CHP Genel Başkanı Kamal Kılıçdaroğlu seçimler öncesi gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, bazı partililerin istifa ederek başka partilerden aday olmasına ilişkin olarak, "Kendisi aday gösterilmediğinde başka bir partiye gidiyorsa, ben bunu siyaseten ve etik değerler açısından doğru bulmuyorum. CHP'de kimse mevki için bulunmuyor, bulunanlar ise zamanla partimizden ayrılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
CHP'de iç çekişmenin söz konusu olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, istifa eden Akif Hamzaçebi'nin şu anda İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu ile çalıştığını kaydetti.
CHP'den istifa ederek DSP'den Şişli'ye aday olan Mustafa Sarıgül'ün aday gösterilmediği için parti değiştirerek aday olmasını doğru bulmadığını ifade etti. Sarıgül'ün Eyüp'ten aday olmasını istediğini ancak kabul etmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Şişli’de oylarınızı böler mi?" sorusuna, "O ayrıntıya girmek istemiyorum. Şişli’yi alacağız, göreceksiniz..." diye yanıt verdi.
Hürriyet'ten İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının bir bölümü şöyle:
- Partinizde size karşı kırgınlık olduğunu düşünüyor musunuz?
-Aday olamayanların burukluk yaşamaları, kırgınlık yaşamaları insani bir şey... Bu durumu anlayışla karşılamak gerekir. Demokrasinin de gereği budur zaten. Alkışları, eleştiri ve kırgınlıkları olgunlukla karşılayacaksınız. Aday gösterilmediği için burukluk yaşayan, bunu ifade eden arkadaşlarımıza karşı bir kızgınlık içinde olma hakkımız yok, bunu hoşgörüyle karşılama sorumluluğumuz var. Bu sadece bana dair bir yaklaşım da değil. Parti kültürümüzde olan bir yaklaşım. Halen partisine sadakatle, özveriyle bağlı yüzlerce partilimiz var ki kendileri geçmişte bulundukları mevkilere yeniden aday gösterilmediler ancak küsmediler. İl, ilçe örgütlerimizde, parti üst kademe yönetimlerinde görev almayı sürdürüyorlar ya da sade bir üye olarak partimize güç vermeye devam ediyorlar. Çünkü bu arkadaşlarımız, partililik bilincini, vatanseverliği, bir dikta yönetimine karşı verilen mücadeleye destek olma kararlılığını, herhangi bir makamda oturmaktan çok daha ulvi bir görev olarak görüyorlar. Dolayısıyla, CHP’de kimse mevkiler için bulunmuyor, bulunanlar ise zamanla partimizden ayrılıyor.
- 31 Mart sonrasında koltuğunuzu sağlama almak için muhalifleri saf dışı bıraktığınız iddiası var...
-“Muhalif” denilen arkadaşlarımız, olağanüstü kurultayın toplanması için imza atanlar ise ben kendilerini “muhalif” olarak görmüyorum. Kurultay toplanması için imza veren arkadaşlarım, demokratik haklarını kullanmışlardır. Geldiğimiz noktada da bu arkadaşlar arasında belediye başkanlığına aday gösterilen çok sayıda isim var. Göreceksiniz, belediye meclis üyeliklerine de aday gösterilecekler. Ki imza vermeyen arkadaşlarımız arasında da aday gösterilmeyenler var. Sözün özü, parti yönetimimiz adaylarımızı, olağanüstü kurultay sürecindeki konumlarına göre belirlememiştir.
(...)
- DSP’yi de konuşmak gerekiyor. Mustafa Sarıgül, Handan Toprak gibi güçlü birkaç isim DSP’den aday olacak...
-Geçen yerel seçimlerde de benzer uygulamalar oldu. Bizim aday göstermediklerimiz başka bir partiden aday oldu. Örneğin Aliağa gibi bir yeri de bu yüzden kaybettik. Bu noktada DSP’ye bir şey söylemek istemem. Nihayetinde bir siyasi partidir, tercihlerine saygı duyarız. Benim doğru bulmadığım uygulama, bir siyasi partiden belediye başkanı ya da milletvekili olan arkadaşımızın aday gösterilmediğinde başka bir partiden aday olmasıdır.
- Mustafa Sarıgül’ü neden aday göstermek istemediniz?
-Başka bir yerden, Eyüp’ten aday olmasını istedim. Kabul etmedi.
- Şişli’de oylarınızı böler mi?
-O ayrıntıya girmek istemiyorum. Şişli’yi alacağız, göreceksiniz...
- DSP Genel Başkanı, “CHP karşıtı değiliz ama İYİ Parti’ye gösterilen özenin bize de gösterilmesini beklerdik” diyerek sitemkâr konuştu. Bir ittifak olamaz mıydı?
Arkadaşlarımız Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı DSP ile görüştü, daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.