Ergenekon sanığından ŞOK İDDİA

Ergenekon sanığından ŞOK İDDİA
'Antalya'daki çay bahçeme MİT, emniyet ve jandarmadan birçok kişi gelirdi'
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Osman Gürbüz, Antalya'da işlettiği çay bahçesine devamlı MİT, istihbarat, emniyet ve jandarma dahil birçok yerden insanların geldiklerini söyledi. Gürbüz, "Sık sık benim yanıma gelirler ve estetik yaptırıp yaptırmadığımı kontrol ederlerdi." dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "Birleştirilen Ergenekon" davasının 36. duruşmasına tutuklu sanıklardan Fatih Hilmioğlu, Levent Ersöz, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez katılmadı. Diğer 38 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar duruşmada hazır bulundu. Ergenekon terör örgütünün kullandığı tetikçilerden biri olduğu, yasa dışı faaliyetlerini daha rahat yapabilmek için sahte polis ve askeri kimlik kullandığı, DHKP/C dökümanlarında Gazi olaylarında ilk kurşunu sıkan kişi olduğuna ilişkin bilgiler bulunduğu, Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesi olayını gerçekleştirdiği ileri sürülen tutuklu sanık Osmon Gürbüz'ün savunmasına başlandı. 13 aydır tutuklu bulunan Osman Gürbüz, geçmişte işlediği suçlar nedeniyle sabıkası olduğunu hatırlatarak açık ve gizli tanıkların, kendisi aleyhine verdikleri ifadelerin doğruyu yansıtmadığını savundu. 9 yıldır Antalya'da yaşadığını, sabıkalı olması nedeniyle 2 yılda bir evinin arandığını belirten Gürbüz, son olarak da Ergenekon soruşturması nedeniyle tutuklandığını söyledi. Gürbüz, "Evim arandı suç unsuru bulunamadı. Ben sabıkalı biriyim. Zamanında haklı ve haksız cezalar aldım. Uzun yıllar özgürlüğümden mahrum oldum.İddia edilen olaylarla örgüt üyeliğinin ne alakası var?" dedi. Geçmişte hakkında yapılan haberleri göstererek basının kendisiyle 15 yıldır uğraştığını ileri süren Gürbüz, bu haberlerden birinde estetik ameliyatla Yeşil'e benzediğinin yazıldığını, Mehmet Eymür'e ait internet sitesinde Hizbullah'ın kurucusu olarak gösterildiğini hatırlattı. Gürbüz, "Benim için önce 'DHKP/C'li' sonra 'Yeşil' dediler, olmadı. Hizbullah'cı en sonunda da ülkücü olabilir dediler." şeklinde yakındı. Gürbüz, Gaffar Okkan cinayeti ile kendisi arasında ilişki kurulmaya çalışıldığını da belirterek, "Ben 2001 yılında tahliye oldum. Bu tarih çok önemli çünkü beni Gaffar Okkan cinayetiyle ilişkilendirmek istediler. Allah'tan ben suikastten bir hafta sonra tahliye olmuştum." dedi. Savunmasının ardından çapraz sorgusuna başlanan Gürbüz'e ilk soruyu savcı Mehmet Ali Pekgüzel sordu. Savcı Pekgüzel, Antalya'da faaliyet gösteren ve birinci Ergenekon davası tutuklusu Fikri Karadağ'ın da genel başkanı olduğu 'Kuvayı Milliye Derneği 1919' ile ile ilgili sorular yöneltti. Fikri Karadağ'ı nasıl tanıdığı şeklindeki soruya Gürbüz, "2007 yılında Fikri Karadağ derneğin temsilcisiydi. Muhasebecim il temsilcisi olduğu için üye oldum. O vasıtayla derneğe gidip gelmeye başladım. Nurullah İlgün isimli şahsın eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e silahlı suikast girişiminde bulunduğu ve üzerinde 'Kuvayı Milliye 1919' kartı çıktığı haberlerini duydum. Bundan rahatsız oldum aradım." dedi. Kendisine bu dernek ile ilgili olarak sorulan bir başka soruya ise Gürbüz, "Lanet olsun nerden girdim bu derneğe? Çıkarsam, 'Darbeye karşı 70 milyon adım' denen bir dernek var ya ona üye olacağım, başıma birşey gelmesin." ifadelerini kullandı. Pekgüzel'in, Ergenekon ana davası sanıklarından Veli Küçük, Ali Yasak, Erhan Timuroğlu, Alparslan Arslan, Semih Tufan Gülaltay, Muhammet Yüce, Selim Akkurt, Sami Hoştan ve Veli Küçük'ü tanıyıp tanımadığı şeklindeki sorulara Gürbüz, "Hayır" cevabını verdi. Bir dönem,Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım olduğu da öne sürülen Osman Gürbüz'e Cumhuriyet Savcıları tarafından yeşil bağlantısı soruldu. Gürbüz, 1996 yılında Ankara'da bir güvenlik şirketi işlettiği zaman otelde kendisine 'Bu yeşil' diye Mahmut Yıldırım'ın gösterildiğini, toplamda da Yeşil'i 2 kez gördüğünü söyledi. Evinde, iş yerinde ve üzerinde ele geçirilen bazı eşyaların suç delili olarak dosyaya konulmasını eleştiren Gürbüz, savunmasının birçok yerinde bir Başbakan yardımcısı ile beraber çekilmiş fotoğrafının bulunduğunu öne sürerek, "Bu fotoğraf da alınsa ne olacaktı? Bu kişi de mi örgüt üyesi olacaktı?" dedi. Antalya'da işlettiği çay bahçesine devamlı MİT, İstihbarat, Emniyet ve Jandarma dahil birçok yerden insanların geldiklerini belirten Gürbüz, "Sık sık benim yanıma gelirler ve estetik yaptırıp yaptırmadığımı kontrol ederlerdi." diye konuştu. (CİHAN)
08 Şubat 2010 14:40
DİĞER HABERLER