ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF), son raporunu dün açıkladı. Raporun Türkiye kısmında, 'Kafes Planı' çerçevesinde gayri-müslim cemaat liderlerine suikast iddialarına yer verildi.
Komisyon, 'Balyoz'daki cami bombalama planını ve ıslak imzalı eylem planındaki 'Gülen'i bitirme' teşebbüsünü kayıtlara geçirdi.
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF), dün yayımladığı son yıllık raporunda, Türkiye'de din ve inanç özgürlüğüne 'ciddi kısıtlamalar'ın sürdüğünü kaydederek Ergenekon'un azınlıklara karşı 'Kafes' operasyonunu, 'Balyoz'daki cami bombalama planını ve Çiçek belgesindeki 'Gülen'i bitirme' teşebbüsünü kayıtlara geçirdi. Nisan 2009-Mart 2010 dönemini kapsayan raporda, Türkiye'de 'devletin kendi laiklik yorumuna dayanarak dini kontrol etme ve kamusal alandan dışlama' girişimleri sonucu 'çoğunluktaki Sünni Müslüman cemaati, azınlıktaki Aleviler ile Hıristiyan ve diğer azınlık cemaatlerinin' din özgürlüğüne 'kaydadeğer kısıtlamalar' getirildiği kaydedildi.
Amerikan hükümetlerine tavsiyelerde bulunmak üzere kanunla kurulan bağımsız USCIRF'in raporunun Türkiye kısmında, 'Geçen yılki iklimi etkileyen ek bir faktör, Rum Ortodoks ve Ermeni Ortodoks patriklerine karşı iddia edilen suikast planlarını ve camileri bombalamayı içeren Ergenekon komplosunda devlet ve ordu yetkililerinin iddia edilen rolü oldu' denildi. Ergenekon, 'askerî gruplar, organize suç operasyonları, aşırı sağcı siyasî aktörler ve hiper-laikçi grupların bir araya geldiği aşırı-milliyetçi bir yeraltı örgütü' olarak nitelendirildi.
Raporda Ergenekon şebekesinin, Hıristiyan ve Yahudiler dahil potansiyel saldırı hedefi listeleri tuttuğu; Trabzon'da Katolik bir rahibin, Malatya'da üç Protestan'ın ve Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilişki olduğu suçlamalarına değinildi. 'Kafes Planı' çerçevesinde gayri-Müslim cemaat liderlerine suikast iddialarına da yer verildi. Raporda, "Ergenekon'la ilişkili bir davada Türk ordusundan bir generalin Müslüman vaiz Fethullah Gülen'in takipçilerinin evlerine silah yerleştirerek İslami militanlık korkuları oluşturma planı yaptığı iddia ediliyor" denildi.
Türkiye'deki 'devlet laikliği'nin özgürlükleri kısıtlayıcı rolüne işaret edilen raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin laikliğin tehdit altında olduğu kaygısıyla darbeler yaptığı hatırlatıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan defalarca partisi AK Parti'nin laikliği desteklediğini söylemesine rağmen, partiye Anayasa Mahkemesi'nce 'laiklik karşıtlığı' cezası verildiği belirtildi.
Komisyon, ABD hükümetine uluslararası din ve inanç özgürlüğü standartlarına uyum yönünde Türkiye'ye daha yoğun telkinde bulunması çağrısı yaptı. Tavsiye edilen adımlar arasında ise İslam'ın Diyanet sistemi dışında 'bağımsız ve barışçı' pratiklerine izin verilerek Sufi tarikatlarına kanuni yasağın kaldırılması, başörtülü kadınların 'kamusal eğitim ve istihdam' alanlarına erişimine ve bayanların 'dinî ve din dışı' görüşlerini giyim yoluyla ifade etmesine imkan verilmesi de bulunuyor.
USCIRF, yakından izleme listesine aldığı 12 ülke arasında Türkiye'yi de dahil etti. Komisyonun tek Müslüman üyesi Imam Talal Eid, bu karara katılmazken, Türkiye'deki durumun Yunanistan'daki kadar ciddi olmadığı, buna rağmen Yunanistan'ın listeye dahil edilmediği şerhini düştü.
ZAMAN