Eski dostlar buluştu: Romney-Netanyahu

Amerika'da son yıllarda yeni bir âdet ortaya çıkmaya başlamış bulunuyor. Buna göre, seçimlerden birkaç ay önce başkan adayları muhakkak İsrail'i ziyaret ediyor, orada boy gösteriyorlar. Bu çerçevede Başkan Obama, 2008 Kasım seçimlerinden önce temmuzda İsrail'i ziyaret etmiş, Ağlama Duvarı önündeki kippalı fotoğrafıyla medyada yer almıştı. Aynı günlerde rakibi Senatör John McCain de onu izlemişti. Bugünlerde sıra Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney'de. Diğerleri gibi o da dün başlayan ziyaretiyle söz konusu âdeti devam ettiriyor. Cumartesi gecesi İsrail'e gelen ve bu yazıyı yazdığımız gün bu ülkede başta Başbakan Netanyahu olmak üzere pek çok önemli siyasi şahsiyetle görüşecek olan Romney, bu arada bugün sabah bir de kampanyasına para toplamak için çeşitli grup ve şahsiyetlerle King David Oteli'nde bir araya gelecek. Bunların arasında bu köşede aylarca önce hakkında yazdığımız Amerikan kumarhaneler kralı Sheldon Adelson da olacak. Adelson, malum önce Cumhuriyetçi aday adayı Newt Gingrich'i malen desteklemiş, onun yarış dışı kalması üzerine bu defa Romney'e yüklü bağışlar yapmaya başlamıştı. Romney, yıllardır İsrail'i her bakımdan destekleyen bir Mormon malum. Son ziyareti bu ülkeye 4. ziyareti oluyor. Amacı da gayet net ve açık: İsrail'e her türlü desteğini bir kere daha yerinde ilan etmek ve hem bu ülkesindeki Yahudi oylarını ve hem de İsrail destekçisi Evanjelik Hıristiyanların oylarını kendine çekmek, böylece seçime şimdiden bunları sağlayarak avantajlı girmek. Amerika'daki Yahudi oyları genel oy yüzdesi içinde o kadar büyük ve önemli değil şüphesiz; ancak bu oylar Florida gibi bazı kilit eyaletlerde terazinin dengesini çok kritik bir şekilde etkileyebiliyor, bu oylar başkanı seçecek nihai delege sayısını belirleyebiliyor. Bu yüzden Romney de bu konuya çok önem veriyor, alabileceği kadar Yahudi oyunu almayı hedefliyor. Esasen, Amerikan Yahudileri son başkanlık seçimlerinde de görüldüğü gibi geleneksel olarak büyük çoğunlukla Demokrat Parti'yi tercih ediyorlar. Bugün de öyle. Nitekim, Gallup anketlerine göre, bugün Yahudiler yüzde 68 ile Başkan Obama'yı destekliyorlar. Ne var ki, bu destek, 4 yıl önce yüzde 72-74 civarındaydı. Kısacası burada bir oy erimesinin olduğu görülüyor. Ayrıca bugün Amerika'da Yahudileri Demokrat Parti'den uzaklaştırmak amacıyla hem Demokrat cenahın bir kesiminde ve hem de elbette Cumhuriyetçi cenahta büyük ve önemli kampanya yürütülüyor. Bunlar genelde Başkan Obama'yı hiç sevmeyen kişilerce yapılıyor. Clinton döneminde dış politikada önemli rol oynayan Aaron Miller, Beyaz Saray Sözcüsü Ari Fleicher ve başkaları gibi önemli kişiler bunlar. Amaç da belli: Obama'yı bir daha seçtirmemek. Romney de şüphesiz bütün bunlardan çok memnun görünüyor. Ayrıca Başkan Obama'nın aksine İsrail, Amerika'daki altyapısı ve bağlantılarının da desteğini alıyor, bunun seçimi kazanmada bir fark ortaya çıkarabileceğini hesaplıyor. Bu bağlamda İsrail Başbakanı Netanyahu'nun da kendisini hiç belli etmeden Romney'i desteklediğini şimdiden söylemek mümkün. Netanyahu, Amerikan iç politikasına karışıyor intibaını vermemek için bu konuda gayet kurnaz ve akıllı davranıyor; ne Romney ne de Obama hakkında açık bir şey söylüyor. Esasen, Netanyahu ve Romney, 1970'li yıllardan beri birbirini tanıyan, iki yakın dost. İkili ilişkinin bu pek bilinmeyen yönünün, aralarındaki yakınlığın ortada dillenmesini, dolaşmasını her ikisi de istemiyorlar. Bu yüzden bu konuda ihtiyatlı bir dil kullanıyorlar. Romney ve Netanyahu'nun dostluğu, ikisinin de birlikte çalıştıkları Boston Consulting Group adlı ünlü iş danışmanlığı şirketindeki günlerinde başlamıştı. Rommey'in bu şirkette çalıştığı 1975-1977 yılları arasında, Netanyahu da çalışıyordu. Romney daha sonra Boston Consulting'in rakibi Bain&Company'e geçmiş, burada Netanyahu'nun ikinci eşi Fleur Cates ile yakın çalışma içinde olmuştu. Bayan Cates, Netanyahu'dan 1980'lerde boşanmış, ancak Romney ile teması da devam ettirmişti. Romney-Netanyahu ikilisinin şirkette danışman olarak çalıştıkları 1976 yılında başlayan dostluğu bugün de çeşitli şekillerde, boyutlarda devam ediyor. Bunu, yazılanlardan biliyoruz. Romney, bu dostluk çerçevesinde Netanyahu'ya İsrail'i ilgilendiren önemli konularda yardım etmiş, onu önemli siyasi çevrelerle tanıştırmış, bu sayede İsrail lehine sonuçlar da almasını sağlamıştı. Amerikan emeklilik fonlarının İran ile ilgili ticaret yapan şirket ve kurumlardan çekilmesi bunlardan birisiydi mesela. Bilmediğimiz belki başka işler de var, kim bilir. Bunları bulup çıkarmak da bizim değil; Amerika'da çalışan gazetecilerin işi. Romney-Netanyahu-İsrail konusunda daha fazla da yazabilirdim; ancak yerim bu kadar. Bir başka yazıda da muhtemelen Romney'in İsrail hamlesine Obama'nın İsrail'i güçlendiren son imzaladığı kanunla bir tür karşılık vermesini ele alacağız. Romney-Netanyahu-İsrail konusu bugünlük bu kadar...
30 Temmuz 2012 07:08
DİĞER HABERLER