ETİ ve ÇEKÜL'den 4 bin kültür elçisi

ETİ ve ÇEKÜL'den 4 bin kültür elçisi
ETİ ve ÇEKÜL, Türkiye’nin kültürel mirasının korunması için 5 yılda 4 bin “Kültür Elçisi” yetiştirecek.
Yarım asra yakın geçmişiyle tıpkı Anadolu medeniyetleri gibi, kendi alanında bir Lezzet Uygarlığı yaratan ETİ, ÇEKÜL Vakfı işbirliği ile gelecek nesillerin kültürel ve kişisel gelişimlerine destek vermek üzere, 2008 – 2012 yıllarını kapsayacak uzun soluklu bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Türkiye’nin kültürel mirasının korunması, yeni nesillerin unutulmaya yüz tutan değerlerimizi öğrenmesi ve geliştirmesini hedefleyen “ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri” projesinin basın toplantısı, 28 Mayıs 2008 tarihinde Ankara’nın Beypazarı ilçesinde, ETİ Şirketler Grubu CEO’su Hazım Ellialtı, ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Metin Sözen ve gazeteci – TV program yapımcısı Fatih Türkmenoğlu’nun katılımı ile gerçekleştirildi. ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri projesi kapsamında, 2008-2012 yılları arasındaki 5 yıllık sürede Türkiye genelindeki 77 kentte, yaklaşık 4 bin çocuk, ülkemizin tarihi ve kültürel mirasını korumaları amacıyla birer “Kültür Elçisi” olarak yetiştirilecek. Ulusal ve yerel uzmanlar tarafından hazırlanan teorik ve pratik eğitimler alacak çocuklar, yaşadıkları kente farklı bir gözle bakmayı öğrenecek, bu doğrultuda da kentlerinin gönüllü Kültür Elçileri olarak kültürel miraslarını bir adım öteye taşıyacak çalışmalara imza atacaklar. Toplantıda projenin amaç ve hedeflerini aktaran ETİ Şirketler Grubu CEO’su Hazım Ellialtı; “Projemizle amacımız çocuklarımızın yaşadıkları kentin - bölgenin doğal ve kültürel zenginliğinin farkına varmalarını ve bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi konularında aktif olarak rol almalarını sağlamak… “ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri” geleceğimizi geçmişten gelen değerler hamuruyla yoğurarak, ülkemizin tarihi ve kültürel mirasını koruyan temsilciler olacaklar. Uzun soluklu projemizde bu bilincin Kültür Elçilerimiz vasıtasıyla tüm Türkiye’ye yayılmasını hedefliyoruz. 5 yılda 77 kentimizde 4 bini aşkın çocuğumuz “ETİ ÇEKÜL Kültür Elçisi” olarak yetiştirilecek.” dedi. ÇEKÜL Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ise projeyle ilgili şöyle konuştu: “Kuşakları sağlıklı yaşatmak için geçmiş ile gelecek arasındaki bağın güçlü kurulması gereklidir. Bunun için geçmişten geleceğe akıp gelen değerlerin üstüne, hızla yeni değerler ekleyebilecek çağdaş yöntemleri bulmak, geliştirmek, yerleştirmek zorundayız. Bireyin kendini tanıması, bu özel coğrafyanın oluşturduğu değerleri boyutlandırması, özgür bir ortamın varlığıyla anlam kazanır. “Kültürel kimliğe”, “kültürel sürekliliğe”, bunun aralıksız tartışıldığı ortamlara gerek vardır. İşte Kültür Elçileri kültürel eğitim programı, 12 yaşındaki çocuklara, bu taptaze beyinlere böylesine bir ortam sunmaktadır. Bu ortamı yaratmak için ÇEKÜL Vakfı ile ülkemizin köklü ve öncü kuruluşu ETİ çok değerli bir işbirliği gerçekleştirmektedir. Hiç zorlanmadan ortak bir amaçta gönülden buluştuğumuz ETİ ile Anadolu’nun kimlikli kentleri bundan böyle ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileriyle