Ceza hukuku uzmanı Prof. Dr. Ersan Şen, polis baskınıyla Bank Asya yönetiminin değiştirilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şen, "Umarım Türkiye bu müdahalelerini yasal çerçevede temellendirebilir. Bunları siyaseten, keyfi durum onu gerektirdiği için, temellendiremeden, dayanaklı hale getirmeden, delilleri ortaya koymadan yaptığınız taktirde Türkiye ciddi mağduriyetler yaşayabilir." dedi.
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Prof. Dr. Ersan Şen, Bank Asya'ya yönelik polis baskınına ve Türkiye'deki hukuk sistemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'de zamana ve şartlara göre, uygulama ve kararların değiştiğini belirten Şen, Ergenekon ve Balyoz davalarına atıfta bulundu. Şen, " 2007 yılından itibaren devam eden dosyalar, kamuoyunda bilinen Ergenekon, Balyoz gibi bir dizi siyasi içerikli dosyalarda da iddia, savunma, delil durumu değişmediği halde kararların değişebildiğini, farklı hale gelebildiğini gördük biz. Objektif bir bakış açısıyla verilen ilk karar doğru ikincisi yanlış, ilki yanlış ikincisi doğrudur diyerek değil. Nasıl bakış açısıdır ki hukuk ve yargı bu kadar değişkenlik gösterebiliyor. Eğer bir mesele yanlışsa o zaman da yanlıştır. O zaman müdahale edeceksin. Doğru ise doğrunun üzerine siyasi sebeplerle, başka nedenlerle de hukuk devleti ilkesine sığmayacak şekilde gitmeyeceksin. Buradan şunu söylemek istiyorum; Türkiye'de hukuk devleti ilkesi vardır Anayasa madde 2'de ama kimin ne olacağı, kime ne olacağı belli olmaz. Hiç kimsenin güvende olmadığı ortamlar, hukuk devleti ilkesi açısından kabul edilemez." şeklinde konuştu.
'BANK ASYA YANLIŞ YAPMIŞSA ZAMANINDA MÜDAHALE EDECEKTİN'
Bank Asya'ya yönelik baskını da aynı çerçevede değerlendiren Şen, "Bank Asya yanlış yapılanmışsa, yani şeffaf yapılanmamışsa, ortaklık yapısı itibarıyla BDDK'nın denetleyebileceği konumda değilse, bu bugün olmadı. 10 yıl önce de böyleydi, finans halindeyken, banka olmadan önce de böyleydi. Eğer organizasyonun yapısı denetlenebilir değilse bu müdahalenin çok önceden yapılması gerekirdi. Belki de BDDK'nın yaptığı doğrudur. Kanundan o yetkiyi almıştır ve yapmıştır ama sen doğruyu zamanında yapmadığında, yanlışın önüne geçmediğinde, daha sonra yaptığın icraatın haklılığını anlatamazsın. Eğer Ergenekon'da Balyoz'da yargılama süreci hatalı ise o müdahaleyi o zaman yapacaktın.Yapılması gereken müdahale vardır, bu konuda BDDK karar alır. Müdahale doğru olabilir. Ben sadece hukuk kurallarının o hukukun ilke ve esasları ışığında, kabul edilmesi gereken, kabul edilen kanunların neden zamanında uygulanmadığından şikayetçiyim. Neden duruma, kişiye, pozisyona göre hareket edildiğinden şikayetçiyim." ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE ÖDEYEMEYECEĞİ TAZMİNAT YÜKÜ İLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİR'
"Şu anki mesele siyasi midir, yoksa bir örgüte müdahale midir, bunun taktir ve değerlendirmesini kamuoyu yapar." diyen Şen, AİHM'de cezalandırılan Rusya örneğini verdi. Yapılanların hukuka uygun olmaması halinde Türkiye'nin ciddi sakıntılar yaşayacağı uyarısında bulunan Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu banka suç örgütü yapılanmasının finans kaynağı olarak mı görülüyor? Bunların açıklaması yetkili makamlar tarafından yapılmalıdır. Siz bir insanın, birilerinin bankasına o kadar insanları mağdur edecek şekilde, keyfi, dayanıksız müdahale edemezsin.
Umarım Türkiye bu müdahalelerini yasal çerçevede temellendirebilir. Yukos vardı dev bir şirketti. Mihail Hodorkovski denilen adamın gözaltına alınıp yargılanması süreci oldu. Bu kişi AİHM'e başvurdu. Rusya şu anda ödeyemeyeceği tazminat yükü ile karşı karşıya kaldı. Siz hukuk kurallarını doğru dürüst uygulamalısınız. Bunları siyaseten, keyfi durum onu gerektirdiği için, temellendiremeden, dayanaklı hale getirmeden, delilleri ortaya koymadan yaptığınız taktirde Türkiye ciddi mağduriyet yaşayabilir. Bu da tabi maliyetin millete bineceği, ülkeye bineceği anlamına gelir.
Rusya bu riskle karşı karşıya kalmıştır. Siz AİHM'e üye olmuşsunuz, siyaseten karar aldığını söyleyemezsiniz. Dolayısıyla hukuk devleti yanlış varsa, yanlışa zamanında ve doğru müdahale etmelidir. Keyfi değil. Bu insanları sevmiyoruz diyerek değil. Eğer varsa bir suç veya terör örgütü yapılanması, bunu delileri ile ortaya koyacaksın. Bağlantı varsa ortaya koyacaksın. Koyma gerekçen o insanları sevmediğin için olamaz. Koyma gerekçen bir suç işlemiş olabilir ile olamaz. Delillerle olur. Bu şeffaflık sorunu herhâlde 10 gün önce, bir yıl önce görülmedi. Kuralları zamanında ve eşit uygulayacaksın. O zaman iyi idik uygulamayalım, şimdi iyi değiliz uygulayalım mantığından hareket inandırıcılık açısından da hukuk açısından da sorunlara sebebiyet verebiliyor. Umarım hukuka aykırı işler yapmayız. Umarım yargı kararlarını uygulamayan ülke konumuna düşmeyiz."
CİHAN