Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar.
Temizlenmiş mi oluyorlar şimdi?
Cumhuriyet tarihinde ilk defa dört eski bakan hakkındaki yolsuzluk iddiaları bir arada Meclis’e geldi dün.
Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturması ardından dördünü de kabine dışı bırakmıştı.
Daha ne hırsızlık, arsızlık iddialarıyla dolu telefon dinleme kayıtları dökülmüştü ortaya ne ‘Kedidir, kedi’ kıvamında ‘Montaj, dublaj’ mazeretleri.
Zannedildi ki, tıpkı bir ileri Avrupa demokrasisinde olduğu gibi, Başbakan kendisi istifa etmese de dört bakanını aklanıp gelene dek saha dışına aldı.
Öyle olmadı.
MECLİS TATİLE GİRDİ, FEZLEKELERİ ÖYLE GÖNDERDİLER
Önce bakanlar hakkında fezlekeler engellenmeye çalışıldı, yazılınca da Adalet Bakanlığı'nda bekletilmeye.
Ne zaman Meclis seçim tatiline girdi, fezlekeler o zaman Meclis’e gönderildi.
***
Erdoğan, fezleke tartışmasını 30 Mart yerel seçimi sonrasına bırakmak istiyordu.
Mahkemeye ne gerek var, işte millet aldırmadı diyebilirdi o zaman.
CHP’nin olağanüstü toplantı çağrısı, MHP’nin doğrudan, BDP’nin dolaylı desteği bu planı bozdu.
Bunun üzerine Erdoğan ve AK Parti ikinci müdafaa hattına çekildi.
Meclis soruşturması engellenecekti ama yolsuzluk iddialarının kırpılmış haliyle bile Meclis Genel Kurulu’nda okunmasını, zapta geçmesini, Meclis TV aracılığıyla halka duyurulmasını önlemekti.
Mesela Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlarının, İran’daki mevcut yönetimin dahi tasfiye etmek istediği bir casus-tüccar ağının muhtemel üyesi Reza Zarrab’ın işlerini takip karşılığında para alıp almadığının ortaya çıkması istenmiyordu.
***
Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, -ki bütün tartışmalı oturumların tartışılmaz yöneticisi olmuştur- muhalefetin karşı çıkmasına karşın, ‘sürmekte olan dava’ gerekçesiyle suçlamaların okunmasına izin vermedi.
Diğer yandan AK Parti yolsuzluk soruşturması oturumunun açılmasını engelleyemiyordu.
Ama Soruşturma Komisyonu için gereken suçlamaların okunacağı genel görüşme engellenebilirdi; orada AK Parti’nin Meclis üstünlüğü devreye girebilirdi.
AK Partili vekiller, Erdoğan’ın talimatıyla kendi içlerinden dört kişiye yargı önünde aklanma fırsatı dahi vermek istemediler. Eski bakanlar iddia ettikleri gibi masum ve mazlumsa, bunu da öğrenme fırsatının da engellenmesi demek oluyor bu.
Kirli çamaşırlar yıkanamıyor, üzeri örtülüyor.
Hani ‘eski Türkiye’ diyorlar ya…
Eski Türkiye’de bir Tansu Çiller-Mesut Yılmaz olayı vardı. Birbirleri hakkında bütün yolsuzluk iddialarını ortaya dökmüşler, sonra anlaşıp üzerini örtmüşler, bir Meclis oylamasıyla kendilerini aklayıp pakladıklarını düşündüler.
Milletin buna inanacağını düşünüyorlardı. Öyle olmadı.
Çiller-Yılmaz örtünce kötü, Erdoğan örtünce iyi mi? Öyle mi?
Güler, Çağlayan, Bağış, Bayraktar temizlenmiş mi oluyorlar şimdi?
Bir nokta daha var.
***
ASIL AMAÇ
Erdoğan’ın asıl hazırlığı 30 Mart sonrası Meclis’te kendi soruşturma komisyonunu kurmak.
Burada bu dört eski bakan soruşturuluyor gibi yapılacak. Ama asıl amaç 17 Aralık’ta yolsuzluk soruşturması açan savcı, yargıç, polis ve diğer kamu görevlilerini ifade için çağırıp, onları soruşturmak.
Bir anlamda "Hırsız var" diyeni suçlu çıkarmak.
BDP’li Hasip Kaplan dün kürsüde dedi ki, “Kendine AK Parti deyince ak olunmuyor”. Olunmuyor herhalde.