Festivalde 'Arşivcilik' paneli yapıldı

Sinema yazar Agah Özgüç, ''Türkiye'de belge yok ki arşiv olsun, hepsi ya yakılmış ya atılmış'' dedi.
47. Altın Portakal Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen ''Arşivciler Kara Kutularını Açıyor – Bende Kalmasın'' başlıklı açık oturumda, yakın tarihe ait belgelerin arşivlenmesi konusu masaya yatırıldı. Sinema yazarı, arşivci Agah Özgüç ve Ali Can Sekmeç, Hollanda Eye Film Enstitüsü'nden Sessiz Film Uzmanı Elif Rongen Kaynakçı, Ankara Üniversitesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı, kent tarihçisi Hüseyin Çimrin, arşivci Vadullah Taş, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin'in konuşmacı olarak katıldıkları açık oturumun moderatörlüğünü Akdeniz Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Merih Taşkaya yaptı. Sinema üzerine birçok kitap ve araştırmaya imza atan arşivci Agah Özgüç, ''Türkiye'de belge yok ki arşiv olsun'' diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Arşivlenmesi gereken belgeler ya yakılmış ya atılmış. Belge olmadığı için arşivler de zayıf. Bir de koleksiyonla arşivi birbirinden ayırmak lazım. Koleksiyoncu kendisi için toplar. O topladığına bakar, topladığı da ona... Ama arşivcinin sorumluluğu vardır. Korumak ve paylaşmak zorundadır.'' Türkiye'de ve dünyada arşivciliğin algılanış biçimini bir anısını anlatarak karşılaştıran Özgüç, ''Bir zamanlar Fransa'da bir sahafta kitap beğendim, almak istedim. Satıcı kitabı ne yapacağımı sordu. 'Alıp götüreceğim, arşivimde koyacağım, faydalanacağım' dedim. Türkiye'ye götüreceğimi duyunca kitabı satmaktan vazgeçti. Düşünebiliyor musunuz, kitabın ülke dışına çıkmasını istemedi'' diye konuştu. Altın Portakal'da bile ciddi bir arşiv çalışması yapılmadığını ifade eden Özgüç, elindeki belgelerle Altın Portakal Film Festivali'nin tarihini yazacağını söyledi. -''SAKLANAN DEĞİL KORUNAN'' Sinema yazarı ve arşivci Ali Can Sekmeç ise konuşmasında arşivlerin ''saklanan'' değil, paylaşmak için ''korunan'' bir varlık olması gerektiğine değindi. Sekmeç şunları söyledi: ''Belgeleri toplamak zor, saklamak ayrıca zor. Bu belgeleri, arşivleri üreten insanlara aktarmak, paylaşmak zorundayız. Biz onları sadece koruyoruz. Sahibi değiliz çünkü biz çekmedik. Arşiv çalışması yapmak bana bir misyon yükledi. Bir an önce bir yerlerde çalışma yapılsın ki ben de arşivimdekileri onlara açayım istiyorum.'' Yabancı ülkelerdeki festivallerde gösterilen tüm filmlerin birer kopyasının arşivlendiğine dikkati çeken Ali Can Sekmeç, Altın Portakal'ın arşivinde bugüne kadar gösterilen tüm filmlerin bulunmadığını, bunun da son derece üzücü olduğunu söyledi. -''DİJİTALLEŞTİRMEK GEREK''- Daha sonra söz alan Hollanda Eye Film Enstitüsü'nden Sessiz Film Uzmanı Elif Rongen Kaynakçı ise arşivleme konusundaki yetersizliklere bütün dünyada rastlandığını ifade etti. Kaynakçı, ''Agah Bey'in sözüne katılıyorum. Sonuçta kağıdın bir ömrü var. Arşivleri dijitalleştirmek gerekiyor. Ama bu kolay bir iş değil. Ciddi bir parasal kaynak gerekiyor'' dedi. UNESCO'nun 27 Ekim tarihini ''Dünya Görsel Bellek ve Miras Günü'' ilan ettiğini vurgulayan Kaynakçı, şöyle devam etti: ''Bunun anlamı, bütün arşivler dünyaya aittir. Bütün belgelere, arşivlere bu gözle bakmalı ve paylaşmalıyız. Macaristan yapımı 1914 tarihli bir filmin restorasyonu için Hollanda olarak biz destek verdi ve restorasyonu başlattık. Ancak ekonomik kriz yüzünden tamamlayamadık. Biz de filmi New York'a yolladık. Yani bu işlerde evrensel düşünmek zorundayız. Kültürel miraslar tüm insanlığın sorumluluğudur.'' AA
13 Ekim 2010 00:11
DİĞER HABERLER