CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimlerinde CHP tarafından aday gösterilmeyince milletvekilliği ve dokunulmazlığı sona eren Eren Erdem'in tutuklanmasının adaletsiz bir uygulama olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Bir dikta yönetiminden her şey beklenebilir" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 2014'te kapatılan Karşı gazetesindeki çalışmaları nedeniyle hakkında dava açılan ve tutuklanan Erdem'in duruşma tarihinin 19 Eylül olduğunu hatırlatarak, tutuklama kararının adaletsiz olduğunu belirtti.
Cumhuriyet'ten İklim Öngel'e konuşan Kılıçdaroğlu, "Eren Erdem'in normalde duruşması 19 Eylül'de yapılacaktı. Mahkeme böyle karar vermişti. Bizim adli geleneklerimiz tamamen devre dışı bırakılarak öne alındı. Milletvekili arkadaşlarımız, İstanbul İl Başkanımız ve Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erkek de ilgileniyor. Şu bir gerçek; yargı bağımsız olmadığı ve talimatla görev yaptığı için 19 Eylül'e bir hakim gün vermiş, kimsenin yurt dışına kaçacağı yok, pasaportuna el konulmuş vaziyette zaten. Yurt dışı yasağı da var. Neden erkene alıyorsunuz, hangi gerekçeyle erkene alıyorsunuz? Olay eski bir olay. Yeni bir olay olur da onun üzerine dava açarsınız. Olay eski bir olay. Eski bir olay dolayısıyla sabaha karşı evini basıyorsunuz, gözaltına alıyorsunuz, tutuklama istemiyle mahkemeye çıkarıyorsunuz. Tutukluyorsunuz. Nasıl oluyor bu? Talimatla oluyor. Yargının yaptığı açık ve net talimatla bu kararı aldığı, duruşmayı erkene çektiği açık ve net belli oluyor" dedi.
'ÜLKEDE KİMSENİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK'
Kılıçdaroğlu, "Bunu başka gözaltı kararları izleyebilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
''Ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Bir dikta yönetiminden her şey beklenebilir. Bir dikta yönetiminden demokrasiyi, kuvvetler ayrılığı ilkesini, yargı bağımsızlığını beklemek çocukça bir şey. Önümüzde despot bir yönetim var ve despot yönetimin ortaya koyduğu bir Türkiye gerçeği var. Biz bu gerçeği bilerek siyasetimizi bunun üzerine inşa ediyoruz. Bu gerçeği nasıl demokrasiye döndürebiliriz, bunun üzerine mücadelemizi yürütüyoruz. İşin özü bu."