Bursa Cumhuriyet Savcılığı tarafından tarafından hazırlanan 158 sayfalık iddianamede Erol Evcil ve diğer sanıkların 48 milyon YTL'lik kara parayı akladıklarını belirtildi.
İddianameye göre Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş., SSK Bursa İl Müdürlüğü, Türkiye İş Bankası A.Ş. Evcil'den alacakları olan toplam 367 milyon 718 bin 336 YTL nedeniyle mağdur oldu. Erol Evcil'in devletin çeşitli kurumlarına olan borcuna rağmen kara parayı aklamak için bankacılık sektörünü kullandığı öne sürüldü.
Bursa Cumhuriyet Savcılığı'nın görevsizlik kararı vererek İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği dava dosyasında 158 sayfalık iddianame yer aldı. 35 müşteki, Erol Evcil ve Hüseyin Kayapalı'nın da aralarından bulunduğu 211 sanıklı dava dosyasındaki iddianamede, deliller 93 madde halinde belirtildi. İddianamede yer alan deliller arasında Nilüfer Turizm'in sahibi Hüseyin Kayapalı'nın talimatı ile Engin Eren tarafından tutulan ve yaklaşık 20 milyon YTL'lik para alışverişlerini içeren deftere ve Erol Evcil tarafından cezaevinden yazılan mektuplara yer verildi. Deliller arasında yer alan İş Bankası kredi belgelerinde Evcil'in sahte çekler vererek ve yanıltıcı kredi araştırma tutanakları düzenleyerek İş Bankası'ndan 200 milyon dolar civarında kredi alarak bankayı dolandırdığı öne sürüldü. Evcil'in cezaevinden yazdığı mektuplarda ise Nilüfer Turizm'in sahibi Hüseyin Kayapalı'dan 'banka' diye bahsettiği, cezaevinde 40 bin Mark harcadığını, 20 bin Mark'ını rüşvet olarak verdiğini, diğerleri ile de telefon ve silah getirttiğini söylediği belirtildi.
Deliller bölümünde yer verilen TMSF'nin bir yazısında, Evcil'in el konulan Sümerbank, Demirbank, Egebank, Toprakbank ve Türkbank'tan aldığı kredilere ilişkin toplam borcunun 129 milyon 96 bin YTL olduğu kaydedildi. Erege Metal firmasının genel müdürü Muammer Bilgiç'in bilgisayarından elde edilen belgelerde Erege Metal Demir Çelik Fabrikası ile Sider Sivas Demir Çelik İşletmesi Fabrikaları'nın sahibinin Erol Evcil olduğu ve Evcil'in kendi kişisel vergi ve diğer borçlarına ilaveten tartışmalı bir şekilde ele geçirdiği firmada da KDV gibi müşteriden almış olduğu parayı devlete ödemeyerek oluşturduğu fon ile şirketini finanse ettiği tespit edildiğine yer verildi. Yazıda ayrıca, Evcil'in bu aldığı firmada da 'yine KDV borcunu ödemeyen, sürekli öteleyen, bu arada piyasaya ciddi bir şekilde borçlanan ve ödemeyen, sürekli yeni şirketler kuran ama devlete de borç yapan bir kişi olduğu, tüm bu borçlanmalara rağmen yaşantısından taviz vermeyen, 'krallar gibi' yaşayan, yeni yatırımlar yapan, gazete çıkarmaya hazırlanan, ortada sürekli yeni şirketler kuracağı yönünde söylentileri dolaşan bir kişi olduğundan bahsediliyor. Yazının devamında, devlete kafa tutan, etrafındakileri kasa olarak kullanan, bir takım güçleri finanse eden, piyasaya verdiği korku ile iş çeviren, çok hızlı büyüyen, demir çeliği büyük paralar döndüğü için bir kara para aklama makinesi olarak tercih eden, hem devleti hem de piyasayı dolandıran, demir çelik sektörü için tehlike olan, çok yakında zeytin kralı olduğu gibi demir çelik kralı olacak ve bu nedenle mesleki örgütlenmeler içine alınmayan karanlık bir kişi' diye bahsediliyor.
Evcil'in Çakıcı ile olan ilişkileri, sahip olduğu firmalar ve daha önce yargılandığı davalara ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilen iddianamede, telefon dinleme tutanaklarının büyük bir bölümü de yer aldı. Erol Evcil hakkında yürütülen soruşturmada, 17 Şubat 2006'da adamlarının hesaplarına tedbir konduğu, bu tedbirin kaldırılmasının ardından Evcil'in parayı nakit olarak İstanbul'dan aldığı ifade edilerek, kendisine helikopter temin edilemediği için 4 milyon dolar ile İstanbul'un ortasında kaldığı öne sürüldü.