farklı bir nitelik kazanacak, geleceğe farklı umutlarla bakacaklardır. Bu proje, kültürümüz ve çocuklarımızın geleceği için bir seferberliktir, bir dönüm noktası olacaktır.” Proje kapsamında yıl boyunca ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri’nin çeşitli eğitim ve proje çalışmalarına katılacak olan Fatih Türkmenoğlu ise; “Proje sayesinde Kültür Elçisi çocuklarımızla tanışacağım. Önümüzdeki yıl 13 kentimize giderek genç kültür elçilerimizle tanışacak olduğum için çok heyecanlıyım. Onların gözünden kentlerini bir kez daha göreceğim. Aslında her gezi özel her gezi farklıdır, belki ben de birçok şey bildiğimi sandığım yerler hakkında yeni şeyler öğrenerek şaşıracağım.” dedi. ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri Projesi Hakkında; ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri projesi kapsamında; hoyratça tükettiğimiz kültürel ve doğal mirasımıza sahip çıkmak amacıyla pek çok önemli çalışmaya imza atmış olan, ülkemizin en önemli sivil toplum kuruluşlarından ÇEKÜL Vakfı ile kendi alanında bir lezzet uygarlığı yaratmış ETİ 5 yıl boyunca Türkiye genelindeki 77 kentte yaklaşık 4 bin ilköğretim öğrencisine özel bir eğitim vererek “Kültür Elçisi” yetiştirecektir. Projenin amacı; çocuklarımızın yaşadıkları kentin - bölgenin doğal ve kültürel zenginliğinin farkına varmalarını ve bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi konularında aktif olarak rol almalarını sağlamak… “ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri” geleceği geçmişten gelen değerler hamuruyla yoğurarak, ülkemizin tarihi ve kültürel mirasını koruyan temsilciler olacaklardır. Uzun soluklu projede bu bilincin Kültür Elçileri vasıtasıyla tüm Türkiye’ye yayılması hedefleniyor. Çocuklar, içeriği ulusal ve yerel uzmanlar tarafından hazırlanan teorik ve pratik özel eğitimler alıyorlar. Bunun sonucunda yaşadıkları kente farklı bir gözle bakmayı öğrenerek kentlerinin gönüllü Kültür Elçileri oluyor ve bu misyon doğrultusunda kentlerinin kültürel mirasını bir adım öteye taşıyacak çalışmalara imza atıyorlar. Projenin diğer bir amacı da kültürel eğitimi, eğitim kuruluşlarının, eğitimcilerin ve yerel yönetimlerin önceliği haline getirmek ve yaygınlaştırmaktır. Bu kapsamı genişletilmiş uygulamalardan biri de Abla-Abi uygulamasıdır. 6. sınıfta Kültür Elçileri olan çocuklar bir sonraki sene okullarında alttan gelen sınıflarla öğrendiklerini paylaşarak kültür elçileri abla abileri olacaklardır. Bu vesileyle Kültür Elçileri temsil yeteneklerini geliştirecek, öğrendiklerini pekiştireceklerdir. Gene proje kapsamını yaygınlaştırmak adına eğitimlerin gerçekleştirildiği illerde öğretmenlerin, bu eğitimleri sınıflarında kendi öğrencilerine aktarabilmeleri için müfredatlı özel eğitim kitapları hazırlanmaktadır. Böylece kazandırılmaya çalışılan kültürel miras bilincini on binlerce çocuğumuzla daha paylaşma imkanı yakalanmış olacaktır. Bu proje ile hayata geçirilen bir diğer önemli çalışma; Türkiye’nin dört bir yanındaki Kültür Elçilerimizin bilgi ve deneyimlerini birbirleriyle paylaşacakları, öğretmenlerin ve velilerin de, kültürel ve doğal değerlerin sahiplenilmesi ve geliştirilmesi konularında kaynak olarak kullanabilecekleri portaldir. www.kulturelcileri.org