Ergenlik anlaşılmak ister

Samanyoluhaber.com yazarlarından Ertuğrul İncekul önemli bir konuyu okurları için kaleme aldı.
Ergenlik, insan hayatının en zor dönemeçlerinden birisini oluşturuyor. İnsanın kendisiyle en çok yüzleştiği ve adeta içinde yaşayan melekleri ya da canavarları tespit ettiği bir dönem. Böylesi bir yaşta, gençlerin ailelerinden en çok istediği ve beklediği şey ise; yalnız bırakılmamak ve anlaşılmak. Anne, babaların da çocuklarını en çok kazanma ya da kaybetme ile yüz yüze oldukları çok hassas bir süreç. Bilinçsizce,sadece baskı ve zorbalıkla işleri halledeceğini düşünen ebeveynlerin en çok tökezlediği hatta baş aşağı yuvarlandıkları bir imtihan. İşte bu önemli konuyu İngilizler kendi üslubuyla bir dizide ele aldılar.

Netflix'in 2025 yapımı mini dizisi Adolescence, ergenlik döneminin sancılarını ve toplumun gençlere karşı yaklaşımını çarpıcı bir suç draması üzerinden anlatıyor. Dizi, 13 yaşındaki Jamie Miller'ın okuldan tanıdığı bir kızı öldürmekle suçlanmasıyla başlayan olayları konu alıyor. Jamie’nin tutuklanmasıyla birlikte ailesi medyanın baskısı, toplumun önyargıları ve sistemin acımasızlığıyla yüzleşirken, dizi izleyiciye suçun ötesinde aile dinamiklerinin ve toplumsal tepkilerin psikolojik yıkımını anlatıyor.

Yönetmen koltuğunda Philip Barantini’nin oturduğu, senaryosunu ise Stephen Graham ve Jack Thorne’un yazdığı dizi; radikalleşmiş ve tehlikeli hale gelen kadına olan düşmanlığı, anlayışsız ve üsttenci erkek tavrını ve sosyal medyanın gençler üzerindeki yıkıcı etkisi gibi güncel konuları da derinlemesine ele alıyor. Gerçek bir hikâyeye dayanmayan Adolescence, hayatın içinden, yaşanmış olaylardan esinlenerek oluşturulmuş, düşündürücü ve sarsıcı bir anlatımıyla dikkat çekiyor.

Ergenlik: Modern Çağın En Zorlu Sınavı 

Günümüzde anne-babalar için belki de en büyük sınav, ergenlik dönemindeki çocuklarıyla olan ilişkilerini sağlıklı bir zeminde yürütebilmek. Bu dönem, sadece gençler için değil, ebeveynler için de oldukça zorlu bir süreç. Bir yanda hormonal değişimlerin etkisiyle duygusal gel-gitler yaşayan gençler, diğer yanda bu değişimlere ayak uydurmaya çalışan ebeveynler...

 

Modern çağın getirdiği yeni zorluklar, bu hassas dönemi daha da karmaşık hale getiriyor. Sosyal medyanın yoğun etkisi, teknolojik bağımlılıklar, akran baskısı ve gelecek kaygısı, gençlerin omuzlarına ağır bir yük bindiriyor. Bu noktada anne-babalara düşen görev, çocuklarına rehberlik ederken onların özgürlük alanlarına da saygı göstermek.

 

Peki, bu hassas dengeyi nasıl kuracağız? Öncelikle, gençlerin kimlik arayışının doğal bir süreç olduğunu kabul etmeliyiz. Bu dönemde yaşanan çatışmalar, aslında kişiliğin oluşumunda önemli bir rol oynuyor. Ancak bu çatışmaların yapıcı bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.

 

Anne-babaların en sık düştüğü hatalardan biri, kendi gençliklerini örnek göstererek "Biz zamanında..." diye başlayan cümleler kurmak. Oysa her dönemin kendine has zorlukları var ve bugünün gençleri, bizim hiç karşılaşmadığımız sorunlarla mücadele ediyor.

 

Araştırmalar gösteriyor ki, demokratik ve destekleyici bir aile ortamında büyüyen gençler, ergenlik dönemini daha sağlıklı atlatıyor. Bu yaklaşım, gencin özgüvenini artırırken, aile bağlarını da güçlendiriyor. Ancak buradaki "demokratik" kavramı, sınırsız bir özgürlük anlamına gelmiyor. Aksine, mantıklı ve tutarlı sınırların varlığı, gençlere güven veriyor.

 

Özellikle vurgulanması gereken bir diğer nokta da iletişimin önemi. Gençlerle kurulan diyalogun kalitesi, onların gelecekteki ilişkilerini de şekillendirecek. Yargılamadan dinlemek, empati kurmak ve duygularını anlamaya çalışmak, bu dönemin altın kuralları.

 

Sonuç olarak, ergenlik dönemi bir kriz değil, bir fırsat olarak görülmeli. Bu dönemde doğru yaklaşımlarla desteklenen gençler, güçlü bir kimlik ve sağlam bir kişilik geliştirme şansı yakalıyor. Anne-babalar olarak görevimiz, onlara bu yolculukta rehberlik etmek ve güvenli bir liman olmak.

 

İyi bir ebeveyn olmak, mükemmel olmak değil, istikrarlı, tutarlı ve anlayışlı olmaktır. Gençlerimizin ihtiyacı olan tam da bu: Onları anlayan, destekleyen ve güven veren bir aile ortamı...

 

Okuyucuya not:  Yeni kitabıma olan ilginize teşekkür ediyorum. ‘Evrensel Düşünceler Ekseninde’ kitabı Crab Publishing tarafından e-book formatında yayınlandı. Prof. Dr. Ayhan Tekineş’in takdim yazdığı kitap dört bölümden oluşan kitapta farklı alanlarda yazılar var.

 

İlk iki bölümde Hizmet Hareketi ve mensuplarının 15 Temmuz 2016’dan sonraki süreçte yaşanan entelektüel değişimin izlerini taşıyor. Yaşanan zorluklardan diyalog faaliyetlerine, Hizmet öncülerinden farklı coğrafyalardaki kahramanlara ve yapılan hizmetlerdeki canlılığı gözlemlemek mümkün.

 

Denemeler üst başlığını taşıyan üçüncü bölümde ölüm, gurbet, kitap okuma ve dua gibi hiç eskimeyen ve her zaman önemini koruyan konularla ilgili yazılar var. Son bölümde yapay zeka, hücre ve gen terapisi, Avrupa’nın anlam arayışı, ötekileştirme, kimlik inşaı, Batıdaki aşırı sağ hareketler gibi sosyolojik temaları içeren yazılara yer verildi.

 

Kitabın satın alınabileceği platformlar:



22 Nisan 2025 12:30
DİĞER HABERLER