Erol Evcil'in yıllardan beri pek çok şirket kurduğu, şirketlerinin hemen hemen tümünde vergi borçlarını ödemediği, vergi borçlarının gerçekçi olarak belirlenmesini önlemek amacıyla her türlü muhasebe hilelerine başvurduğu öne sürüldü. Sigorta pirimlerini ödenmediği, sigortasız işçi çalıştırdığı, sahte fatura ve belgeler düzenlediği, paravan şirketler üzerinden karmaşık alışveriş işlemleri gerçekleştirdiği iddia edildi. Banka görevlileri ile iş birliği yaparak yanıltıcı raporlar düzenlettirip kendisine yüksek oranlarda kredi verilmesini sağladığı ifade edildi. Şirket hisselerini devamlı olarak yakınlarının üzerinde tuttuğu, devleti hileli davranışlarla zarara uğramasını sağlayarak dolandırdığı iddia edildi. Evcil'in çok yüksek miktarda kara para olarak adlandırılan hukuk dışı sermayeyi bankacılık sektörünü kullanarak iş dünyasına girip yatırımlar yaparak gayrimenkullar alarak aklamaya çalıştığı öne sürüldü.
"48 MİLYON YTL KARA PARA AKLANDI"
İddianamede, kamu kurum ve kuruluşlarına olan trilyonlarca lira borcu bulunan Evcil'in kendi adına ticari faaliyette bulunmadığı, gayrimenkul ve araç edinemediği için de ticari faaliyetlerini etrafından bulunan örgüt üyeleri, yakın akrabaları ve adamları adına sürdürdüğü anlatıldı.
Soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda Erol Evcil ile Hüseyin Kayapalı tarafından kara para aklamak amacıyla çok sayıda kişiden oluşan bir organizasyon akladığı, 1999-2006 yılları arasında çeşitli bankalardan 316 farklı kişi adına mevduat ve yatırım hesapları açıldığının, organizasyonun en az 48 milyon 22 bin YTL kara parayı akladığının bildirildiği anlatıldı. 3 ayrı döneme ilişkin teftiş raporlarında da 1995 yılı rakamı ile 1 trilyon liraya varan sermayesinin kaynağının anlaşılamadığının bildirildiği ifade edildi.
Hüseyin Kayapalı ile Erol Evcil'in tanışıklıklarının 1990'lı yıllara dayandığı, aralarında hem tespit edilen hem de henüz deşifre edilemeyen miktar ve yöntemlerle para trafiği olduğu belirtilen iddianamede, Nesim Malki'nin öldürülmesi olayının azmettiricisi olarak Erol Evcil'in cezaevine girmesinin ardından Hüseyin Kayapalı'nın servetinde hayal ötesi artışların yaşanmasının bir tesadüf olmadığı ifade edildi.
İddianamede Kayapalı ile ilgili olarak, "Zaman zaman zarar eden küçük bir otelin sahibi iken Hüseyin Kayapalı, bu tesadüf sonrası katlanarak artan ve bugün tamamen firmaya ait 80 civarı otobüsle ülkenin en büyük kara taşımacılık firmalarından olan Nilüfer Turizm'in de aralarında bulunduğu trilyonlarca ciroluk firmalara sahip olmuştur. Bu durum hayatın normal akışı ile izah edilemez." İfadelerine yer verildi.
İddianamede Evcil ile birlikte örgüt lideri olduğu öne sürülen Nilüfer Turizm'in sahibi Hüseyin Kayapalı'nın sahip olduğu gayrimenkullerin değerinin 20 milyon 183 bin YTL civarında olduğu, eşi Serpil Kayapalı'nın üzerine kayıtlı da 1 milyon 500 bin YTL değerinde olduğu öne sürüldü.
Devlete milyonlarca YTL borcu olan Erol Evcil'in korumalarının giyim kuşamlarından konaklamalarına, lüks araçların masraflarından iaşelerine kadar birçok maliyeti karşıladığı belirtilen iddianamede, sergilenen görünümün halkın gözünde devletin bir zaafı olarak algılandığı kamu güvenliğini ve barışını tehlikeye soktuğu anlatıldı.
Örgütün yapısına da yer verilen iddianamede Erol Evcil'in suçtan elde ettiği malvarlığı değerlerini aklayarak toplum içerisinde saygın ve güçlü bir konuma gelmeye çalıştığı öne sürüldü. Örgüt içersinde Evcil'in tartışmasız ve karşı çıkılmaz lider konumunda olduğu, kendisine en yakın adamların ise Hüseyin Kayapalı, İlyas Iç, Hakan Karakurt, Yusuf İlhan, Fettah Erdem, Ahmet Büyükdoğan, Mehmet Atak, Halil İbrahim Uysal olduğu ifade edildi. Örgüt disiplini ve hiyerarşisi muhafaza edilerek şifreli konuşmalar ile gizlilik unsuru da göz ardı edilmeden, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi için devamlı bir birlikteliğin söz konusu olduğuna yer verildi.