adresli portalimiz hem Kültür Elçilerimize hem de tüm kamuoyuna uzanacak önemli bir bilgi bankası olacaktır. Kültür Elçileri, kendi kentlerini tanıdıktan sonra Türkiye genelindeki zengin kültürel değerleri öğrenmek ve ülkenin bütününe daha geniş bir bakış açısıyla bakabilmek için her yıl İstanbul Buluşmaları’nda bir araya gelecekler, kendi bölgelerinin yerel değerlerini Türkiye’nin diğer illerinden gelen arkadaşlarıyla paylaşacaklardır. Bunu bazen hazırladıkları tiyatro veya şovlarla bazen sunumlarla bazen de çekecekleri kısa filmlerle yapacaklardır. ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri Projesi 2008 Yılı Kapsamındaki İller 1. Kuşadası 2. Kocaeli 3. Çanakkale 4. Denizli 5. Niksar 6. Gaziantep 7. Ordu 8. Beypazarı 9. Malatya 10. Kütahya 11. Akşehir ETİ 1961’de kurulan ETİ, Onursal Başkanı ve Kurucusu Firuz KANATLI’nın projesini kendi elleriyle çizdiği ilk tesisiyle 1962’de Eskişehir’de üretime başladı. Aynı yıl “Petit Beurre", "Marie", "Kremalı", "Sable", "Bademli" gibi hepsi birer klasik haline gelen lezzetleri piyasaya sundu. 1967’de Türk mühendislerinin planlarıyla inşa edilen ilk otomatik bisküvi üretim tesisini kurdu. Aynı yıl ETİ’nin bir diğer klasikleşen lezzeti “ETİ Finger” üretilmeye başlandı; onu 1969’da "ETİ Burçak" izledi. 1972’de, günümüzde de hala genç yaşlı herkesin hafızalarında olan "Bir bilmecem var çocuklar...." reklam müziğini kullanılmaya başlandı. 1974’te ilk ihracatını gerçekleştiren ETİ aynı yıl TSE'den ilk Kalite Ödülünü aldı. 1975’te ise paketli ürünlere geçiş gerçekleştirilerek rekabette "farklılaşma" sağlandı. 1976’da ilk bebe bisküvisi "ETİ Cicibebe"; 1978’te Türkiye'nin ilk ve tek hazır kızarmış ekmeği "Etimek"; 1980’de kek üretimine başlandı. Bunları 1981’de "ETİ Petit Beurre", "ETİ Çubuk Kraker", 1986’da bugün ETİ’nin markası olarak tescillenen “Browni”, 1990’da “ETİ Topkek”, “ETİ Negro" ve "ETİ Form Bisküvi" izledi. Bu lezzetlere 1999’da “Popkek", 2002’de ise “ETİ Tutku” eklendi. ETİ, sektördeki öncülüğünü her zaman ortaya koydu. 1995’te tanzim-teşhir elemanlarını eğiten, 1996’da ise bisküvi sektöründe ISO-9002 Kalite Sistem Belgesi alan ilk şirket oldu. 2003’te TPM (Total Productive Maintenance) fabrika yönetim yaklaşımı olarak benimsendi. ETİ bisküvi fabrikası ‘’Award for TPM Excellence Consistency’’, Tam Gıda Ve Bozüyük fabrikaları ise ‘’Award for TPM Excellence First Category’’ ödüllerini kazandı. 2003’e kadar bisküvi, kraker ve kek alanlarında faaliyet gösteren ETİ, çikolata fabrikasının kurulması ile bu alanda da üretime başladı. Yaklaşık yarım asırlık deneyimi ve ödün vermediği kalite anlayışı ile bir Lezzet Uygarlığı yaratmış olan ETİ, topluma karşı olan sorumluluklarını yerine getirmek, yarattığı Lezzet Uygarlığı’nın toplumun her kesiminde yansımalarını desteklemek adına pek çok kurumsal sosyal sorumluluk çalışmasına imza atmış, pek çok projeye de sponsorluk yaparak destek olmuştur. 8. yılını dolduran ve Türkiye genelinde 850 bin çocuğu ücretsiz olarak tiyatro ile buluşturan “ETİ Çocuk Tiyatrosu”, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocukların resim, tarih ve müzik çalışmaları yaptıkları “ETİ Çocuk Vapuru”, “Fikret Mualla” ve “Fahrelnissa Zeid & Nejad Devrim” Sergileri, Anadolu ve Rumeli Hisarları aydınlatma projeleri bu çalışmalara örnek gösterilebilir. 