Faruk Akkan: Basının susturulduğu yerde halkın hakkını savunması imkansızdır

Silivri'de tutuklu bulunan gazeteciler için devam eden umut nöbetini Cihan Haber Ajansı (Cihan) Genel Müdürü Faruk Akkan ve Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yöneteni İdris Gürsoy devraldı. Tutuklulukların bitmesini isteyen Akkan, "Basının susturulduğu yerde normal sıradan vatandaşların, halkın kendi hakkını hukukunu koruması neredeyse imkansız hale gelir. Bir an önce bu zulüm sona ersin." dedi. Yargılama hukuk kuralları içersinde olmalı diyen Gürsoy da, "Normalde herkes yargılanabilir ama bunun hukuk kuralları içerisinde ve tutuksuz yargılama esas olma kaydıyla yapılması gerekir. Burada tam bir cezalandırma söz konusu. Gazeteciler içeride ve ülkemiz de rezil oluyor. Bu rezilliğe bir an önce son vermek gerekir." ifadelerini kullandı.

Silivri'de tutuklu bulunan gazeteciler için başlatılan umut nöbetine gazeteci Faruk Akkan, ve İdris Gürsoy devam etti. Mesleki dayanışma için Silivri'ye geldiklerini söyleyen Akkan, "İçeride farklı görüşlerden 30'un üzerinde arkadaşımız tutuklu olarak yargılanıyor. Bu sürecin bir an önce sona ermesini arzu ediyoruz. Tutuksuz olarak yargılanmalar devam etsin. Basının susturulduğu yerde normal sıradan vatandaşların, halkın kendi hakkını hukukunu koruması neredeyse imkansız hale gelir." dedi.

Tutuklulukların bitmesini isteyen Akkan, "Bir an önce bu zulüm sona ersin. Bir an önce içerideki arkadaşlarımız serbest bırakılsın ve tutuksuz olarak yargılanma süreci başlamış olsun. Ancak demokratik ülkelerde bu şekilde süreçler devam ediyor. Ülkemizde de gerçek anlamda demokrasinin bir an önce inşa edilmesini, kurulmasını arzu ediyoruz. Bunun için burada bulunuyoruz. İçeride bulunan arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza destek veriyoruz. Farklı görüşten insanların bir an önce içeriden çıkmaları ve tutuksuz olarak yargılanmaları en büyük arzumuz." ifadelerini kullandı.

GÜRSOY: CEZA İNFAZ KURUMLARI ESİR TOPLAMA KAMPI GİBİ

Basın özgürlüğü için Silivri'ye nöbete geldiklerini belirten İdris Gürsoy da "İçeride çeşitli görüşlerden, çeşitli gazetelerden meslektaşlarımız var ve bunlar maalesef gazetecilik faaliyetlerinden dolayı içerideler. Dünyanın hiçbir yerinde, demokratik ülkelerinde gazeteciler yazdıklarından dolayı yargısız infaza uğramıyorlar. Ama Türkiye'de şuanda böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. Silivri Ceza İnfaz Kurumu adeta bir esir toplama kampı gibi iktidara karşı olan muhalif görüşteki hemen herkes bir sebepten dolayı ya casusluk ya vatana ihanet ya iktidarı devirmeye teşebbüs gibi göstermelik suçlardan dolayı içerideler." diye konuştu.

Yargılamaların hukuk kuralları içerisinde olması gerektiğine dikkat çeken Gürsoy, şöyle devam etti: "Mesela Hidayet Karaca bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra ancak mahkemeye çıkıyor. Normalde herkes yargılanabilir ama bunun hukuk kuralları içerisinde ve tutuksuz yargılama esas olma kaydıyla yapılması gerekir. Burada tam bir cezalandırma söz konusu. Gazeteciler üzerinden bütün toplum, bütün medya organları susturulmak isteniliyor. Fakat Türkiye demokratik bir ülke, demokrasi tecrübesi bir asrı aşkın. Tek parti dönemi ve ondan sonra olağanüstü dönemlerde yaşanan bu uygulamalar geçici olmuş. Bir şekilde bu uygulamalarda geçecek."

Gazetecilerin birbirine destek olması gerektiğini kaydeden Gürsoy, "Bu amaçla buradayız ama en kısa zamanda umuyoruz ki gazeteciler özgürlüklerine ulaşırlar. Gazetecilerin sustuğu bir ülkede aslında ülke susmuş demektir. Türkiye'ye bunu yaşatmaya hiçbir iktidarın hakkı yok. Aslında gazeteciler içeride ve ülkemiz de rezil oluyor. Bu rezilliğe bir an önce son vermek gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Akkan ve Gürsoy'dan sonra umut nöbetini, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay devralacak.


CİHAN
06 Ocak 2016 12:29
DİĞER HABERLER