Tayyip Erdoğan’ın bir dönem danışmanlığını da yapan Milli Gazete yazarı Ekrem Şama, Erdoğan'ın 28 Şubat döneminde, Çevik Bir ve arkadaşları ile temasta olduğunu yazdı.
Milli Gazete'deki yazısında Şama, o döneme dair yaşananlarla ilgili, "28 Şubat ve Recep Tayyip Erdoğan" başlıklı yazısında, 28 Şubat olayı hakkında biz de bir şeyler yazmalıyız. Biz o zaman Refah Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı idik. Bizzat tanığı olduğumuz bir iki olayı aktaracağız" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın Çevik Bir ile temasta olduğunu söyleyen Şama, bu konuda, "O safhada etrafında bulunanlarca artık ayrılmak için altyapı oluşturduğunu, kendisinin 28 Şubat’ın baş aktörlerinden Çevik Bir ve arkadaşları ile temasta olduğu konuşuluyordu. Nitekim sonradan basına yansıyan fotoğraflar, Halman ve Civaoğlu gibi gazetecilerin yazdıkları bunun doğruluğunu teyit etmiştir. Bizim kendisi ile diyalogumuz bu Balat olayından sonra asgariye inmişti" satırlarını kaleme aldı.
1985’ten itibaren 10 yıl Erdoğan ile beraber çalıştığını ve yedi yıl da Refah Partisi'nin Mali İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevini yaptığını hatırlatan Şara, Erdoğan'ın, Necmettin Erbakan için sık sık, "Biz kim liderlik kim? Biz Erbakan’ın 'kara tırnağı' bile olamayız" dediğini hatırlattı.
Erdoğan'ın 1994 yılında o İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle 'büyük değişim'in başladığını kaydeden Şara şunları kaydetti:
"1997’de 28 Şubat MGK toplantısı oldu. Orada Başbakan Erbakan’a dayatılan 18 maddenin, adeta ültimatom olduğu basına yansıdı. O günün hemen ertesinde Sayın Erdoğan, 'Erbakan dik duramadı, İmam Hatiplerin kapatılmasını isteyen evraka imza attı' demeye başladı. 18 maddelik listenin ayrıntıları henüz belli değilken bu bilgileri kimden ve nasıl aldığına şaşıyorduk. Kısa süre sonra RP’nin MKYK toplantısına katılmak için Ankara’ya gitti. Duyduk ki orada da bu çıkışı yapmış, Erbakan Hocamızı yüzüne karşı 'İmam Hatip Liselerinin kapatılması vebalinin çok ağır olduğunu' yüksek perdeden dillendirmiş. Erbakan’ın o toplantıda bu çıkış karşısında “böyle bir belgeyi imzalamadığını” söylemiş olduğunu ama Tayyip Bey’in buna inanmadığını tahmin ediyoruz.
Ankara dönüşü Sayın Erdoğan, Erbakan aleyhtarı 'dik duramama' söylemlerine halka açık toplantılarda devam etti. Bir keresinde Balat semtinde böyle bir toplantıda, aynı minval üzere Erbakan’ın aleyhine konuşurken yüksek sesle kendisini bizzat protesto ettik. O da bize cevap vermeye kalkıştığında herkesin huzurunda salonu terk ettiğimizi hatırlıyoruz. O safhada etrafında bulunanlarca artık ayrılmak için altyapı oluşturduğunu, kendisinin 28 Şubat’ın baş aktörlerinden Çevik Bir ve arkadaşları ile temasta olduğu konuşuluyordu. Nitekim sonradan basına yansıyan fotoğraflar, Halman ve Civaoğlu gibi gazetecilerin yazdıkları bunun doğruluğunu teyit etmiştir. Bizim kendisi ile diyalogumuz bu Balat olayından sonra asgariye inmişti.
Yıllar sonra Erbakan’ın Başbakan olarak girdiği 28 Şubat’taki MGK tutanaklarının açıklanması ve takip eden 4 ay içinde lehte ve aleyhte bulunanların tanıklığı ve delilleri ile nasıl 'dimdik' durduğu ortaya çıktı. Yukarıda bahsettiğimiz “dik duramadı” söyleminin Sayın Erdoğan’a kimler tarafından nasıl ifade edildiğini halen ve yakinen bilmiyoruz. Ama tahmin etmek hiç de zor değil."