Salı akşamı izlediğimiz A Milli Takım şahane bir futbol sergilemedi belki ama yine de köklü bir futbol geleneği olan Avusturya’yı net bir skorla yenmesini bildi. Darısı Belçika maçına; o saçma sapan Azerbaycan maçı olmasa idi şimdi işler çok rahat olacak idi. Maçtan iki gece önce Hiddink’i ekranlarda izledim ve yaklaşımlarını çok beğendim. Kanımca Hiddink’in bugün Milli Takımın başında olması bir şans; umarım sonuçlar ne olursa olsun kendisinde ısrarlı olunur.
Hiddink, bilindiği gibi, 1990-1991 sezonunda Fenerbahçe’yi çalıştırdı ve saçma sapan bir gerekçe ile de 23. haftada görevine son verildi; başka bir ifadeyle de Hiddink yirmi sene önce bizi çalıştırmış bir teknik direktör.
Hiddink sonrası teknik direktörlere baktığınızda aslında Fenerbahçe’nin neden Avrupa’da başarısız olduğunu görüyorsunuz zira bilinçli bir ekol seçişi ve bu doğrultuda teknik direktör istihdamı söz konusu değil. Brezilyalılar (Parreira, Lazaroni, Zico) var ama aralarda da çoğunlukta olmak üzere Orta Avrupa kökenli teknik direktörler var, alman Löwe var, arada Aragones var ama olmayan bir tek şey ekol tercih istikrarı. Oysa Fenerbahçe’nin şiddetle, teknik direktör düzeyinde, doğru yapılmış bir ekol tercihinde istikrara ihtiyacı var.
Hiddink yirmi sene önce bizde teknik direktör idi, şimdi Milli Takımı çalıştırıyor, arada ise Chelsea’de bile görev yaptı.
Şu soruyu kendime sormadan yapamıyorum: Acaba bilinçli ve sorumlu bir Fenerbahçe yönetiminin arkasında durması sonucunda Hiddink yirmi senedir Fenerbahçe’yi çalıştırıyor olsa idi bizim bu yirmi sene içinde bir Avrupa kupamız, en azından bir final oynamışlığımız olur mu idi?
Bu sorunun bilimsel bir cevabı yok ama benim sezgilerim sanki sorunun yanıtının olumlu olabileceği yönünde.
Fenerbahçe Kulübü büyük bir kuarumdur, hiçbir zaman geç değildir, blinçli bir teknik direktör (ekol) tercihinde uzun seneler ısrarlı olunur ise, bu ısrarın, istikrarın mutlaka meyvaları alınır.
Bu saptamamın Aykut için de geçerli olduğu kanısındayım. Bir senelik, hatta sene içinde değiştirilen teknik direktörler üç büyüklere yakışmıyorlar.