Fikri Sağlar'dan AKP ve Erdoğan'la ilgili şok açıklama

Fikri Sağlar'dan AKP ve Erdoğan'la ilgili şok açıklama
1991'de Demirel'in kurduğu DYP-SHP ve 1995'te Çiller'in kurduğu DYP-CHP koalisyonlarında görev alan isim olan Fikri Sağlar gündemi değerlendirdi.

7 Haziran şaşırtıcı bir Meclis aritmetiği çıkardı. AKP ilk kez uzlaşı aramak zorunda… Muhalefet ilk kez Meclis çoğunluğunu ele geçirdi. Türkiye uçurumun kenarından döndü. Ama iktidar oyunu daha yeni başlıyor. Üstelik Erdoğan faktörü hâlâ devrede… AKP'nin CHP ya da MHP ile, CHP'nin MHP ve HDP ile uzlaşma ihtimali var. CHP son 20 yıldır ilk kez iktidara bu kadar yakın. 1991'de Demirel'in kurduğu DYP-SHP ve 1995'te Çiller'in kurduğu DYP-CHP koalisyonlarında görev alan deneyimli siyasetçi Fikri Sağlar Türkiye'nin iktidar seçeneklerini değerlendirdi. İşte Zaman Gazetesi'nde yer alan röportaj

Seçim muhalefete nefes aldırdı ama kolay bir hükümet tablosu da çıkmadı. Buna rağmen sanki erken bir rehavet havası var. Siz sonuçları nasıl okuyorsunuz?

Rehavete erken kapıldığımız doğru. Nedeni şu, halk 13 yıllık AKP iktidarının özellikle son 5 yılında müthiş bir baskı altındaydı. Her gün kendisine hakaret eden, baskı altında tutmaya çalışan bir iktidar vardı ve halk sandıkta bu iktidara ‘artık yeter' dedi. Seçmen Erdoğan'a ‘başkan olamayacak ve o kaçak sarayında oturamayacaksın' mesajı verdi. Oysa Erdoğan 400 vekil isteyerek yola çıkmıştı ama seçim biraz daha geç bir tarihte olsa, büyük olasılıkla AKP 258 vekil bile alamazdı. Halk sandıkta AKP'ye ‘seni iktidar yapmak istemiyorum' dedi. Başbakan devletin tüm kaynaklarını kullanarak mitingler yaptı ama halk ‘parlamenter sistemden yanayım, aklınızı başınıza alın' mesajı verdi.

Meclis çoğunluğunu sağlayan muhalefete ne dedi sizce?

Muhalefete çok açık olarak ‘ülke sorunlarını koalisyonla çözün' dedi. Muhalefet bunu doğru okur mu? Umarım okur, çünkü Türkiye uçuruma doğru sürüklenirken bir u dönüşü yaparak durdu. Şimdi 3 liderin, CHP, HDP ve MHP'nin, seçmenin bu mesajını iyi okuması gerekir.

Sonuçlar gerçekçi bir koalisyon seçeneği sunuyor mu? Mesela AKP'siz bir koalisyon mümkün mü?

Evet. AKP'nin bu tabloda kendisini muhalefete çekmesi, eğer hayırlı bir iş yapacaksa yeni hükümete olumlu muhalefet etmesi gerekir.

AKP, iktidarı bırakabilir mi? ‘İktidara mecburuz, mahkumuz' diyorlar…

O anlamda tabii ki iktidarı bırakamaz. Çünkü devletin kaynaklarından besleniyor. AKP cumhuriyetin bütün birikimlerini sattı ve kaynakları yandaşlarına aktardı. Bunun en veciz ifadesi de ‘parsel parsel sattılar' sözüdür. Ankara için söylendi ama tüm Türkiye için geçerlidir.

