''Bu kitabı okurken Hocamızla geçen 53 senelik hayatımı sanki tekrar yaşadım, hadiselerin perde arkasını bilmediğim çok şey öğrendim. Üstadımızın “80 küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum” dediği gibi, Hocamızın da mahkemelerden, takiplerden, soruşturmalardan, medya baskısından azade neredeyse bir gün rahat yüzü görmediğini gördüm''
İsmail Büyükçelebi / samanyoluhaber.com
Fethullah Gülen Hocaefendi’yi bir kere daha keşfettim
Ben yazma özürlü bir insanım. Bununla beraber kendi kendime, eğer bu çalışmayı yapan kardeşimize bir teşekkür yazmazsam, vefasızlık etmiş olurum diyerek yazmaya karar verdim.
Kitap kulübü olarak bu aylarda, Faruk Mercan beyin “Allah Yolunda Bir Ömür” kitabını özetliyoruz. Dolayısıyla bugünlerde o kitabı okuyorum. Kitaba başlamadan önce çok boşlukların olabileceği zannı ile elime bir kağıt kalem alıp bunları not ederek Faruk beye bildireyim, gelecek baskılarda değerlendirilsin diye düşündüm. Kitabı okuyunca ise hayretler içinde kaldım. Faruk beyin bu kitabı ne zaman yazmaya karar verdiğini bilmiyorum, ama sanki Hocaefendi’yi tanıdığı ilk zamanlarda bu kararı almış ve bir vakanüvis gibi hadiseleri günü gününe, saati saatine takip edip hiç boşluk bırakmayacak şekilde ve hiç ifrata kaçmadan hocamızın yazılarını sohbetlerini, röportajlarını, siyasilerle akademisyenlerle, başta Papa ve Bartholomeos olmak üzere diğer dini liderlerle ve nihayet ABD’de kendisini ziyaret eden hukukçu, din adamı, akademisyen vb. insanlarla olan görüşmelerini ve onlara verdiği mesajları güzel bir şekilde arz ederek taşları nasıl yerli yerine oturttuğunu göstermesi gerçekten beni hayrete düşürdü.
Diğer taraftan Hizmet gemisini zaman, zemin ve şartlara göre bunca düşmanlarına rağmen nasıl selametle bugünlere getirdiğini, Hizmet’i dünyanın dört bir bucağına nasıl götürdüğünü, bunun yanında Hizmet mensuplarının – ama eğitim kadrosu, ama maddi destekçisi olan esnaf grubu olarak – katlandıkları fedakarlıkları da ihmal etmemesi kitabın ayrı bir güzelliği...
Kitabın yedinci bölümü olan “Siyasal İslamcıların Gülen’i Yok Etme Planı” kısmında bu Hizmet’i bitirme kararının ne zaman verildiği, bu planın adım adım, tarih be tarih nasıl yürütüldüğü, hiç ifrat ve tefrite kaçılmadan o kadar güzel verilmiş ki, “Bu çamuru kendi üzerimize biz sıçrattık” gibi düşünen bazı safdil kardeşlerimizin mutlaka okuması lazım olduğuna inanıyorum.
Kısacası bu kitabı okurken Hocamızla geçen 53 senelik hayatımı sanki tekrar yaşadım, hadiselerin perde arkasını bilmediğim çok şey öğrendim. Üstadımızın “80 küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum” dediği gibi, Hocamızın da mahkemelerden, takiplerden, soruşturmalardan, medya baskısından azade neredeyse bir gün rahat yüzü görmediğini gördüm. Ömür boyu çektiği bu sıkıntılarını içine gömüp dışa sızdırmadığını, sızdırıp da çevresine ümitsizlik vermediğini gördüm. Daha neler neler… Kısacası Hocamızı bir defa daha tanıdım, bir defa daha keşfettim.
Bu kitapla, Hocamızla ve Hizmetimizle alakalı söylenecek daha çok şey varsa da, kısa kesip bu kitabı ile bütün bu düşünceleri zihnimde canlandırmama vesile olan Faruk Mercan beye en içten tebrik ve teşekkürlerimi arz eder, kardeşlerimizin Hocamızı daha yakından tanımaları, bugünlere nasıl gelindiğini görmeleri için bu kitabı mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum.
Kardeşlerimiz kitabın hacmine, iktibasların küçük puntolarla basılmış olmasına bakıp da okumaktan korkmasınlar. Kitap çok akıcı bir üslupla yazılmış. Nitekim on gün kadar önce bir abimiz, “Maşallah öyle akıcı bir üslupla yazılmış ki, akşam elime aldım, sabah namazına kadar bırakamadım. Roman gibi, bir gecede 130 sayfa okumuşum” dedi. Gerçekten roman gibi kendini okutturan, Hocamızın 80 senelik hayatına, Hizmetimizn 50-60 senelik serüvenine kuş bakışı baktırabilen bir kitap… Mutlaka okunmalı ve çevremize tavsiye edilmeli…