Zinedine Zidane (Fransa) 2000 senesinde müzelerine hem Avrupa Futbol Şampiyonası, hem de Dünya Kupası kupalarını taşıyan Fransa milli takımının yıldızı tartışmasız Zidane'dır. İspanya'ya karşı oynadıkları çeyrek final maçını kazandıran golü atmış ve Portekiz'e karşı oynadıkları yarı final maçında yine maçı kazandıran penaltı vuruşunu kullanmıştır. Zidane, İtalya ile oynadıkları final maçında göze batan bir performans sergilemese de tüm zamanların en iyi futbolcusu unvanını fazlasıyla hak etmiştir. Berti Vogts (Batı Almanya) Tüm zamanların 'en iyi' takımı oluşturulsa, turnuvayı üç defa kazanmış ve üç defa da final oynamış Almanya milli takımından çok sayıda futbolcu seçileceği kesindir. 1972 ve 1976 yıllarında oynanan şampiyonalarda gösterdiği üstün performansla Vogts, yine iki final görmüş vatandaşı Matthias Sammer'ın bir adım ötesine geçmiştir. Marco van Basten (Hollanda) 1988 finalinde Sovyetler Birliği'ne neredeyse imkansız bir açıdan yarım voleyle attığı gol hala tüm zamanların en güzel gollerinden biri olarak kabul ediliyor. Van Basten bunun yanı sıra İngiltere karşısında 'hat-trick' yapmış ve ev sahibi Batı Almanya ile oynadıkları yarı final maçında galibiyeti getiren golü kaydetmiştir. Ancak, yine de voleyle attığı gol tüm diğer gollerini gölgede bırakıyor. Lev Yashin (SSCB) Birçok kimse tarafından hala tüm zamanların en iyi kalecisi olarak kabul edilen Yashin'in en formda olduğu dönem, Sovyet futbolunun altın çağına denk geliyor. 1960 yılındaki ilk Avrupa Futbol Şampiyonası'nı kazanan ve dört yıl sonra final maçı oynayan takımın kalesini koruyan 'Siyah Panter' futbola diğer tüm kalecilerin hala ulaşmaya çalıştığı bir standart getirmiştir. Franz Beckenbauer (Batı Almanya) Unutulmaz 1972 zaferini kazanan ve dört yıl sonra finale kadar çıkan takımın kaptanıdır. Beckenbauer'in tüm zamanların en iyi oyuncularından biri olması, oluşturulan tüm zamanların en iyi Avrupa Futbol Şampiyonası kadrosuna mutlaka dahil edilmesini gerektiriyor. Laurent Blanc (Fransa) İki yıl öncesinde oynanan Dünya Kupası finalinde cezalı olan Blanc nihayet 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ilk kez önemli bir turnuvada final oynama heyecanını tatmıştır. Ayrıca, bu performansıyla üst üste üçüncü defa UEFA turnuva takımına seçilmiştir. Paolo Maldini (İtalya) Maldini, kariyeri boyunca toplam üç şampiyonada mücadele etmesine rağmen, kupayı hiç kaldıramamıştır. Euro 88'de sahaya çıktığında henüz çok genç olan futbolcu, 12 yıl sonra son dakikalarda Fransa şaşırtıcı bir şekilde skoru lehine çevirmeseydi az kalsın kupayı kaldıracak olan İtalya milli takımının da bir parçasıdır. Xavi (İspanya) Xavi, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda İspanya'nın uzun süredir beklediği önemli bir turnuvada şampiyonluk başarısına ulaşmasında en çok payı olan oyuncuların başında geliyor. Topla uzun süre oynaması ve topsuz alanda arı gibi çalışması sayesinde, uzun yıllar boyunca Barcelona ile Real Madrid arasında bölünen milli takımın önemli bir başarı kazanmasına büyük katkı sağlamıştır. Antonin Panenka (Çekoslovakya) En iyi futbolcu olmasa da, kuvvetle muhtemel en güçlü karaktere sahip futbolcudur. Sonucu penaltı atışlarıyla belirlenen ilk uluslararası önemli turnuva finalinde Panenka, gol atması halinde takımı Çekoslovakya'nın Batı Almanya'yı yenerek kupayı kaldıracağını bilerek takımının son penaltı atışını kullanmıştır. Üzerindeki baskı en üst raddedeyken Panenka hiçbir gerginlik belirtisi göstermemiş, topu penaltı noktasına gayet soğukkanlı bir şekilde yerleştirmiş ve ardından kaleci Sepp Maier ile topu ayrı köşelere göndermiştir. Michel Platini (Fransa) Platini kendi ülkesinde düzenlenen 1984 Avrupa Futbol Şampiyonasında kaydettiği birbirinden güzel dokuz golün altısını 'hat-trick' yaparak atmıştır; dahası yarı finalde Portekiz'i eledikleri maçta galibiyeti getiren golü ve final maçında İspanya'ya karşı takımının ilk golünü kaydetmiştir. Gerd Muller (Batı Almanya) Muller'in golü koklama becerisi ve yarı finalde Belçika'ya attığı ve final maçında Sovyetler Birliği'ne attığı ikişer gol Batı Almanya'ya 1972'de şampiyonluğu kazandırmıştır. Hazırlık maçlarında altı gol atmış ve Wembley'de İngiltere'ye karşı oynanan çeyrek final zaferinde de topu ağlarla buluşturmuştur.