MHP, HDP destekli bir koalisyon seçeneğini reddediyor…

Bence MHP yanlış yapıyor. Çünkü HDP'nin barajı çok aşarak Meclis'e gelmesi, aslında Türkiye'nin demokratikleşmesi için büyük bir fırsattır. Çok partili dönemde, çok sayıda parti Meclis'e girdi ama her kimlik temsil edilemedi. Bugün tüm kimliklerin Parlamento içinde temsil edilmesi hatta iktidar ortağı olma fırsatı var. Eskiden Milli Selamet geleneğinin, Erbakan geleneğinin şöyle bir kanaati vardı. ‘Biz seçilsek bile bizi hükümet yapmazlar'. Ama Çiller hükümet oldu ve Erbakan'la koalisyon kurdu. Hatta Erbakan başbakan oldu. O zincir kırıldı. Benzer durum HDP geleneği için de geçerli. Açık ki 12 Eylül anayasası Kürt kimliğinin temsilini engellemek için bir kota koymuştu. Şimdi o kota yıkıldı. Bundan sonra barajın bir anlamı yoktur. ‘Kürt politikası Parlamento'ya girmesin' diye kurulan baraj yıkılmıştır. Demek ki demokratikleşme şimdi başlıyor. CHP duyarlı ve hazırdır. MHP'nin de böyle bir koalisyonda yer alması Türkiye'yi aydınlığa götürür. Mesela barışın kalıcı hale gelmesi için gerekli adımlar Parlamento'da atılmalıdır. AKP ateşkesi sağlamış ama bu adımları atmamıştır. Şimdi tam zamanıdır. Zaten bunları MHP'siz yapmak mümkün de değildir. MHP kilit roldedir, anahtardır. MHP ya Türkiye'nin demokrasi kapısını açacak ya da AKP'ye yanaşarak, yağma, yolsuzluk, hırsızlık düzeni içinde yer alacaktır.

Kurulacak bir koalisyon hükümeti barış süreci için adım atabilir mi?

Evet, tabii. 1991'de SHP-DYP koalisyonu kurulduğunda HEP (Halkın Emek Partisi) SHP'den ayrılmasaydı demokratikleşme ile ilgili önemli adımlar atılabilirdi. Ama olmadı, derin devlet müsaade etmedi, karşılıklı hatalar yapıldı. Şimdi de benzer fırsatlar var ve aynı hataların yapılmaması gerekiyor. MHP bugüne kadar uyguladığı politikayı gelecekte uygulayamaz.  Bu nedenle 3 parti yapacağı bir protokol ile 13 yıllık AKP iktidarının yıkımını onarmaya başlayabilir.

CHP'nin MHP'yi koalisyona ikna edebileceğine inanıyorsunuz…

Evet, böyle bir umut taşıyorum. Aslında seçmen böyle bir karar da verdi. Parti liderleri bundan kaçamazlar. Bakmayın şimdi Recep Tayyip Erdoğan rol oynamaya çalışıyor. Tekrar koalisyon kurucusu ya da iktidar kurucusu gibi davranıyor, ama bu yanlıştır. Halk Erdoğan'a böyle bir görev ya da yetki vermedi. Bu nedenle Erdoğan'ı rol arayışını meşrulaştırıcı her hareket halk tarafından boğulur.

Erdoğan Baykal görüşmesiyle bir hamle yaptı. Sizce amaç ne?

O görüşme yanlış bir hamledir. Görüntü çok hoş değil. Anladığım kadarıyla Sayın Baykal'ın bireysel bir girişimidir ve bizi bağlamaz. Bu adımlar Recep Bey'e de meşruiyet kazandırır. Biraz önce söyledim, kim Erdoğan'a iktidar gibi hareket etme meşruiyetini sağlarsa bu halk onu yok eder.

Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP içinde bir operasyon yapabilir mi?

Erdoğan'ın CHP'de operasyon yapabilecek gücü yok. Mazbatalarını alacak olan CHP vekiller, Ankara'ya Recep Bey'den hesap sormak için gelecekler, bunun için seçildiler. Parti olarak da bunun için hazırlıklıyız. Çünkü iktidar toplumu susturmak istedi. Bu nedenle Gezi Türkiye'nin uyanışıydı, dünya ulusları içerisinde saygın kalma çabasıydı. Bunu bastırdı AKP.  Ama o ruh Türkiye'yi bu günlere getirdi. Bir erken seçimde kaybedecek ve kaybolacak olan Recep Bey ve şürekasıdır. Ben yeni bir dönem başladığı kanaatindeyim.

AKP Erdoğan'dan bağımsız bir koalisyon arayışına girebilir mi?

Bugün AKP diye parti yok. Recep Tayyip Erdoğan var. O nedenle ben Erdoğan derken AKP'yi de kastediyorum. Ama 7 Haziran'da şu yıkıldı. Halk Erdoğan hep kazanır diyordu. Bu kez kazanamadı ve demek ki yenilebiliyor demeye başladı, seçmen. Bir özgüven oluştu. Erken seçim olursa bugünkü oyu bile alamazlar. Herkesi suçlayan, ona paralelci, ona DHKP-C'li, bir başkasına bilmem neci diyen bir lider, iktidar olur mu? E sen de hırsızsın. Ortada bir yolsuzluk var, parsellenmiş bir Türkiye var, suçlarını örtbas etmek için başkalarını suçluyor.

İktidar medyasında CHP-AKP koalisyonu tamam algısı yayılıyor?

