Evet, sanki o bir teflon tava

Gazeteci Yazar Hasan Cemal Türkiye'nin son dönemdeki gündemini analiz etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son çıkışlarını değerlendiren Cemal ,' insan bu memlekette gün geçtikçe akıl sağlığını korumakta gerçekten zorlanıyor' dedi.
Teflon tava!


Akıl sağlığımızı korumak her geçen gün zorlaşıyor.
Tayyip Erdoğan muhtarları toplayıp demiş ki:            

Elinde silahı olan teröristle, elinde
doları, avrosu, faizi olan terörist
arasında hiçbir fark yok.

Demiş ki:

Döviz kurunu bir silah gibi      
kullanıyorlar.
Bunların hedefi, Türkiye'yi      
hedeflerinden uzaklaştırmaktır.

Demiş ki:

Yahu, bu anayasa değişikliği
şahsımla ilgili değil ki!

Evet, insan bu memlekette gün geçtikçe akıl sağlığını korumakta gerçekten zorlanıyor.
Hepimizin zekâsıyla her Allah'ın günü alay etmekte olan bir Erdoğan var karşımızda.
Sanki, bu memleketi yıllardır tek başına idare eden o değil.
Sanki, Türkiye'yi içeride ve dışarıda çıkmaza sokan kararların arkasında o yok.
Sanki, doların parayı pul eden füze gibi yükselişinde en büyük sorumluluk onun değil.
Sanki, demokrasi, hukuk ve özgürlüğü sıfırlayan anayasa değişikliği için bastıran o değil.
Sonra da, karşımıza geçip zekâmızla alay edebiliyor.
Akıl alır gibi değil.
Sanki teflon tava!

Hiçbir şey yapışmıyor ona. Hiçbir şeyin sorumlusu o değil.

Türkiye dışarıda tehlikeli maceralara giriyormuş...

Anayasa değişikliği, diktatörlük kapısını ardına kadar açıyormuş...

Olumsuz siyasi gelişmeler doları tetiklerken, ekonomik krizi yakınlaştırıyormuş...

Umurunda bile değil.

Evet, sanki o bir teflon tava.

Hiçbir şey yapışmıyor, kendini hiçbir şeyden sorumlu hissetmiyor.
O ne dese haklı.
Sesini çıkarmaya kalkan terörist oluyor, hain oluyor, casus oluyor.
Ve hapsi boyluyor.
Bu yüzden artık çıt çıkmıyor. Herkes korkudan sindikçe siniyor.
Dolarda, ekonomide olan biteni iş dünyası görmüyor mu? Ekonomiyi yakın takipte tutan çevreler görmüyor mu?
Hepsi farkında.
Ama açık açık eleştirene rastlanmıyor. Büyük çoğunluk tam siper.
Nuray Mert Cumhuriyet'teki köşesinde, "Medyada, 'ekonomi kötüye gidiyor' demek bile cesaret işi; terör sanki doğal afet!" diye yazıyordu.
Haksız mı?
Artık çıt çıkmıyor.

Örneğin, doları frenlemek için faizleri artırmak lazım. Ama Erdoğan engel buna. Faizlerle oynayanı terörist bile ilan etmiş durumda.
Bu durumda Merkez Bankası, doların ateşini birazcık  düşürmek için kamuoyuna çaktırmadan, ancak konunun uzmanlarınca farkedilecek araçlarla, gizli gizli faiz artışı yapıyor.
Bir başka deyişle:

Finansal takiye devreye sokuluyor.

Erdoğan da muhtarları karşısına alıp, 'dolarlı faizli teröristler'den dem vurabiliyor.





Son bir nokta daha.

Haftaya ABD'de başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Donald Trump ilk basın toplantısında, CNN'den bir gazeteciyi sorusundan dolayı azarladı. Bu da Erdoğan'ın hoşuna gitmiş, "Trump ne güzel benzetti muhabiri" demiş...
Ama unutuyor.

Trump hiç olmazsa gerçek gazetecileri karşısına alıyor, onların istedikleri soruyu sormalarına imkân tanıyor.


Erdoğan bunu yapamıyor.
Bugüne kadar gerçek bir basın toplantısı düzenlemiş değil.
Çünkü korkuyor.
Bazı gerçeklere ışık tutabilecek sorulara muhatap olmaktan korkuyor.
Böyle soruların kamuoyunda dillendirilmesinden korkuyor.
Gerçek gazetecilerden bunun için korkuyor. Korktuğu için de hapishaneler gazetecilerle dolu...
13 Ocak 2017 16:09
DİĞER HABERLER