Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Genelkurmay Çatı Davasında eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş esas hakkında mütalaaya karşı müdafaasını yaptı.

Sönmezateş, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast teşebbüsünde bulunmaktan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. 

Sönmezateş, “Yurtta Sulh Konseyi” üyeliği iddiasıyla yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası'nın bugünkü celsesinde savunmasının başında Şule Perinçek'e atfen bazı ifadeler kullandı.

"Bayan Perinçek'in söylediği gibi Hilton benzeri bir mahkeme salonumuz var. Modern kameralar, mikrofonlar. Bizim harekat merkezinde bu kalitede video sistemi yok. Ancak maalesef hukuk Ortaçağ dönemine ait." diyen Sönmezateş, duruşma salonunu iki yıldır Ankara merkezde izleyen birileri olduğunu da iddia etti.

Sönmezateş, "Onlara selam vermek istiyorum. Onlar bizi görüyor, acaba bir gün biz onları görebilecek miyiz? Önemli bir şey söylemeyeceğim. İşiniz varsa gidebilirsiniz. Bende yeni bir şey olmayacak." dedi.

Sönmezateş, hiçbir mahkemede olmadığı halde tuvalete gidip gelirken kelepçe takıldığını, bunların Perinçek grubunu mutlu etmek için yapıldığını söyledi.

Sönmezateş, şöyle devam etti: "Küfürler, hakaretler... Arkadaş keşke öldürseydiniz. Kendinize, insanlığa yazık. Bir yaşlı kadın seri halde 'P......, o..... çocuğu' deyince dilim tutuldu. Artık bir erkek müşteki, 'Yapmayın, yeter' dedi. 'Ermeni dölü, Yahudi uşağı' sözleri. Anam, baban Ermeni, Yahudi değil. Olsa da utanmazdım ki. Bunu küfür olarak kullanmak sizi utandırmıyor mu? Annem o..... da değil. Olsa da sahip çıkardım. Öldü gitti kadıncağız. Biz sanık tarafı olarak buna maruz kalıyoruz, fakat müşteki tarafı olsan da Cumhurbaşkanı'nın avukatı Hüseyin Aydın da olsan bu kültürden nasibini alırsın."

Sönmezateş, Balyoz, Ergenekon kumpaslarında rol oynamakla da suçlandıklarına dikkati çekti. 

"O dönemde darbe olsaydı onda da görevim vardı. Beni konuşturmayın." ifadelerini kullanan Sönmezateş, "Gidin Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a sorun. 'Ergenekon, Balyoz var mıydı, yok muydu?' Ben AKP'li değilim, hiç olmadım. Ben Perinçekçi, Ulusalcı da değilim. Hiç olmadım. Onlardan çok arkadaşım var, tanırız birbirimizi. 2019'da 'AKP'li, Perinçekçi değilim' dediyseniz, en basit hukuk davasında haklı olsanız bile kaybedersiniz." dedi.

Marmaris'te tuzağa düşürüldüğünü tekrarlayan ve kaçmayıp, hesap sormak için hınçla Ankara'ya geldiğini anlatan Sönmezateş, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddiasına karşı çıktı.

Sönmezateş, "Marmaris dışında hiçbir emir vermedim. Birçok olayı da tasvip etmiyorum. Diğer olaylarla ilgili fikrim sorulmadı ve haberim de yoktu. Sevdiklerim için, vatan için, devletim için, halkın inancı, umudu için susuyorum. Siz ölebilirsiniz, ama umut yaşamalı." diye konuştu.

Sönmezateş son sözleri söylerken ağlayınca Mahkemi Başkanı Oğuz Dik, elini yüzünü yıkamak için çıkabileceğini bildirdi. Ancak Sönmezateş, "Toparlanırım." diyerek devam etti.

Sönmezateş, 16 Temmmuz 2016'da Boğaziçi Köprüsü'nde askerlerin boğazını kesenlerin asker, polis olamayacağını, bunu IŞİD kafalıların yaptığını kaydetti. 

Sönmezateş, gözaltında kötü muamele ile ilgili olarak da şu iddialarda bulundu: "O gün (15 Temmuz) Genelkurmay'da neler yaşandı? Silah arkadaşları Kübra'yı tecavüzle tehdit edildi. Tecavüze yeltenildi. Siz Anadolu insanı mısınız, Türk müsünüz ya? Sizin kızınız, kız kardeşiniz yok mu? Niye sonuca ulaşamıyorsunuz? Sistemin ilk yanlışı, ayırt etmeden herkese yapılan bu işkencelerdir. Sizin askeri danışmanınız, psikologunuz da mı yok?"  

 

"Sanki birileri gerçeğin ortaya çıkmaması için özel çaba sarf ediyor." diyen Sönmezateş, çarpıcı bir iddiada bulundu: "Yurtta Sulh Konseyi'nin başının kim olduğunu avukatlar da bizi kameradan izleyenler de biz de ve aklı olan herkes biliyor. Hodri meydan, biri çıksın anlatsın, çıkış garantisi vereyim."

Sönmezateş, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu belirtilen isimlerin çoğunu burada tanıdığını aktardı. 

Bazı isimler hakkında ise şunları ifade etti: "Keşke Mehmet Partigöç'le birlikte hareket etseydim. Keşke birbirimizi bilseydik, ne o ne ben burada olmazdık. Burada en kritik bilgilere sahip kişi. Balyoz, Ergenekon'da da rolü var. Dursun Çiçek'e ait olduğu söylenen imza ve evrakın bilirkişilerin başındadır bu adam. 'İmza ve evrak ona ait değil' diyen kişi. O imza ve evrakın kime ait olduğunu Partigöç de Dursun Çiçek de biliyor." 

Sönmezateş, Partigöç'ün hâlâ kimseyi satmayacak kadar onurlu bir duruş sergilediğini belirterek, "Keşke onunla olsaydım. O kimseyi satmıyor, ben de satmıyorum. Bunları tasfiye etmeden İsmail Metin Temel'ler 2 yılda buralara gelebilir miydi? Perinçek'in listesinin önü açılabilir miydi? TSK'nın DNA'sı mutasyona uğradı. Atatürkçü değerlerden, kimlikten inanılmaz şekilde uzaklaştı. NATO, ABD, AB'den uzaklaştı. Avrasyacı bir çizgiye geldi. Rusya-İran hattına oturdu." dedi.

Son kale yıkıldı, Batı değerlerini benimsemiş tüm subaylar tasfiye ediliyor." diyen Sönmezateş, "Cemil Turan general, amiral şube müdürü olarak bir yığın pislik biliyor, fakat susuyor. Doğan Öztürk'ü burada tanıdım, ama Doğan'ın savunması savunmamdır." ifadelerini kullandı.