.C. 371) ve adaleti engellemeye yardım ve planlama (18 U.S.C. 2) başlığı altında dört ayrı 'azil edebilir' suçlama ile karşı kalabilir. 

Ama Cohen, Mueller'in Trump aleyhine yakaladığı tanıklardan sadece bir tanesi. 

Daha önce de yazdığımız gibi, Trump karşısında Mueller birkaç yoldan soruşturmasını götürüyor ve yolların hepsinin sonunun ulaşacağı yerde karşımıza dağlar büyüklüğünde ve ismi iddianame olmasa da içinde para aklamaktan, Rus Devleti ile işbirliği, Kongre'ye yalan söylemek ve söyletmekten rakibinin emaillerini hacklettirmeye teşvikten bir sürü ve büyük suçlamalar Kongre'de iddianame yerine geçecek bir rapor karşımıza çıkabilir. 

Kongre'de büyük ihtimalle kabul edilebilecek bu azil suçlamaları nihayetinde 54 senatörle çoğunluğa Trump'ın partisinin çoğunluğa sahip olduğu Senato'daki oylamaya, yani dört-beş senatörün fikrinin değişmesine kalacak. 

Cohen bu arada 7 Şubat tarihinde basına açık bir şekilde Kongre'de yapacağı konuşma, ailesinin Trump tarafından tehdit edilmesi nedeniyle ertelediğini kaydetti. Cohen neden bunca yıl beraber çalıştığı Trump'ın aleyhine konuşmaya bu kadar açık? Çünkü kendi başı büyük belada ve hayatının geri kalanını hapiste geçirmemek için Amerikalı otoriterilerin yardımına ihtiyacı var. 

Trump son zamanlarda yaptıkları ile ABD'nin bütün iskelet kurumlarının tepkisini çekmiş durumda. 

CIA ile ilk göreve geldiğinde büyük kavgalar yaşamıştı.

FBI'ya yıllardır hakaret ediyor. 

Dışişleri Bakanlığı'nı sistem dışına itti. Damadı Kushner, 'gerekli' dış ilişkiler konularına bizzat bakıyor. Ülkelere büyükelçi atanamıyor. 

Hükümeti kapatmakta asıl rolü oynayan kişi olarak bürokrasinin de tepkisini çekiyor. 

Suriye'deki zigzagları nedeniyle Pentagon deyim yerinde ise 'çıldırmış' durumda. 

Son olarak bir ayı aşmış olan hükümet kapanması tartışmasında, kamuoyu Trump'ı suçlu görüyor. AP'nin yaptığı son ankete göre Trump'ın onama oranı yüzde 42'den bir ay içinde yüzde 34'a düşmüş durumda. Bu bir ABD başkanı için tarihi düşme.

Trump'ın politikaları, NATO'dan çekilme tehditleri ve planları, ABD'nin kendi ulusal güvenliğine tehdit olarak görülüyor. 

Kongre'den Senato'ya gidecek bir azil suçlamasının, Senato ayağında iki yıldır her gün Trump tarafından hakarete uğrayan devlet kurumları çalışanlarının -asker veya sivil olsun- senatörlerin odalarına girip, çıkıp Trump hakkında ABD'nin 'ulusal güvenlik' tehdidi açısından fikrini değiştirme amacıyla uzun haftalar süren bir lobi dönemine şahit olabiliriz. 

Konuya Erdoğan açısından baktığımızda şu an itibariyle ABD kurumlarının tüm taleplerinin aksine Trump, Suriye'de Erdoğan'ın beklediği yönde kararlar aldı. 

Son bir ay içinde adeta izole olan Trump'ın sıkça konuştuğu tek yabancı lider Erdoğan. Erdoğan, ABD kurumlarının hemen hiçbirinde dostu olmamasına rağmen Trump ile son zamanlarda hayli yakın bir iletişim içinde. 

Yani önceki aylarda Trump ile Erdoğan bir kavgaya girmiş olarak görülseler de, Aralık 14 tarihindeki telefon görüşmesinden itibaren Erdoğan'ın Washington'daki en büyük dostu şüphesiz Trump olarak görülüyor. 

Bununla birlikte Erdoğan'ın Venezuela'daki, Sudan'daki, Sırbistan'daki dostlarının tümü de hayat-memat kavgası veriyor.

23 Ocak Çarşamba günü Venezuela'da, bu satırlar yazılırken dananın kuyruğu koptu.

Maduro'nun ikinci dönemini gayri meşru gördüğünü ilan eden Meclis Başkanı Juan Guaido, kendisini 'geçici' başkan ilan etti ve ABD, Kanada ve birçok Latin Amerika ülkeleri tarafından tanındı. 

Erdoğan ise dünyada Maduro'yu destekleyen ilk yabancı liderlerden biri oldu.

Erdoğan Maduro'yu destekledi ama yıllardır Latin Amerika'ya birçok yatırım yapma uğraşı veren AKP hükümeti, bu destek ile birlikte çoğu Latin Amerika ile ters düşmüş oldu. 

Ülkedeki milyonlarca Venezuela'yı sosyal yardımlar ile kendine bağlamış olan Maduro'nun bu çarkı döndürmesi için gereken yiyecek, Türkiye'den gidiyor. Türkiye şu an CLAP olarak adandırılan bu yardımın yüzde 69'unu karşılıyor. Karşılığında ise Maduro külçe altınları Türkiye'ye gönderiyor.