Eşi kaçırılan Betül Zeybek: “Ötekileştirilenler olarak bir arada olmalıyız”

Betül Zeybek: “Dün Cumartesi Annelerini öcü olarak gösteren medya bugün bizi öcü olarak gösteriyor. Biz ötekileştirilenler olarak bir arada olmalıyız.”
 Çocukları ve kendisinin gözü önünde kaçırılan eşi Salim Zeybek’ten 4 aydır haber alamayan Betül Zeybek, kaçırılma anı ve sonrasında yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.

Şubat ayında kaçırılan 6 kişiden biri olan Salim Zeybek’in eşi olan Betül Zeybek Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Altan’a konuştu.  Kendisiyle eşinin Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) ihraç edildiğini belirten Zeybek, kocasının çocuklarının ve kendisinin gözleri önünde kaçırıldığını söyledi.

“ELLERİ SİLAHLIYDI EDİRNE EMNİYET DİYE BAĞIRIYORLARDI”
21 Şubat’ta eşi ve iki çocuğuyla birlikteyken, araçlarının durdurulduğunu, ateş edildiğini söyleyen Betül Zeybek, “Çocuklarım yanımda” diye bağırdıktan sonra eteşin kesildiğini anlattı:”Çocuklar ile beni bir kenara ayırıp, eşimi bir kenara ayırdılar. Eşime ‘yat yat’ diye bağırdıklarını hatırlıyorum. Elleri hep silahlıydı. 10-15 kişi vardı ve hepsi sivildi.  Kimsiniz diye sorduğumda ‘Edirne Emniyet’ diye bağırdıklarını hatırlıyorum ancak ısrarla kimlik sormama rağmen göstermediler. Sonrasında eşimi tartaklayarak, bir araca bindirdiler. Niye ayırıyorsunuz madem emniyetsiniz bizi birlikte alın dediğimde ‘biz sizi buluşturacağız’ dendi.”

“EŞİN ÖNCE ELİMİZDEN GEÇECEK”
Eşinin kendilerinden ayrılmasının ardından, camları filmli bir araca çocuklarıyla bindirildiğini, “kimsiniz” sorusu üzerine bir kişinin kendisine polis kimliği gösterdiğini ifade etti.Kimlikte yazan ismin hatırladığı kadarıyla Yunus Kaç olduğunu vurgulayan Zeybek, savcılığa yaptığı suç duyurusunda bu ismi de söylediğini belirtti. Zeybek, “Ayrılmadan önce çocukların tuvaletlerini yaptırmak için indirdiğimde resmi kıyafetli 3 jandarma üyesi gördüm. Kalabalık vardı. Kaza yaptığımız aracın başındaydı.  Edirne Emniyet’e götüreceklerini söyleyenler sonrasında İstanbul Emniyet’e götüreceklerini söyleyerek, İstanbul’a doğru arabayı döndürdüler. Yol güzergahında farklı bir araca aktarıldık.

Arabanın önünde 55-60 yaş aralığında iki kişi yanımda da en fazla 25 yaşında olan bir genç vardı. Yol boyunca plaka değiştirdiklerini sonradan fark ettim. İzbe yerlere gidip, önüne oturup, plakalar  değiştirildi. Yolda iken bir kez eşimle telefonda görüştürdüler. Bu sırada arabada bulunanlardan biri ‘Eşin kolay kolay emniyete gidemez önce bizim elimizden geçmesi lazım. Biz devletiz’ dediler. O sırada telefona verilen eşim ‘hanım ağlama rica ettim sizi Ankara’ya götürecekler normal hayatınıza devam edin’ dedi. İyi olalım diye mi böyle söylüyorsun dediğimde ‘yani ama iyiyim’ dedi duraksayarak, sonra telefon kapatıldı.”
05 Temmuz 2019 15:29
DİĞER HABERLER