400.000 metrekarelik alana sahip 5 unlu ve çikolatalı ürünler üreten fabrikası ve grubun kendi ihtiyaçlarını karşılayan ETİ Makine fabrikası, 130 yurt içi distribütörü, 4.000 civarında çalışanı ile sektöründe öncülüklerin lideri olan ETİ, 2006 yılı son çeyreğinde kurumsallaşma çalışmasına son şeklini verdi. Yeni kurulan yapıda görev ve sorumlulukları birbirinden net biçimde ayrılmış olan Yönetim ve İcra Kurulları vasıtasıyla ETİ, 2011’de 1 milyar USD ciro hedefine ilerlemektedir. Pek çoğu ilk olmasının yanı sıra hemen hepsi pazarında oldukça önemli yere sahip 200’ü aşan ürün çeşidi ve 180 bin üzerinde satış noktasına ulaşan bir gıda devi olan ETİ, ürünleriyle genç yaşlı herkesin yaşamına küçük mutluluklar katmaya devam ediyor. ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerleri Koruma ve Tanıtma Vakfı) ÇEKÜL, ülkemizin doğal ve kültürel mirasını korumak ve yaşatmak amacıyla 1990 yılında vakıf statüsünde kurulmuş, bir sivil toplum kuruluşudur. “Doğal kaynakları”, “kültürel miras”ı ve “insan”ı bir bütün olarak ele alan ÇEKÜL, doğal ve kültürel çevreyi korumak için “kent-havza-bölge-ülke” ölçeğinde projeler geliştirmekte ve uygulamaktadır. ÇEKÜL, “doğa”, “kültür”, “eğitim”, “tanıtım”, “örgütlenme” ana başlıkları altında oluşturduğu projeleri hayata geçirirken, toplumun tüm kesimlerinin ortak bir amaç doğrultusunda ve güç birliği içinde katılımlarına öncülük etmekte, bu kesimler arasındaki eşgüdümü sağlamaktadır. Bir başka deyişle “kamu-yerel-sivil-özel birlikteliği”ne öncelik vermektedir. Bilgi ve katılımla, gönüllülük esasına dayalı sivil girişimler, doğal ve kültürel varlıkların sürekliliğinin ülke gündemine taşınmasını ve çalışmaların somut sonuçlara ulaşmasını sağlamaktadır. Doğal Çevre Çalışmaları ÇEKÜL’ün doğal çevre çalışmaları, ağaçlandırmadan biyolojik çeşitliliğe, erozyonla mücadeleden özel bitki ve ağaç türlerinin korunmasına dek uzanan bir bütünlük gösterir. “92 Ormanları” projesiyle başlayan çalışmaları, bugüne kadar 800 bin katılımcının desteğiyle sürmekte olan “7 Ağaç Ormanları” projesi izlemiştir. “Kâğıttan Ormanlar”, “Van-Bahçesaray Kırsal Kalkınma Programı”, “Niksar Ekolojik Tarım Çalışması (NET)” diğer doğal çevre koruma projeleri arasında yer almaktadır. Kültürel Çevre Çalışmaları “Kendini Koruyan Kentler”, “7 Bölge 7 Kent”, “Barışan Kentler”, “Kaleli Kentler”, “Köyler Yaşamalıdır”, “GAP Bölgesi’nde Kültürel Mirası Geliştirme Programı”, “Sinan’a Saygı” ve “İpek Yolu, Kültür Yolu”, ÇEKÜL’ün belli başlı kültürel projeleridir. Bu projeleri destekleyen “Çevre Kültür Evleri”, “Kent Atölyeleri”, “Kent Müzesi ve Arşivleri” gibi çalışmalar da, halkın yerinden koparılmadan kimliğine sahip çıkmasını amaçlamaktadır. Eğitim Çalışmaları ÇEKÜL’ün eğitim çalışmalarından bazıları; 2003 yılından bu yana sürdürülen ve çocukların kentlilik bilinci ve kültürel kimlik duygularının gelişmesi, yaşadıkları kentin kültürel zenginliğini tanımalarını amaçlayan “Kentler Çocuklarındır Kültürel Eğitim Programı”, yine ilköğretim öğrencilerine yönelik “Çevre Önderleri Uygulamalı Çevre Eğitimi” ve üniversite öğrencileri için “Yerinde Mimarlık Yaz Okulları” projeleridir.
31 Mayıs 2008 14:14
DİĞER HABERLER