Feyzioğlu: Televizyonların platformdan çıkarılması basın özgürlüğüne aykırı

Türkiye Barolar Birliği(TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu bazı televizyon kanallarının platformlardan çıkarılmasının basın özgürlüğüne aykırı olduğunu söyledi. Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) buna müdahale sorumluluğu olduğunu vurgulayan Feyizioğlu, çıkarma durumunda RTÜK'ün söz konusu platformların lisanslarının iptal edilmesine karar verebileceği yönünde madde bulunduğunu kaydetti.

Feyzioğlu, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Mersin Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti. Cemiyet Başkanı Ahmet Ünal, Başkan Feyzioğlu'na, cemiyetin çalışmaları ile ilgili bilgi verdi.

'POLİS KÖR ETME AMAÇLI BİBER GAZI SIKTI'

Feyzioğlu buradaki konuşmasına Antalya'nın Alanya İlçesinde basın açıklaması yapan avukatlara yönelik polisin biber gazlı müdahalesine değindi. Alanya'da meslektaşlarının ağır bir şekilde darp edildiğini ifade eden Feyzioğlu, "Dün arkadaşlarımız Ankara'daki katliamı protesto etmek üzere toplanmışlardı. Dün yapılan toplantının polis tarafından güç kullanılarak önlenmesi üzerine bu defa baro yönetimi, meslek örgütü olarak avukatlarla dayanışma anlamında bir basın açıklaması yapmak istedi. Yönetim kurulu üyelerimizi de vardı orada. Önce 10 santimetre mesafeden yönetim kurulu üyemiz Polat Balkan'ın gözünü içine gaz sıktı polis; bu kör etme amaçlıdır. Öyle tehlikeyi, saldırganı def etmek amaçlı değildir. Bu çok ciddi bir etkili eylemdir. Polis sahip olduğu kamu gücünü IŞİD teroristlerini etkisiz hal getirmek için bugüne kadar kullanmış olsaydı, halka baskı uygulamak yerine bir taraftan özgürlükleri sağlayıp, terörist hücrelerinin yuvalanmasını önleseydi bugün buralarda değildik. Ağır şekilde kınıyoruz ve meslektaşlarımıza saldıran polislerin ve saldırtan amirlerin hak ettikleri cezaya çarptırılmalarının takipçisi olacağız. Bu işin sonuna kadar gideceğiz. Bugün sonuç alınmaz, arkamız sağlam derler. Bu işin yarını, öbürünü var. Buradan söylüyorum, ayaklarını denk alsınlar. Gemiyi azığa aldılar. Öyle avukatın gözünün içine 10 santimetreden zehirli gaz sıkmak, altından kalkabilecekleri bir iş değildir gereği yapılacaktır. Sonuna kadar takip edeceğiz" diye konuştu.

'BAŞBAKANIN HUKUKİ DANIŞMANLARI İLE SIKINTISI VAR'

Feyzioğlu bir basın mensubunun Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'Canlı bomba eyleme geçmediği sürece yakalayamayız' şeklinde sözlerini sorması üzerine Başbakan'ın hukuki bir bilgilendirme yapılmadan ayak üstü yanlış bir konuşma yaptığını ifade etti. Başbakan'ın kendisini bilgilendiren hukuk danışmanları ile bir sıkıntısı olduğunu öne süren Feyzioğlu, "Yanlış. Canlı bomba eylem yapmadan tutuklayamayız üzücü bir cümle. Bunu kast etmiş olmasın diye düşünüyorum. İnsanlar çok yorgun çok bitkin. Üzgün herkes. Birer cümleden insanları yargılayıp, infaz etmeyelim. Çok ciddi bir bela ile karşı karşıyayız. Gelin bu işi birlikte çözelim." dedi.

TCK'da örgüt üyeliği diye bir suçun olduğunu anlatan Feyzioğlu, "Örgüt üyesi olmadan, örgütün amacına yönelik faaliyette bulunan da örgüt üyesi gibi cezalandırılıyor. Canlı bomba olduğunu bildiğimiz bir kişinin bombayı patlatmadan, suçun icra hareketlerine başladığı ortada, teşebbüs diye bir huküm var TCK'da, Teşebbüs maddelerinin uygulanması gerekir." diye konuştu.

