Ethem tutem men seni!

“Ethem beyden, Sofrada yer açsın istenmiş. Koşulsuz itaat tabii, sıkıysa kalkmasın sofradan… Yarabbi şükür demesin elindeyse. Anında Havuz kendi patronuna manşetten çakar vallahi de billahi de, gözünü bile kırpmaz. Hem de şöyle yazar: “Ethem tutem men seni, F..Ö’ye katem men seni, akşama Reis gelende, önüne atem men seni!”
"Bir tilkinin kümese girmesinde şaşılacak bir şey yoktur. 
Lakin şaşırtıcı olan, tavuğun tilkiyi kümese davet etmesidir."
(Eyvah Necdet)

Bir güldüm, bir güldüm, anlatamam. 

Bir kere hiç kimse alınmasın, kızmasın; Ethem Sancak’a medya patronu dendiği anda beni bir gülme alıyor. 

İşte bu kerameti kendinden menkul ve tek özelliği Tayyip Beyefendi’ye Şems misali vurulmak olan arkadaş, nicedir “Yürü ya gülüm!” dendiğinden (Bunu yürü ya kulum ile karıştırmayın) aldığı ihaleler, yediği devlet parası, kaptığı sakal artık kasalara sığmaz oldu herhalde. 

Medyasını devretmiş efendim medyasını…

Biliyorum bunu duyan herkes “çüş artık medya onun muydu ki devretmiş” diyecektir. Ben öyle dedim çünkü..

Evet medya onun değildi. Şirketlerinin tamamının da onun olmadığını herkes biliyor. 

Sadece içeriğine, yayınına sahip olmaktan bahsetmiyorum. 

Orası zaten Allah’ın emri..

Tak bile demeden şak yaptıklarını artık herkes biliyor ve dünyadaki tüm liglerden hızla düşürülen; hukukta, ekonomide, uluslararası ilişkilerde, turizmde, tarımda dünyadan kopan Türkiye, çok yakında medya alanında da dışlanacaktır emin olun. Havuzcu çakallar uluslararası ortamlarda gazeteci filan sayılmayacaklar. Az kaldı. 

Hani Tayyip Bey, “Bizde tutuklu gazeteci yok” diyor ya, emin olun dünya da ona “Sizde özgür gazeteci yok, dışardakilerin hepsi paralı tetikçiniz” diyecek ve havuz medyası layık ettiği yere, çöpe girmiş olacak. 

Ancak benim bahsettiğim bizzat ticari olarak da sahibi olmadığı. 

Bu ülkedeki son yılların tüm ihalelerinin bir ortağı olduğunu artık tüm dünya biliyor. 

Telekom ortaklığını, futbol yayını ortaklığını, neredeyse tüm özelleştirmelerin gizli ortağını dünya alem biliyor. 

O yüzden garibana karşı acımasızca zalimleşen kişi, mazluma karşı nefret kusuyor, hıncını mazlumdan alıyor. 

Zalime karşı titriyor kuyrukları... Siz bakmayın arada bir canım ülkem insanlarımın ‘vay be Reise bak’ demesi için atar yaptıklarına. 

Dostlar kabadayılıkta görsün manasından başka bir değeri yok o atarlanmaların. 

Mavi Marmara’cılar ne demek istediğimi çok iyi anlarlar. 

Asfalta kola döken çomar vatandaşlar da…

Dönüyoruz Ethem’e..

Bu şirinlik muskası patron, medyasını devretmiş ya. Evet devretmiş..

Hem de kime?

Hasan Yeşildağ’a...

Kim bu Yeşildağ?

Hatırlarsınız canım, hani Tayyip beyin yerine hapis yatan fedakar insan vardı ya, işte o!

Hani bir dönem Korkmaz Yiğit vardı hatırlar mısınız?

Dönemin iktidarının paravanı. 

Önce banka ihalelerine girdi, bir dolu ihale aldı. 

En sonunda gözünü Doğan’ın gazetelerine dikmişti. 

Milliyet’i almıştı aslında. 

O atarla tutar yapan pek çok Milliyet yazarı var ya, alayı durumu bildiği halde susup devam etmişlerdi yazılarına. 

Ergenekon izin vermeyince, Yiğit bırakmıştı medya patronluğunu. 

Milliyet’i almaya kalkışmış, yüzüne gözüne bulaştırınca, ardına bakmadan arazi olmuştu. 

Şimdilerde yok ortalıkta. 

Günümüzün Korkmaz Yiğit’lerinin sürüsüne bereket. 

Bir değil beş değil, yüzlerce var, yüzlerce. 

Kimi milletin bir yerlerine bir şey yapıyor, kimi Karadeniz’i kurutuyor, kimi Hasankeyf’i bombalıyor..

Kimi Kolekol adı altında AKP teşkilatına milyarlarca dola aktararak sınırlarda inşaatlar yapıyor. 

Bunlar hep Ethem işte..

Düşünün bir, düne kadar hiçbir şeyi olmayan mafyoz bir adam bir anda Star, Akşam ve Güneş gazeteleri ile 24 ve 360 televizyonları’yla beraber onlarca dergi barındıran bir şirket bu, sessizce böyle kağıt üzerinde sahip değiştiriyor. 

Oysa başta AKP’liler olmak üzere herkes çok iyi biliyor bu şirketlerin gerçek patronu, sahibi kim?

Anlaşılan patron “Sen artık şiştin, biraz da başkasına yedireyim, sen dur” dedi ve peşkeş çektiği BMC ile yetinmesini istedi. 

BMC deyip geçmeyin. 

Önce batırıldı, ardından üç on paraya Ethem’e peşkeş çekildi. 

Şimdi ise TSK’ye Kirpi adı altında milyonlarca dolarlık bildiğin arazi traktörünü askeri araç diye kaskallıyor Ethem. 

Belli ki yeterince şişti mide...

Sofrada yer açsın istenmiş. 

Koşulsuz itaat tabii, sıkıysa kalkmasın sofradan...

Yarabbi şükür demesin elindeyse. 

Anında Havuz kendi patronuna manşetten çakar vallahi de billahi de.

Hem de şöyle yazar.

“Ethem tutem men seni, F..Ö’ye katem men seni, akşama Reis gelende, önüne atem men seni!”

Bir sonraki yazıda, Şems Ethem’in belediye başkanı versiyonunu yazalım da klavyemiz şenlensin!

Seyfi Mert
17 Ağustos 2017 16:47
DİĞER HABERLER