Bu seçim iktidar medyasının da tükenişidir. Öyle bir şey olmayacağı açıktır. Her 4 kişiden birinin desteğini alan CHP bu havuz düzeninin devamına izin vermez. Şunu gözden kaçırmamak gerek. CHP'li vekillerin yüzde 80'i ön seçimle geldi. Dolayısıyla kimse CHP'li vekillerin eskisi gibi yukardan hiziplerle yönlendirilebileceğini zannetmesin. Biz Meclis'e halkın elleri yakamızda geliyoruz. CHP 13 yıllık haksızlık, yolsuzluk ve baskıyı bitirme vaadiyle oy aldı. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu başkanlığında ya da 3 parti anlaşarak yeni yapıyla, verdikleri sözü tutabilirler. Zaten Kemal Kılıçdaroğlu, biz koalisyona varız ama AKP'siz, dedi. O seçeneği bitirdi.

CHP'nin 132 vekili içinde sadece sizin de aralarında olduğunuz 4 vekilin hükümet deneyimi var. Bu durum koalisyon için sorun çıkarır mı?

Hayır. Deneyimler hükümet için çok değerlidir, ancak CHP bu yeterliliğe sahiptir. Zaten halk bir uzlaşı, bir koalisyon istiyor. Tek adam isteniyor. Tek adam hukuku ele geçiriyor, meclisi ele geçiriyor, hükümeti ele geçiriyor, polisi ele geçiriyor. Olmadı nüfus müdürlüğünü ele geçiriyor. Bizim gibi demokrasilerini kökleştirmekte olan ülkelerde tek adam faktörü son derece tehlikelidir. Bakın oturmuş demokrasilerin kendi iç koalisyonları vardır. Türkiye'nin kendisi bir koalisyondur. Bu ülke kuvvetler ayrılığını rafa kaldıran Erdoğan'ın kurduğu rejime yine iyi dayandı. Ama artık yeter.

"En büyük tehlike Erdoğan'ın kurduğu derin devlettir"

Kötümser senaryolar ve kaygılar var. Erdoğan rejiminin erken seçim kararı aldıktan sonra toplumsal çatışmalar çıkarma ve oyları artırması gibi…

Bu süreçte en büyük tehlike Erdoğan'ın kurduğu derin devlettir. Derin devletler koltuklardır ve o koltuklardan biri kalkar, başkası oturur. Erdoğan devleti ele geçirmiştir ve evet Erdoğan'ın bir derin devleti vardır. Türkiye bir hukuk devleti haline gelmezse Erdoğan gidince o koltuğa başkaları oturur. Bizim Erdoğan'la mücadelemizin nedeni de budur. Erdoğan 2007'den itibaren kendi derin devletini kurmak için Türkiye'deki tüm değerleri yok etti. Tüm yapılanları da birlikte olduğu anlayışa yıkarak kendini aklamaya çalıştı. Oysa sorumlu bizatihi kendisidir. Bugün tüm dünya IŞİD'e silahın Türkiye'den gönderildiğini biliyor. 1500 TIR nereye gitti? Türkmenlere gitseydi herhalde bugün soykırımla karşı karşıya kalmaktan kurtulurlardı. Bunun hesabını vermek zorunda. Mersin'de benim insanlarım içinde köylerde IŞİD ajanları var ve gençleri zehirliyorlar.

Son olarak HDP mitingine bombalı saldırının faili IŞİD elemanı çıktı. Erken seçim olması halinde böyle bir komplo endişesi taşıyor musunuz?

Bu yapılırsa erken seçim bir iç savaşın nedeni olur. Benim gördüğüm bu. Recep Tayyip Erdoğan iç savaş çıkarma ruh halindedir. Körüklemesi, kriz çıkarmaya çalışmasının onu bunu el altından tahrik etmeye çalışmasının nedeni budur. Ülkesinin hizmetinde bulunan hiç kimse çözüm yollarını bulmadan ülkeyi yeni tercihe zorlayamaz. 7 Haziran'da iktidar olamayacaklarını net olarak anladıkları andan itibaren bu ihtimaller gündeme alınmış olabilir. Çünkü normal şartlarda tekrar seçime gidilirse bugünkü oyu bile alamazlar. Bu çok net… Bakın 7 Haziran akşamından bu yana toplum o kadar nefes aldı ki… Bana diyorlar ki maçlar bitti, Erdoğan da artık konuşmuyor, televizyonlar boşaldı, artık kafamızı dinliyoruz… Erdoğan 3 gün sustu ama dayanamadı, birilerini araya koyarak tekrar hamle yapmak istiyor.

ZAMAN

15 Haziran 2015 09:23
DİĞER HABERLER