Ergenekon davasında gerekçeli karar bugün açıklandı. 16 bin 600 sayfadan oluşan kararda, Ergenekon terör örgütünün kendine has bir yapısının olduğu, her birimin kendi uzmanlık alanında faaliyet gösterdiği belirtildi. Ergenekon davasının gerekçeli kararında, Ergenekon'un örgüt olduğu kararı verilirken dava dosyasındaki deliller kadar mahkeme heyetinin gözlemlerinin de etkili olduğu belirtildi.
Ergenekon davasına bakan mahkemenin hazırladığı gerekçeli kararda, ‘Ergenekon’ diye bir örgütün olduğu ve bu örgütün silahlı terör örgütü özelliği taşıdığı belirtildi. Karada, “Toplumda geçmişten bu yana Ergenekon ismi dahil değişik isimlerle bilinen, kabul edilen ve eylemleri şikayet edilen ‘derin devlet yapılanması’ hakkında ilk kez bir yargı kararı verilmiştir.” denildi.
Gerekçeli kararın önsözünde şu ifadelere yer verildi: 20 Ekim 2008'de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası 5 Ağustos 2013'te sona ermiştir. Bu yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü özelliği taşıdığı, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo/Kontrgerilla yapılanmasına karşılık geldiği ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu sonucuna varılmıştır. Toplumda geçmişten bu yana Ergenekon ismi dahil değişik isimlerle bilinen, kabul edilen ve eylemleri şikayet edilen “derin devlet yapılanması' hakkında ilk kez bir yargı kararı verilmiştir" denildi.
İşte Gerekçeli kararın detayları;
ECEVİT, GÜL VE ERDOĞAN HÜKÜMETLERİNİ HEDEF ALDI
* Yargılanan örgütün terör örgütü olduğu belirlendi
* Örgüt özellikle Ecevit, Gül ve Erdoğan hükümetlerini hedef aldı.
* Önceki darbeler de dayanak olarak gösterildi
* Terör örgütüne Türk gladyosu 'Ergenekon' adını verdi
* Sanıklar terör örgütü mensubu olduğu için cezalandırıldı
DANIŞTAY SALDIRISI ÖRGÜTÜN İKİNCİ DÖNEMİ
* Danıştay ve cumhuriyet saldırıları örgütün ikinci dönemi
* Danıştay saldırısı öncesi STK ile hükümetin görevleri engellenmek istendi
* Sarıkız, Ayışığı gibi darbe planlarıyla hükümet men edilmek istendi
* Derin devlet ile ilgili ilk kez yargı kararı verilmiştir
* Ergenekon örgütünün TSK içinde 'Karargah Evleri' adı altında örgütlendiği anlaşılmıştır
ÖRGÜTÜN BAZI HÜCRELERİNE ULAŞILAMADI
* Örgüt üyeleri arasında sınırlı iletişim olduğu tespit edildi
* Örgütün bazı hücrelerine ulaşılamadığı görülmüştür
* Ortaya çıkarılamayan hücreler için soruşturma devam etmeli
* Ak Parti kapatma davasında da bazı sanıkların aktif faaliyetleri oldu
* Uzmanlık alanlarına göre örgüte katkı sağlanan bir yapı var
* Örgüt, Harp Okulu öğrencilerini Genelkurmay Başkanı aleyhine kışkırttı
* Azınlık, cemaat ve Alevi toplum önderlerine eylem hazırlığı yapıldı. Azınlıklara karşı sistematik bir nefret söylemi gerçekleştirildiği açıktır
İLKER BAŞBUĞ TERÖRİST DEĞİL TERÖR SUÇLUSU
* Hurşit Tolon'da TSK'ya ait 'Psikolojik Harp' adlı dosyalar ele geçirildi
* İlker Başbuğ'a terörist değil terör suçlusu tanımı yapıldı
* Başbuğ, örgütün hiyerarşisinde yönetici olarak yer aldı.
* Bazı internet siteleri Başbuğ'dan onay alarak yayın yaptı.
*Başbuğ, kara propaganda oluşturmak için internet sitelerini organize etti.
ÖRGÜTÜN PKK İLE İLİŞKİSİ
* Bugüne kadar yasama ve yürütmeye karşı işlenen suçlar cezasız kaldı
* Örgütün PKK gibi örgütlerle ilişkisi belgeler kapsamında anlaşılmaktadır.
POLİSİN ALEYHTE DELİL ÜRETTİĞİ DOĞRULANMADI
* Polisin aleyhte delil ürettiği iddiası doğrulanmadı
"TÜRKİYE'DE HİÇ DARBE OLMAMIŞ GİBİ DAVRANILMIŞTIR"
Ergenekon davasının gerekçeli kararında “Türk ordusuna büyük bir buhtan yapıldığı iddia edilmiş ve sanki Türkiye’de hiç darbe olmamış ve hükümetlerin görevi sekteye uğratılmamış gibi bir yaklaşım sergilenmiştir. Oysa ülkeyi darbeye götüren süreçte gelişen acılarla dolu olaylar ve bu olayların ardından gerçekleşen müdahalelerin izleri hala tam olarak silinememiştir. Bu gerçekliği kim görmezden gelebilir.” denildi.
Ergenekon davasında darbeye teşebbüs suçunun gerek 765 sayılı TCK gerekse 5237 sayılı TCK’ nın yürürlükte olduğu her iki dönemde de gerçekleştiği belirtildi. İlk dönemde hükümetin başında olan Başbakan Bülent Ecevit’ i görevinden el çekmeye zorlandığı kaydedilen kararda, “AK Parti hükümetine karşı Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde yasadışı olarak oluşturulduğu anlaşılan Cumhuriyet Çalışma Grubu’ nun faaliyetleri ve planlanıp yürürlüğe konulan Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları çerçevesinde hükümeti cebren ıskata veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs edildiği görülmüştür. Bu dönemle ilgili birçok plan ve delilin ele geçirilmesi yanında zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı’ nın tuttuğu günlüklerin 2003-2004 yılına ait kısmı ile yine sanık Mustafa Balbay’ ın tuttuğu dijital not/günlük mahiyetinde ki çalışmalar suç içeren eylemlerin anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.” ifadelerine yer verildi.
Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı ve Danıştay saldırısı ile ikinci dönemin başlatıldığını belirten mahkeme, “Bu eylemlerin hemen öncesinde kurulan nefret, şiddet ve darbe söylemleri içeren ve yasadışına çıkan sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri ile AK Parti hükümetinin görevlerini engelleme yönünde etkinlikler gösteren Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’ nün kontrolündeki diğer bir kısım sivil toplum çalışmalarının yapıldığı görülmüştür. Yapılan bu çalışmalar ile öncelikli olarak AK Parti orjinli birinin Cumhurbaşkanlığı’na seçtirilmemesi hedeflenmiştir.” açıklamasını yaptı.
AK Parti’nin kapatma davası sürecinde, bazı sanıkların aktif faaliyet yürüttüğüne işaret edilen kararda, “Yine Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi’nde yoğunlaşan muvazzaf personel ve silsilede ki üstleri tarafından hükümet aleyhine yasadışı planlar hazırlanmış, sahte isimlerle internet siteleri kurdurularak buralarda hükümeti yıpratıcı psikolojik propaganda içerikli yayınlar yapılmış, bunlarla hem toplumun tahrik olması hedeflenmiş, hem de AK Parti’nin kapatılması sürecinde deliller üretilmiştir.” denildi.