[Esra Büyükcombak] Sabah güneşinin göz sağlığına etkisi

[Esra Büyükcombak] Sabah güneşinin göz sağlığına etkisi
Samanyoluhaber.com yazarı Akademisyen Esra Büyükcombak bu haftaki yazısında, okuyucularına 'Sabah güneşinin göz sağlığına etkisi' konusunu anlattı

ESRA BÜYÜKCOMBAK 
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)


Anadolu'da çokça söylenen güzel bir söz vardır; " Müslümanın üzerine güneş doğmaz." Bu ifade bilimsel çalışmalarla daha fazla anlam kazandı diyebiliriz. Sabahın erken saatlerinin günün en verimli saatleri olması, yapılan araştırmalarla güneşin ilk ışıklarının vücut üzerindeki terapötik etkileriyle daha iyi anlaşılıyor. 

Gözlerimiz sürekli olarak muazzam şekilde görsel bilgi bombardımanına maruz kalır. İnsan gözündeki optik sinirlerin, yaklaşık 125 milyon fotoreseptör hücreden (çubuklar ve koniler olarak bilinir) ışık sinyali alıp beyne ilettiğini biliyor musunuz? Peki bu sayede çevremizdeki milyonlarca şekil, renk ve sürekli değişen hareketin saatte 500 km’lik hızla beynimize gönderildiğini... Gözlerimizin, başımızın ve vücudumuzun sıklıkla hareket halinde olması nedeniyle, görsel algımız sürekli olarak değişir. Bu kadar yoğun mesaisinin yanı sıra gözlerimiz sirkadiyen ritmimizin (iç saat, biyolojik saat) ayarlamamızda da görev alır. Biyolojik saat ayarlaması gözümüze gelen ışıkla gerçekleşir. 

Sabah erken saatlerdeki güneş ışığı, gün ortasından sonraki güneş ışığına kıyasla ölçülü ve filtrelenmiş olduğundan göz sağlığına çok daha iyi gelir. Gün doğumu ve gün batımı sırasında, güneş gökyüzünde daha alçaktadır ve güneş ışınları Dünya atmosferine belli bir açıyla gelir. Ufukta alçaktan Dünya'ya çarpan ışınlar, düşük frekanslı mavi ışığı saçarken, yüksek frekanslı kırmızı ışık bozulmadan kalır. Bu nedenle gün doğumu ve gün batımı sırasında daha çok kırmızı ve daha az mavi görürüz. Gün boyunca gördüğümüz mavi gökyüzü, yüksek frekanslı mavi ışığın kolayca dağılmasının bir sonucudur. 

Sabah güneşi, ileri yaşlarda görme sorunları yaşama olasılığınızı azaltabilir. 

Çalışmalar özellikle sabah erken saatlerde haftada bir defa 3 dakikalık 670 nanometre (uzun dalga boyu-kırmızı ışık) güneş ışığına maruz kalındığında görmede ortalama olarak yüzde 17'lik bir iyileşme olduğunu gösterdi. Aynı çalışmanın, öğleden sonra yapılan araştırmasında, ilginç bir şekilde, görme olayında herhangi bir gelişme olmadığı fark edildi. Hatta kısa dalga boyu olan mavi ışığa uzun süre maruz kalmak göz sağlığımızı hızla bozabilir. Gözlük takan kişi sayısında artış görülmesinin nedenlerinden olan bu durumu ışığın dalga boyu ve yoğunluğundan kaynaklı olduğu biliniyor.

Retina, gözün en iç tabakasıdır ve ışığı algılayan, onu elektrik sinyallerine dönüştüren milyonlarca ışığa duyarlı fotoreseptör hücresi içerir. Bu sinyaller işlenmek üzere beyne gönderilir. Sürekli devam eden görme olayından dolayı çok fazla enerji ihtiyacı olan retinada yeteri kadar enerji üretilemezse fonksiyonları yavaşlamaya başlar. Yaşam şekli ve beslenme hatalarından kaynaklı enerji üretiminin yetersiz gelmesiyle, retina diğer kısımlardan daha hızlı yaşlanır. Fotoreseptör işlevinde yüzde 70 enerji (ATP) azalması olursa görme olayı zorlanmaya başlar. 

Fotoreseptör, retinada bulunan ve ışığı elektrik sinyallerine dönüştürebilen özelleşmiş sinir hücresidir. Bu sinir hücrelerinin, bilgisayar, tablet, telefon ekranlarından yoğunluklu mavi ışığa maruz kalması, özellikle akşam geç saatlerde, sirkadiyen ritmin bozulmasına neden olur. Mavi ışık kısa dalga boyudur ve kısa dalga boyunda ise enerji üretimi azalır. Enerji üretiminin artması ve retina yaşlanmasının geciktirilmesi için sabah saatlerindeki güneş ışığında, ağırlıklı olarak bulunan, kırmızı ışıkla gözün teması sağlanmalıdır. 


Daha iyi uyku ve ruh haline etkisi

Vücudun iç saati ışıkla ayarlanır ve akşam güneş battığında vücudunuz otomatik olarak uyku moduna geçer. Araştırmaya göre, güneş ışığı, vücudunuza melatonin seviyenizi ne zaman artırıp azaltacağını söyleyerek sirkadiyen ritminizi düzenler. Geceleri koyu karanlık ortam, beyninizi, uyumanıza yardımcı olmaktan sorumlu hormon olan melatonini üretmesi için tetikler. Bu, güneşte ne kadar çok zaman geçirirseniz, o kadar iyi uyumanız anlamına gelir.

Sabah saatlerindeki güneş ışığına maruz kalmanın, beynin serotonin adı verilen hormonun salınımını arttırdığı düşünülmektedir. Serotoninin pozitif ve mutlu olmanızı, aynı zamanda sakin ve odaklanmış hissetmenizi sağlar. Sabahın ilk ışıkları doktorların depresyon ve diğer zihinsel sağlık sorunları yaşayan hastalara tavsiye ettikleri bir tedavi metodudur. 


Genel sağlığa etkisi

Güneş ışığı beyaz kan hücrelerinin üretiminin artmasına yardımcı olur. Bunlar bakteri ve virüslerle savaşmaktan sorumlu olan bağışıklık sisteminden sorumlu hücrelerdir. Bağışıklık sistemiyle birlikte metabolik ve tiroid fonksiyonları da desteklediği bilinmektedir. Güneş ışığının kalp sağlığını da iyileştirdiği bilinmektedir. Basit bir açıklamayla, güneş ışığı cildinizi ısıttığında, vücudunuz kanınıza nitrik oksit salıyor. Bu nitrik oksit, kan basıncınızı düşürmeyi sağlar, sağlıklı ve zinde olmanıza yardımcı olur. Doğru zamanda, doğru ışık ve enerji kaynağı olan güneşten bu defa farklı bir boyutla şifa kaynağı istifade edebileceğimiz günler dilerim.

[email protected]                   Twitter:@esrabc

07 Eylül 2022 14:32
DİĞER HABERLER