'TEHDİT SIRALAMASINDA IŞİD YA YOKTU YADA ALT SIRADAYDI'

Başbakan'ın nerede sıkıldığını bildiğini, 3-5 aydır IŞİD'in Türkiye'de terör örgütü muamelesi gördüğünü ifade eden Feyzioğlu şöyle devam etti: "Diğer terör örgütlerinin şehirlerde nerede nefes aldığını, hücre evi kurduğunu devlet biliyor ama IŞİD teröristleri 'öfkeli genç çocuklardan' terörist sıfatına yükseldi. Türk istihbaratı, emniyet teşkilatı gözünde ve büyük ihtimalle de Milli Güvenlik Kurulu'nun tehditleri sıralayan belgelerinde IŞİD ya yoktu, ya da çok alt sıralardaydı. Çünkü Vahhabi, Selefi, Sünni, Şiilerle savaşıyor, Esad ile savaşıyor. Esad olmuş, Esed ee bize bir zararı dokunmaz. Terör örgütü ile iş tutan ülkesini terör örgütünün saldırılarına ardına kadar açar. Hükümetin büyük sorumluluğu inanılmaz büyük bir sınır parçasını IŞİD teröristlerinin istediği gibi gelip geçeceği, hatta Türkiye'den araç alıp kamyonetler çalıp, orada askeri araçlara dönüştürebileceği, yaralıların Türk hastanelerinde tedavi olabileceği, ailelerini Türkiye'de evler tutup, huzur içerisinde barındırdığı, savaşmak içinde sınırdan kolayca geçebileceği inanılmaz bir sorumsuzlukla yönetmiş olmalarıdır."

'KATLİAMIN ARKASINDA SIĞ KAPASİTESİZ HAYALPEREST DIŞ POLİTİKA VAR'

Ankara'daki katliamın arkasında Türkiye'nin sığ, kapasitesiz, Ortadoğu'nun 250 yıllık tarihini bilmeden yazılmış hayalperest dış politikası olduğunu savunan Feyzioğlu, "Hükümetin bir başka sorumluluğu da başta Cumhurbaşkanı olmak üzere söylemleri ile toplumumuzu birbirine düşman, kamplara ayırmış olmasıdır. Birileri diyebilir ki, muhalefette bunu yapıyor. Muhalefete de bunu söylüyoruz ama hükümetin ve özellikle de Cumhurbaşkanın görevi düşman yaratmak değil, tarafsız olup, herkesi kucaklamak olmalıydı.

BASKICI REJİMLER DÜŞMAN YARATARAK AYAKTA DURURLAR

Çok ciddi bir duygusal kırılma içindeyiz. Son 5 yıldır siyasi iktidar kendi tabanını konselüde etmek adına düşmanlar yarattı. Kendi gibi düşünmeyen herkesi düşman ilan etti. Baskıcı rejimler düşman yaratarak ayakta dururlar. Düşman yaratırsanız eğer arkanıza destek toplayabilirsiniz. Ama düşman yaratmanın ölçüsü de kaçtı. Vatan hainleri damgası vuruldu, kendileri gibi düşünmeyenlere ve herkes birbirinden nefret etmeye başlandı, bu amaçlandı. Ama o kadar sağlam bir hamurdan geliyoruz ki bu kadar çok düşman yaratma operasyonuna karşı biz hala birbirimize düşman olmuyoruz, büyük bir kitle olmuyor. Bunun işe yaramadığını görecek politikacılar, bu onlara oy kazandırmayacak. Son 2 yıldır da IŞİD'e gösterilen inanılmaz hoşgörü ve mezhepçi söylemler, etnik köken ayrımcılığı yapan söylemler rahatsız etti. Hangi etnik köken olursa olsun ırkçılık yanlıştır."

RTÜK LİSANSLARINI İPTAL EDEBİLİR

Feyzioğlu bir basın mensubunun bazı televizyon kanallarının bazı platformlardan çıkarılmasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şöyle cevap verdi: "Dün TBB olarak RTÜK'e müracaatta bulunduk. O kanal bu kanal bizim için adının hiç önemi yok. Savcının keyfi bir yazısı üzerine, yani platformdan çıkartmazsanız yardım yataklıktan soruşturma açabilirim yazısı üzerine, kamu hizmeti gören bu platformların televizyon kanallarını platformdan çıkartması doğrudan doğruya basın özgürlüğüne aykırıdır. RTÜK'ün buna müdahale sorumluluğu vardır. Çünkü RTÜK'ün platformları düzenleyen bu maddesi, bu platformlar bu kanun hükümlerine tabidir diyor ve 8. maddeye gönderme yapılıyor. 8. maddedeki göndermede RTÜK'ün lisans iptaline dahi karar verebileceği bir başka maddedir. Biz bunları yazdık ve derhal müdahale edilmesini istedik. Bu kanalların adı benim için hiç önemli değil. Bu kanal yarın Star olur onun için yaparız. Ulusal olur onun için yaparız. Bugün Samanyolu, Bugün olur onun için yaparız. Önemli olan düşüncenin açıklanabileceği kanalların kapatılıyor olması. Bu tabi keyfiliktir." CİHAN
14 Ekim 2015 20:50
DİĞER HABERLER