Ev tozu akarları en çok gecekondularda

Ev tozu akarları en çok gecekondularda görülüyor -ERÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Anabilim Dalı tarafından yapılan araştırmada, gecekonduların yüzde 72,7sinde, müstakil evlerin yüzde 47,9unda, apartman dairelerinin ise yüzde 18,2s
KAYSERİ (A.A) - Orhan Canbulatel - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Anabilim Dalı tarafından yapılan araştırmada, gecekonduların yüzde 72,7sinde, müstakil evlerin yüzde 47,9unda, apartman dairelerinin ise yüzde 18,2sinde akar (mayt) tespit edildi.
     Yüksek lisans öğrencisi Kadriye Hasgülün Tıbbi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Yazarın danışmanlığında yaptığı araştırmada, sobalı evlerin yüzde 67,5inde, kaloriferli evlerin ise yüzde 78,7sinde akar olduğu ortaya çıktı.
     Prof. Dr. Yazar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konutların zeminlerinde bulunan ev tozlarının, önemli ölçüde akar içerdiğini söyledi.
     Akarların; vücutlarında baş, göğüs ve karın kısımları ayrı olmayan antensiz eklem bacaklılar sınıfında yer aldıklarını dile getiren Yazar, şöyle devam etti:
     Akarlar, sanılanın aksine böceklerden farklı yapıdadırlar. Bu nedenle böcek öldürücü ilaçlar akarlar üzerinde etkili değildir. Yoğun olarak ormanlık ve çayırlıklarda bulunurlar. Yaklaşık 48 bin türü bulunmaktadır. En iri olanları kenelerdir. Bazı akarlar ev tozlarında yaşayarak çeşitli hastalıklara sebep olduklarından, bunlara ev tozu akarı denilmiştir. Çoğunlukla döşemelerde, tekstil ürünlerinde, yatak, şilte ve halılarda bulunan bu doğal ev arkadaşlarımız, deri döküntülerinin yanı sıra hububat, küf, bakteri ve mantarlarla da beslenir. Gelişebilmeleri için en uygun ortam yüzde 70-80 nispi nem ile 25-27 derece sıcaklıktır.
    
     -Evlerin yüzde 39unda akar var-
    
     Kadriye Hasgülün araştırması kapsamında, şehrin 6 farklı ilçe, belde ve mahallesinden rastgele seçilen 114 evin çeşitli kısımlarından toz örnekleri toplandığını ve laboratuvarda farklı yöntemlerle incelendiğini ifade eden Yazar, bulunan akarların kayıt altına alındığını ve verilerin istatistiksel analize tabi tutulduğunu aktardı.
     Yazar, araştırılan evlerde akar pozitiflik oranının yüzde 39,47 olarak tespit edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
     Araştırma kapsamındaki konutlarda, ev tozu akarı olarak bilinen dermatophagoides türlerinin oranı yüzde 8,2 olarak tespit edilmiştir. Çalışmada, konut tipine göre akar görülme oranları da araştırılmış, gecekonduların yüzde 72,7sinde, müstakil evlerin yüzde 47,9unda, apartman dairelerinin ise yüzde 18,2sinde akar tespit edilmiştir. Sobalı evlerin yüzde 67,5inde, kaloriferli evlerin yüzde 78,7sinde de akar olduğu ortaya çıktı.
     Kaloriferli evlerde akar oranının daha düşük çıkmasının beklendiğini, ancak bu oranın kalorifer tipine göre değiştiğini vurgulayan Yazar, Eğer kalorifer merkezi sistem değilse, ev sürekli sıcak olmayacağı ya da bütün odalar aynı ısıda olmayacağı için nem yüksek olabilir. Tabii ki, nemin yüksek olmasına bağlı olarak akar oranı da artıyor. Bu olay tamamen nem oranına ve ısıya bağlı, ancak rakım da önemli. Akarlar yüksek rakımlarda yaşayamıyorlar diye konuştu.
    
     -Astım, dermatit ve rinite sebep olabilir-
    
     Yazar, ev tozlarındaki temel alerjenin akarlar olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
     Akarlar, polenlerden sonra alerjik hastalıkları tetikleyen ikinci önemli faktördür. Bu canlıların dışkıları, kılları, dış iskeletleri, iç dokuları insanda alerjik reaksiyonlara sebep olan proteinler ihtiva eder. Kuruyup toz haline geldiğinde havada uçuşan ve solunum yoluyla alınabilen alerjen proteinler, mayt dışkısında yüksek konsantrasyonda vardır. Mesela, D. pteronyssinus ve D. farinae diye isimlendirilen maytların en az 20 çeşit alerjen ihtiva ettiği bilinmektedir. Bu alerjenlerin duyarlı kişilerce alınması astım, dermatit ve rinite sebep olabilir. Belirtileri ise hapşırma, kaşıntı, hırıltılı solunum yanında diğer alerjik reaksiyonlar, yorgunluk, baş ağrısı, depresyon şeklinde karşımıza çıkabilir.
     Elektrikli süpürgelerin, maytların üremesine negatif etkisi olduğunu anlatan Yazar, halıların çırpılmaması, duvardan duvara halı kullanılması, ısı tasarrufu için havalandırmanın azaltılması ve hava nemlendirici sistemlerin mayt üremesini pozitif yönde etkilediğini bildirdi.
     Yazar, evlerin zeminlerindeki tozların yüzde 70 oranında ev tozu akarlarından oluştuğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Yataklardaki ev tozu akarı konsantrasyonunun zeminlerdeki tozlardan 100 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir. Yataklar ev tozu akarlarının en önemli biyolojik habitatı olarak kabul edilir. Halı ile kaplı zeminlerde daha yüksek akar konsantrasyonu tespit edilmiştir. Maytlar, giysilerle evden eve yayılabildiği gibi, toz ve rüzgarla da taşınabilir. Kuru iklim ve yüksek rakımda daha nadirken, nemli ve denize yakın bölgelerde daha sık görülmektedir.
    
     -Akarlardan korunma yöntemleri-
    
     Prof. Dr. Süleyman Yazar, ev tozu akarlarını öldürmekle, alerjenlerden korunmanın aynı şey olmadığına dikkati çekerek, şunları ifade etti:
     Bir evdeki tüm maytlar öldürülse bile alerjenler ortadan kaldırılmadığı sürece alerjenle karşılaşma riski değişmez. Belki alerjen yükünü geçici olarak azaltabilir fakat maytlar tekrar çoğalıp dışkılarını bırakarak alerjen yükünü artırır. Fiziksel ve kimyasal yöntemlerle maytların öldürülmesi, vakumlu temizlikle alerjenlerin ortadan kaldırılması, rutubet gidericiler ve mekanik havalandırma sistemleri ile ortamdaki nem oranının düşürülmesi; buhar, güneş ışığı ve ultraviyole uygulanması, sıcak su ile yıkama ve kuru temizleme, giysilere 10 dakika sıcak uygulama ve sıfır derecede dondurma, toz akarlarının ölmesinden sonra ortamdaki alerjenlerin kuru veya ıslak vakumlama ve yıkama ile ortadan kaldırılması, bazı kimyasallarla alerjenlerin denatüre edilmesi ve 100 derecede 15 dakika kaynatma ile fiziki denatürasyon korunmada kullanılabilecek yöntemlerdir.
    
     Yayıncı: Ahmet Kayır
06 Şubat 2013 11:30
DİĞER HABERLER