İddianamede; Bursa, İstanbul ve İzmir'de bulunan bankaların şube müdürü olan 9 kişinin de bilirkişi raporları ile tespit edilen şüpheli para hareketi hakkında bildirimde bulunmadıkları veya geç bildirimde bulundukları öne sürüldü. Şubede işlem gören paranın gerçek sahibinin Erol Evcil veya Hüseyin Kayapalı'nın olduğunu ve paranın suçtan elde edilen değer olduğunu bildikleri belirtildi. Soruşturma kapsamında örgütün aklama suçunu özellikle bankacılık sektöründe yaptıkları yoğun eylemler ile gerçekleştirdikleri, parayı riske atmamak için örgüt üyeleri ve liderlerinin her banka işleminden önce kendileri ile yakın olan ve tanıdık banka müdürleri ile çalışmayı alışkanlık haline getirdikleri kaydedildi.
Sanıklardan Sibel Kayapalı'nın yoğun şekilde hesaplarını havale ve EFT için kullandığı, hesaplarında bazen 37 milyon YTL varan miktarlarda para bulunduğu ancak soruşturma sürecinde tedbir uygulamaları nedeniyle paranın tamamını hesaplardan çekip Hüseyin Kayapalı'ya devrettiği öne sürüldü. Ömer Kartal, Mustafa Aydınalp, Necati Varkoş, Emine Vildan Varkoş, Serpil Kayapalı, Derya Kayapalı, Pınar Kayapalı, Mustafa Kayapalı'nın hesaplarında bulunan toplam 17 milyon 117 bin 745 YTL'ye mahkeme kararı ile el konulduğu belirtildi.
158 sayfalık İddianamede, soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda Avukat Ferruh Kaya'nın da gayrimenkullerinin değerinin 15 milyon YTL olduğunun belirlendiği ifade edildi. Ferruh Kaya'nın üzerine kayıtlı çok değerli 67 gayrimenkulun bulunduğu belirtilen iddianamede bunların çok fazla olduğu, kazancı ile orantılı olmadığı, hakkında Erol Evcil'in gizli gayrimenkul kasası olduğuna dair ihbar da göz önüne alındığında gayrimenkul hesaplarının şüpheli olduğu yönünde görüş bildirildiği belirtildi. Ferruh Kaya'ya ait gayrimenkullerin tarihlerinin 1998-2005 yılları arasında olduğunun bu tarihlerde avukatlık mesleğinin haricinde herhangi bir gelir getirici işinin bulunmadığı belirtildi. Gayrimenkul edinme tarihlerinin Erol Evcil'in Malki cinayeti davasında tutuklandığı tarihten sonraki tarihlere uygun olması, gayrı menkulleri kazanma şekli hususunda mantıklı şeyler söylememesi, gayrimenkullerin Evcil'e ait kara para olarak adlandırılan hukuk dışı sermaye ile satın alındıkları kesin kanaatinin edinildiği kaydedildi. Fatih İmal'ın üzerine kayıtlı 1 milyon 200 bin YTL değerindeki 4 adet apartman dairesinin bulunduğu, İmal'in ifadesinde söz konusu dairelerin Evcil'e ait olduğunu, evlerin İş Bankası tarafından borçları nedeniyle satışa çıkarıldığını Evcil'in talimatı ve parasını Mones Ltd. Şti'den karşılanmak üzere icra yolu ile satın aldığını bu daireler karşılığında kendisinden herhangi bir para çıkışının olmadığını söylediği belirtildi. Erol Evcil'e ait olan 1 milyon YTL değerindeki 2 dairenin de haciz yolu ile satışa çıkarıldığı Evcil'in talimatı ve sermayesi ile Fettah Erdem tarafından satın alındığı öne sürüldü. Yine Evcil'e ait olduğu belirtilen ve icra yolu ile satışa çıkartılan bir dairenin de aynı yöntemle Hakan Karakurt tarafından alındığı belirtilen iddianamede, Erol Evcil'in ikametgahı olan villanın da başka şahıslar üzerine kayıtlı olduğu belirtildi.
İddianamede ayrıca Sivas Demir Çelik Fabrikası'nın hatırı sayılır şekilde fazla olan gayrimenkullere sahip olduğu tedbir kararı gereğince şerh konularak satılma durumları engellendiği ifade edildi.
İddianamede 14 sanığın örgüt liderleri Erol Evcil ve Hüseyin Kayapalı'nın koruması adı altında silahlı güç oluşturdukları özellikle polis memurlarının bu grup içinde bulunmaları sağlanarak örgütün silahlı gücünün kolaylıkla oluşturulduğu öne sürüldü. İddianamede Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş., SSK Bursa İl Müdürlüğü, Türkiye İş Bankası A.Ş. Evcil'den alacakları olan toplam 367 milyon 718 bin 336 YTL nedeniyle mağdur konumunda yer alırken Evcil'e ait iş yerlerinde çalışan 29 kişi ise maaş ve tazminatlarını alamadıkları için müşteki olarak yer aldı.